• bir donem moskova'ya cok gidiyordum ve o yillarda hayatimi etkileyen birkac kisiyle tanistim. bu da onlardan birisiyle, anastasia ile ilgili bir entry, anilar, veya kaybettigim yoldasimin hayatinin ozeti. yazma motivasyonum ise, bir yerlerde onun gibi birisinin varligini yazma arzusu.

    80'lerin sonunda, moskova'da bir dostumla birlikte misyon gorevlisiyiz. 8 gunluk bir surec icindeyiz ve yiyip icmek icin kendimize uygun lokasyonda bir restoran bulduk. o zamanlar 18-19 yasinda olan anastasia da orada calsiyordu. parlamasi gereken gozleri uzgun, zorla mutlu gorunmeye calisan genc bir kadindi. yanimdaki dostum, kisaca onde gelen ve zengin bir ailedendi. her yil bir kisiye olaganustu yardim etme aliskanligi vardi. loto gibi adamdi. anastasia'nin da goruntusu (hareketleri) ilgisini cektigi cektigi icin diyalog kurmaya calisti. siparis getirip gotururken olan ufak diyaloglar patronunu sinirlendirdi, arkadasimin baslattigi bir diyalogdan dolayi adam bizden ozur diledi, onu da bizim yanimda asagiladi, cezalandiracagini soyledi. sorun olmadigini, bizim konusmak istedigimizi soylememize ragmen engel olamadik. diger gun tekrar gittik. anastasia yine oradaydi, bu sefer patronu yoktu. biraz daha konustuk. ailesini erken yasta kaybetmis, amcasi (patronu) ve onun ailesi ile yasiyormus. utaniyor gibiydi, yuzumuze bakamiyordu. ve amcasi geldi, problem olmamasi adina aniden diyalogu bitirdik.

    kisa geciyorum, birkac gun benzer seyler yasandiktan sonra kendisinin ve cevredekilerin anlattiklarini birlikte degerlendirince, amcasinin istismar ettigine kesin gozuyle baktik. arkadasim benden daha cok etkilendi durumdan. esi hamileydi, onun da etkisiyle daha duygusal yaklasti. kizi yanimizda goturmeye, daha dogrusu ona yeni bir baslangic teklif etme fikrinden bahetti. itiraz etmedim, daha dogrusu etmek istemedim. zaten kidem olarak da benden ustundu, inatciydi, dinlemezdi. altinci gun kizi amcasi yokken bulduk, arkadasim teklifini yapti, anastasia da kabul etti. yedinci gunumuzun sabahinda, kizi kaldigimiz otele goturduk. otelde ogrendik, pasaportu yokmus. hatta olmasi gerektiginden haberi bile yokmus. yeni pasaport olmasi uzun surecek, bizim de sonraki gun geri donmemiz gerekiyor. arkadasim inat etti, basladigi isi bitirmek istedi. buyukelcilik ile gorusecegini soyleyip cikti. ben anastasia'nin hikayesini dinledim.
    ailesini kaybedince devlet koruma altina almis, 13 yasindan sonra da amcasi olarak bildigimiz ama aslinda babasinin uvey kardesi olan adam yasal olarak oradan cikarabilmis. pedofili iceren istismar, dogumla sonuclanmamis bir hamilelik sureci, baskalarina pazarlama, iskenceye varan siddet. o anlattikca benim nefesim daraliyor. sigara sondukce yenisini yakiyordum fakat yuzlerce sigara oyle nefes daraltamaz. sabahin 11'i, programim aksiyor, motivasyonum sifirlanmis, arkadasim geri gelmemis, yanimda ise bizzat dinledigim en buyuk dramlardan birisi. ve ayni zamanda, kiz resit olmasina ragmen potansiyel bir kacirma sucu islemis olabiliriz. sovyetler dagilmak uzere, kanun ve duzen minimum. oglen 1 civari arkadasim geldi. basarmis, kiz icin evrak hazirlaniyormus. mutlu habere sevinirken anastasiya "beni hanginiz alacaksiniz?" diye sordu. hayattan umudunu nasil kesmisse, kacacagi yerde birimizin esi olacagini dusunerek bizimle gitmek istemis. arkadasimin da kizin hayatindan haberi yok. yanlis anlasilmayi ben duzelttim, kizin mutlu versiyonunu gorduk. kendisine buldugumuz is de, arkadasimin dogacak cocuguna bakicilik yapmasi seklinde netlesti. anastasia sarilarak bizi oldurecekti.

