• ben yanlis anlamadiysam bebeklikte gotumuzun ayariyla dunyayi yonetebildigimizi farkettigimiz doneme tekabul eden donem.o donemden cvikildigi rivayet edilse de ben muzmin anal cok insan taniyorum makatinin kiblesine gore yasayan.
  • bu dönemi katı, cezalandırıcı, baskıcı bir ortamda geçiren çocuk cimri, aşırı titiz, kurallara aşırı bağlı, acımazsız bir şekilde eleştiren ama eleştirilmeye tahammülü olmayan bir yetişkin olur. temel amacı kusursuz olmaya çalışmaktır. bunlara göre içerde tutulan şey değerlidir, biriktirmeye, istif yapmaya bayılırlar bunun için. parası olan para, olmayan ıvır zıvır biriktirir. bu insanların durumuna anal erotizm (tutmanın bireye verdiği haz) denir.

    bu dönemi çok serbest bir ortamda geçiren çocuk ise savurgan, kumarbaz, düzensiz, sorumsuz, dağınık bir insan olabilir ileride. buna da anal sadizm adı verilir. 18 ay- 3 yaş arasında altını ıslatmak şeklinde zuhur eder. yetişkin olunca tükürmek ve aşırı küfretmek gibi belirtileri görülür bu anal sadizmin.
  • kakamızı tutabilecek kıvama geldiğimiz an son bulan dönem.
  • bekaretin tabu olduğu toplumlarda evlilik öncesine denk gelir...

    (bkz: oral ve anal seks yapan bakire kiz modeli)
  • anal dönem ve bu dönemin kritik görevi olan tuvalet eğitiminin kişilik gelişimine etkisini görmek için: http://www.youtube.com/…&lf=mfu_in_order&playnext=1
  • freud okuyunca insan gaza gelio, teori üretesi gelio.

    efendim ben de diyorum ki; annesi tarafından sürekli katı gıda ile beslenen erkek çocuk kabız olacağından dışkılayınca büyük bir rahatlama ve zevk duyar. ve acı içinde kaka yapmak öyle bi alışkanlık yapar ki çocuk ilerki hayatında büyük ihtimal gay olur. e tabii fallik dönemde yoğun bir ishal dönemi yaşayıp kıçından soğumazsa.
  • çocuğun üç yaşının sonuna kadar süren döneme anal dönem denir. bu döneme anal
    dönem denmesinin sebebi, anüsü kontrol eden sinir ve kasların olgunlaşmasıyla tuvalet eğitiminin verildiği dönem olmasıdır. bu dönemde çocuk uygun bir tuvalet eğitimiyle belli bir bağımsızlık duygusu ve yaşamdaki kural ve gerekliliklere dair makul bir algı geliştirir. girişimcilik, kararlılık, başkalarıyla geçinebilme vb. beceriler edinmek bu önemde önemlidir.

    freud, tuvalet eğitimi çok katı ya da çok esnek olan çocukların aşırı titiz, kuralcı ya da aşırı kuralsız, savurgan olabileceklerini savunur. bu durumun da “anal saplantı”lı
    kişilikler ortaya çıkaracağını savunur. anal saplantı tuvalet eğitiminin aşırı gevşek/sert olmasının sonucu ortaya çıkar. bu da olası iki sonuç doğurur;
    anal evrede, oral evrede olduğu gibi bilinçsiz bir cinsellik vardır. her iki evreye de “otoerotik devre” ya da “narsistik devre” denir. anal evrede çocuk, bir üstünlük elde etme güdüsü taşır ve hayvanlara veya oyun arkadaşlarına karşı üstünlük elde etme güdüsü gösterir. çocuktaki üstünlük elde etme güdüsü, onun acımasız/sadist bir yapı göstermesine sebep olur.

    anal tutucu kişilik: cimrilik, aşırı düzen meraklılığı, mükemmeliyetçilik gibi
    özelliklerle kendini gösteren kişilik yapısıdır.

    anal tepkici kişilik: anal tutucu kişiliğin tersine, bu kişilikteki bireyler kendilerini
    kontrol etmekle zorluk çekerler, dağınık, savurgan ve hoyrat davranışlarıyla bilinirler.
  • tanım: sigmund freud'un psikoseksüel gelişim kuramında yer alan ikinci evre, tuvalet eğitimi evresi.

    ortalama olarak çocuğun tuvalet eğitimi evresi olarak nitelendirilmesi makbuldür ki tuvalet eğitimi birkaç günde halledilen bir mevzu olmamaktadır. oral dönemde hemen her ihtiyacı bakım veren tarafından karşılandığı, bağımsız hareket kabiliyetini henüz kazanmadığı ve özerk olamadığı yani hali hazırda "bağımlı" bir biçimde olduğu primitif yenidoğan yalnızca id'den gelen itkilerini sergiler ve o itkilerin karşılanmasını bekler. anal dönemde ise iş çetrefillidir, zira çocuk ayağa kalkabilmekte, hareket edebilmekte, yetişkin gibi olmasa da konuşabilmekte ve özerkliğine dair deneyimleri yaşayabilmektedir. bu durumda toplumsal öğretilerle karşılaşır ve süperego aygıtı gelişir.

    süperego her daim "iyi" olarak bellenmekte, öğretilmekte, aktarılmaktadır. sanki bilinen ve rivayet edilen bir omuzda şeytan* diğer omuzda bulunan melek*gibi ruhsal aygıtın iki parçası ayrılmış, ego* bu iki taraftan aldığı uyarıcılara göre bir denge kurmaktadır lakin ki öyle değildir. bu başka bir yazının konusu.

    anal dönemde haz bölgesi ağızdan anüse geçmektedir. anüs, tuvalet eğitiminde ebeveynler tarafından "terbiye edilmek istenen" yerdir. yani, tuvalet eğitimiyle beraber çocuktan dışkısını tutması ve "gerektiği zaman", "uygun koşullar altında" bırakması istenmektedir. çocuk, hem anne karnında hem de oral dönemde tüm ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılatma kudretine sahipken ilk defa konforundan ödün vermek durumundadır. konforundan ödün vermek de dışkısını rahatlıkla istediği zaman altına bırakmak yerine, sırf bunun için tasarlanan bir aparata oturmak ve "mahremiyet" ile beraber dışkı bırakma eylemini gerçekleştirmek "zorunda" olmaktır.