    ucaga binip arkadasimin evine gittik. iki kisi gidip, uc kisi donmemizi arkadasimin esine aciklamak icin kizin uyumasini bekledik. arkadasim da bazi detaylari o zaman ogrenebilmisti. tek sorun, anastasia'nin rusca disinda bir dil bilmemesi ve arkadasimin esinin de rusca bilmemesiydi. sorun cikmadi, az konusmayla temel iletisimi saglamaya basladilar. kisa surede kiza butun legal dokumanlari organize ettik. birkac hafta sonra arkadasimin esi dogum yapti, kizlari oldu. anastasia da o ailenin bir parcasi olmustu. onlari ziyaret ettikce farkedebiliyordum mutlulugunu. aradan iki yil gecti, arkadasim hayatini kaybetti. kisa sure sonra da annesi hayatini kaybetti. kizlarini bana emanet etmislerdi. onceden kisaca yazdigim (bkz: kizim/@cacit) zorlu surecte kendi kiz kardesimden sonraki en buyuk destekcim anastasia oldu. guc ve cesaret verdi, motive etti. sonunda o kucuk kiz benim kizim olmustu. anastasia da onun bakicisi, annesi, kardesi, arkadasi oldu. kizimi emanet ettigimde icim rahatti. yemek yapmak gibi bir gorevi olmamasina ragmen her gun hazirladi veya yardim teklif etti. ben parasini biriktirmesini tavsiye ederken o bize hediyeler alirdi. izin gunlerini, yillik tatilini "problem olmazsa" bizimle evde gecirmek isterdi. is isin gittigim yerlere ikisini birden goturerek, kendisine zorla tatil yaptirirdim. birkac yil sonra kizimla ulke degistirmemiz gerekti. sartlar uygun olsaydi kesinlikle bizimle olacakti fakat baska sebeplerden dolayi mumkun olmadi, bizimle gelemedi. yilda birkac kere bizi ziyarete geldi. son 12 yildir yogun oldugum icin sadece birkac kere gorusebildik, sadece telefonda konusabiliyorduk. o istemese de, ona duzenli para gondermem konusunda anlastik, bu yil bile transfer otomatik olarak devam ediyordu. ben cok iletisim kuramiyordum ama kizimla bagini koparmadi, aralarinda ozel bir iliski vardi. firsat buldukca gorustuklerini anlatiyordu kizim. ben de mutlulukla dinliyordum anastasia'nin yaptiklarini.

    ve iki gun once kizim aradi, yetiskin hayatinda ilk defa beni yanina cagirdi. dakikalarca agladiktan sonra sadece "nastya" dedi. hayatimizda bir tane anastasia oldugu icin anlamakta zorlanmadim. aglamasi bitince birkac cumleyle anlatti. hikayesini asla unutmayacagim, en son 12 yil once gordugum kadin, bir sure once saldiriya ugramis ve komadaymis. kizim aylardir bana soylemeden elinden geleni yapmis, durumu duzelmemis. sonuc olarak umut kalmamis, beyin olumu gerceklesmis, fisin cekilmesi gerektigi bir duruma gelmis. birkac ucakla, neredeyse yarim gunluk yolculuk sonrasinda hastane bahcesinde bulustuk. kizim bana sarilip agladi. kizim 34 yasinda, bu kadar siddetli aglamasina birkac kere sahit oldum. bir sure sessizce oturduk ve birlikte iceri girdik. eski yoldasimin elini tuttum, uzun uzun baktim. 18 yasindan 40 yasina kadar hep ayniydi, 52 oldugunda sadece biraz yaslanmis fakat degismemisti. anastasia'nin uzerindeki ortuyu acip vucuduna baktim, kismen iyilesmis olmasina ragmen cektigi acilari, yara izlerini gordum. doktorla gorustum. elime kagitlar verdi, bir seyler anlatiyor. okudugumun ve duydugumun cogunu anlamiyorum. kesin olarak umut yokmus. ekonomik gucun olumle mucadelesi her zaman zaferle sonuclanmiyor. daha fazla uzatmadan odaya gittik, fisi cektik. kendisini taniyan birkac kisi ile birlikte cenaze torenini yaptik. olabilecek en dogru yere, kizimin biyolojik ailesinin yanina gomduk.

    kizimin evine gittik. evde de saldirganin bilgilerini aldim. birkac hafta once yakalanmis. ulasabildigim birilerini arayarak son durumu ogrendim, tekrar ozgur bir hayat yasayamayacakmis. en azindan orta yasli olsaydim kendisini ziyaret etmekle ilgili hayaller kurabilirdim. su anki kondusyonumda ise serbest birakilmayacagini ve benden aldigindan fazlasini ondan alacagimi bilmek tatmin ediyor.

    saatler gecti, yeterince kendimize geldik. hayat devam etmeli, ediyor. ilerlemis yasimdan dolayi olen kisilerin haberini alinca fazla etkilenmiyorum, alistim. fakat deger verdigim kisileri kaybettikce, uzerimdeki yorgunluk artiyor. ve nastya gibi ozel kisilerin olmesi ise, kalbimde ve ruhumda yaralara sebep oluyor. otanazi icin kendime verdigim yillarin sebebini sorguluyorum, belki de daha yakin tarihe planlamaliydim.

    nastya, o kotu insanlara ragmen kalbini tertemiz tutmayi basarabilen, kotu anilarini baskalarina mutluluk vererek dengeleyen mukemmel bir kadindi. olmesinden dolayi uzgun olsak da, uzun yillar istedigi gibi yasamasina yardimci olabildigimiz icin mutluyuz. deger verdigim diger kisiler gibi, anastasia'yi da olene kadar unutmamayi, olmeden once unutmama sebep olabilecek bir hastaliga yakalanmamayi umuyorum. zaten otanazi kararim icin kendimi hakli buldugum gerekcelerden birisi bu tur kisileri/anilari unutma korkum.

    ne kadar yazarsam yazayim, sonuc degismiyor. hayat devam ediyor, olene kadar.

    ekleme;
    kendisini merak edenler oldu. etrafindaki insanlar hayatta oldugu icin biraz kesmek zorunda kalarak gosterebilirim. (aylar sonra silecegimi dusunuyorum)
    görsel
    görsel
  • eksiğiyle fazlasıyla kendi çevirim. umarım olmuştur.

    çöl yolunun üstündeki kan kırmızı gökyüzü,
    yolumu çiziyor meksikaya doğru.
    yaptığım şeyin biliyorum yanlış olduğunu.
    kalbimdeki ateş asla sönmeyecek.
    sevdiğim herşey ardımda kalacak.
    dönüş yok, bu gece herşey bitecek.

    herşeyim (aşkım) anastasia, anastasia
    bu bizim son vedamız olabilir.
    beni kurtaramazsın,
    soluyorum (yitip gidiyorum),
    ellerim kanlı bu gece.

    tek ihtiyacım olan şey bir mucize.
    kanun adamlarından sonsuza dek kaçacağım,
    beni yakalayacakları zamana dek.
    ah anneciğim, şimdi gitmem gerek.
    bir daha sevmeyeceğim kimseyi seni sevdiğim kadar, (tsm ezgileri var burda)
    tüm bunları ardımda bıraktığım için üzgünüm.

    herşeyim (aşkım) anastasia, anastasia,
    bu bizim son vedamız olabilir.
    beni kurtaramazsın,
    soluyorum (yitip gidiyorum),
    ellerim kanlı bu gece.

    herşeyim (aşkım) anastasia, anastasia,
    bu bizim son vedamız olabilir.
    beni kurtaramazsın,
    soluyorum (yitip gidiyorum),
    ellerim kanlı bu gece.

    anastasia, anastasia
    onurun için, hayatını yaşa.
    beni kurtaramazsın,
    soluyorum (yitip gidiyorum)
    ellerim kanlı bu gece...

    ps: walter white'in personeli jessie için yazılmış olsa gerek. *
  • hayvan gibi bir slash şarkısıdır.

    albümü dün aldım. arabayla bir yerlere gidiyordum. bari giderken şöyle bir dinleyeyim dedim. arabada başkaları da olduğundan he iyiymiş güzelmiş canmış diye kısık sesle dinliyoruz. iki çift laf edelim hesabı.