    öyleyse elde olan şunlardır; konfor alanı kayboldu, mahremiyet diye bir kavram da işin içine girdi ve toplumsal ahlak öğretileri de (ayıp, yanlış, günah vb.) bu kavramla beraber çocuğa somut biçimde öğretilmeye, aktarılmaya başlandı. esasında bu aktarılan değerler, toplumsal ahlak hususunda çocuğun ilk öğrendikleri ve fakat somutlaştıramadığı için anlamakta güçlük çektikleriydi. tuvalet eğitimi de bu somutlaştırmanın hem eylemi, hem zorunluluğu, hem de getirisi olarak çocuğun alanını ve bazı söylemlere göre "saflığını" ilk sınırlandırma girişimi olmaktadır.

    anal dönemde, boşaltım yoluyla "terbiye edilmek" istenen çocuk, bilhassa evrenin başında bakım verenlerle yaşadığı çatışmalarda onları da anüsüyle "terbiye etmek" ister. lazımlığa oturur, dışkısını bırakmaz, ebeveynlerin isteğine boyun eğmediğine dair pasif bir direniş halindedir. onlara istediklerini kolaylıkla vermez. bunun için de bakım verenler davranışçı yöntemler geliştirirler, ödüllendirmek gibi, hediye almak gibi, alkışla onurlandırmak gibi, istediği bir şeyi yapmasına izin vermek gibi. ironik yan, toplumsal öğretilere boyun eğmenin kabul görmek, takdir edilmek olduğunu çocuk bu geri bildirimler neticesinde deneyimler.

    anal dönemde de fiksasyon gelişebilir. düşünülene göre, anal dönemde kabızlık yaşayanlar, yani kendileri için çok kıymetli olan dışkılarını bırakmak istemeyenler, yetişkinlik döneminde oldukça para tutan, cimri ve biriktirmeci olacaklardır. aynı zamanda sahip olduklarını asla paylaşmayan, şahsi mülkiyet konusunda fazlasıyla hassas ve duygularını, düşüncelerini de başkalarıyla paylaşmaktan imtina eden bireyler olacaklardır.

    bunun tersi biçimde, tuvalet eğitimi çağında sürekli ishal olan, hem lazımlığa dışkısını bırakıp bir de ayağa kalkıp perdenin arkasında saklanıp ortalığı batıranlar da müsrif, şahsi mülkiyet duygusu olmayan, elindekini hemen tüketen ve harcayan, yine duygularını, düşüncelerini ortamı ve kişisi uygun olup olmadığına bakmaksızın sarf eden kişiler olacaklardır.

    "anal dönemde kakanı tutar mıydın" gibi bir soru ayrıştırıcı olması açısından anlamlıdır ve fakat bilişsel kapasite ve beceri tuvalet eğitimi çağlarını anımsamak için yeterli donanıma sahip değildir. bundan ötürü, anal döneme dair anılar bireyden gerçekçi bir biçimde alınamaz, kişi ancak o çağda yaşadıklarına dair kendine anlatılanları aktarır.

    ayrıca, hazzın odağı ağızdan anüse kaymıştır. anüsteki sıkma bırakma hareketleri, dışkının çıkarken ve çıktıktan sonraki rahatlama, dışkıyı bırakmadan önceki gerginlik dönemdeki hazzın odağı olarak kabul edilir.

    işbu entry, anal döneme dair girilmiş olup kesinlik içeren genellemelerden kaçındığını beyan eder.
  • anal dönem, 1-3 yaş aralığı süren psikoseksüel gelişim evrelerinin ikinci evresidir ve oral dönemi takip eder. oral dönemin uzadığı çocuklarda bu evre uzayabilir. oral evrede id'in hakimiyeti altında olan bebekte bu evrede süperego gelişmeye başlar.
    oral dönemin bitmesiyle bebek dış dünyayla ilişkisini vücudunun başka bir bölgesiyle sürdürür.
    freud'a göre bu dönemde bebekteki sfinkterler nöromüsküler kontrol kazanır. böylece dışkının tutulmasında veya atılmasında istemli kontrol sağlanır. ayrıca yine freud'a göre bu evre ebeveynlere karşı bir bağımsızlık kazanma ve mücadele halidir.
    bu evrede doyum kaynağı anüstür. dışkılarını tutmaktan ve dışarı atmaktan haz duyar. çocuğun yaşamının bu üç yılında ve bu iki evrede sevgi objesi kendi vücududur.
    hazlarını ve isteklerini kızgınlık ve saldırganlıklarının ifadesi anüs yoluyla olur.
    bu evrede ebeveynlerin aşırı baskıcı tutumu anal dönemde (bkz: anal fiksasyon) ortaya çıkmasına neden olabilir. gelecekte de okb , savurganlık, aşırı titizlik, inatçılık, kararsızlık görülmesine neden olabilir.
hesabın var mı? giriş yap