    sonra arkadan bunun girişindeki riff başladı "çüş bu ne dedim". akabinde sonundaki solo başladı direkt konuşmayı falan bırakıp şarkıya odaklandım.

    snake pit, velvet revolver ilk slash albümü dahil hiçbirinde böyle bir parça yok. inanılmaz olmuş. guns ve slash fanları dinlesin, dinletsin, coşsun ulan!
  • slash'ın ömrü hayatında dahil olduğu en güzel çalışması. öyle bir solo vardır ki milyon tane şarkının sözlerinden daha çok konuşur.
  • before the rain'in soundtrackinda imzalari bulunan makedon muzik grubu.
  • 1959 yapimi ingrid bergman ve yul brynner'in oynadigi bu isimli filmde, filmin ilk dakikalarinda bir rus meyhanesinde iki rus danscinin seyh samil ismiyle bildigimiz melodiye cok yakin bir melodi ile dans ettigini gorebilirsiniz.
  • slash'ın guns 'n roses sonrası dönemde yaptığı en başarılı iştir kanımca. yer yer doğu kültürü ezgileri kullanılıyormuş gibi geldi bana. belki de bu kadar sevmemizde bunun da etkisi vardır.
  • slash feat. myles kennedy & the conspirators''in yepyeni apocalyptic love albümünden mükemmel bir şarkı.. hatta dinleyebildiğim kadarıyla albümün en iyi şarkılarından biri... slash, resmen bize eski guns n' roses günlerinden bir kesit sunmuştur kesinlikle... & kendisine neden "gitar tanrısı" denildiğinin kanıtı niteliğinde bir sanat eseri... bu da sözleri:

    blood red sky on a desert road
    gotto make my way down to mexico
    for what i did, i know that it was wrong
    the fire in my heart it will never die
    everything i love will be left behind
    no turning back, forever gone tonight

    all my love anastasia, anastasia
    this may be our last goodbye
    you can't save me
    i'm fading
    blood is on my hands tonight

    all i need is a miracle
    lawmen got me running now forevermore
    they'll hunt me down until the end of time
    oh my mama, now i've got to go
    never love another how i loved you so
    i'm so afraid to leave this all behind

    all my love anastasia, anastasia
    this may be our last goodbye
    you can't save me
    i'm fading
    blood is on my hands tonight

    all my love anastasia, anastasia
    this may be our last goodbye
    you can't save me
    i'm fading
    blood is on my hands tonight

    anastasia, anastasia
    for your honor took a life
    you can't save me
    i'm fading
    blood is on my hands tonight.
  • çocukluğumun en güzel animasyon filmidir.

    ilk gittiğim sinema sanırım binlerce çocuğun olduğu gibi aslan kral*dı.ama küçük kız çocuğu olarak kendimi peri masalında hissettiğim çizgi film anastasia'ydı.

    vizyona girdiği dönemde 9 yaşlarında falandım. babamla yoğun işleri sebebiyle pek vakit geçiremezdik. bu filme gitmeyi çok istediğimi de bildiğinden anneme "akşam matinesine hep beraber gidelim" demiş. ben mutluluktan uçuyorum tabi. kadıköy rexx'e gittik akşam 21.00 seansı. mısırlar falan herşey süperken, film bir başladı dın dın dın. meğerse günün son seansında film orjinal dilinde yayınlanıyormuş. hayatımda ilk kez alt yazılı film izleme şerefine nail oldum. ben perdeye uykudan mahmurlaşmış gözlerle bakıp kelime yakalamaya çalışıyordum, babamın çok keyfi kaçtı tabi. ne kadar anladın derseniz cümleler yok gibiydi ama babasının hayaliyle dans eden küçük anastasia once upon a december söylerken ben babamın kolunun altına girmiş kendi sarayımda mutlu mutlu uyukluyordum. bundan daha mutlu bir peri masalı olabilir mi?

    sonra babamın içine sinmemiş, pazar günü gündüz matinesine bir kere daha gittik. bu sefer filme daha çok odaklandım, o güzel sahneleri daha çok özümsedim ve filmin sonunda ben de nefretle ve zaferle dasvidania demeyi öğrendim.
  • kulağımın yemin ederim pası silindi pası. çölde vaha gibi çıktı spotifydan çok iyi eğitmişim bu önerileri. yapay zeka terbiyecisi olcam.
hesabın var mı? giriş yap