• dün akşam, kardeşimle sumo güreşi yapıyorduk. 160+ kilo olduğumu düşünenler için açıklayım, şu oturma gruplarının büyük yastıklarını kendimize siper ederek salon halısından birbirimizi ittirmece oyunu işte, ben buldum. neyse, oynarken boş bulunuyorum ve benim ayı kardeşimin var gücüyle de çarpması sonucu ölüyorum. bu entry'i de ahiretten giri... allah korudu sözlük. sen benim ayaklar yerden kesil, küt diye koltuğa yığıl! o hengamede kafamı bir yerlere çarpsa idim, fenaydı. kardeşim de çok korktu, anneme anlattı olayı: "göz göre göre gidiyordu ablam, valla kendimi hiç affetmezdim anne." dedi. annem de, sarsılmaz bir merhamet ve şefkatle "affetmeyip de ne yapacaksın yavrum? hayat devam ediyor bir şekilde..." dedi. sağol ya! görüldüğü gibi, annem beni iki dakikada gömdü, helvamı yedirdi, kalan sağları teselli ediyor. sanki hiç olmamışım gibi... en son "hiç mi yemeyeceksin sanki, hiç mi sevmeyeceksin, aşık da mı olmayacaksın?" diye oğlunun suçlu yüreğine su serpmeye devam ediyordu. işte o an bir şeyler dank etti kafama: ben ölürsem herkes uyur.
  • kainatın en çok bilinmeyen içeren denklemidir. nasıl çalıştığı hala anlaşılamamıştır. ana yüreğindeki azim likite çevrilip aşısı yapılsa, üçüncü dünya ülkesi kavramı ortadan kalkar, ahmet dursun avrupa gol kralı olur, bilimsel platformda zıp zıp zıplardık...
  • çocuklarının asla büyümelerine izin vermeyen annelerin sığındığı bahanedir.

    kendi kaygılarını oldukları gibi çocuklara aktarır, birey olmalarına müsaade etmeyip her konuda üstlerine düşer, hayatları boyunca özgüven ve kaygı sorunu yaşayacak insanlar yetiştirirler.

    en sonunda sen de anne, baba olunca anlarsın derler. evet anlar o kişi, çünkü zaten o kaygıyı miras almıştır.
  • herodot cevdet'in gecen haftaki anlatiminda gozleri yasartan hikayenin konusu.
    seytan cocugun ruhunu ele gecirir ve annesinin kalbini getirmesini ister. cocuk annesine bunu soylediginde "cal bicagi bagrima" der suphe etmeden anne. bir mendile sardigi kalbi gotururken cocuk duser ve annesinin kalbi bir kenara firlar. o anda dile gelir annenin kalbi, "oglu bir yerine zarar gelmedi ya" der. ana yuregidir, ana olmayanin kimyasini anlayamacagi bir seydir...
  • annemle ilk msn denememiz
    kendisi gerçek hayattaki ismini kullanırken, ben de düşündeli adam² şeklinde bir isim kullanıyordum.
    ismimi gördü, ağlamaya başladı, nedenini sordum, cevap vermedi, hala da düşünürüm neden diye..
  • bunun varlığını kabul etmezsen taş olursun taş

    annem beni günde bi kez arar o da akşam saatleridir. günün nasıl geçti, neler yaptın, üşütme, hasta olma, çok sigara içme, zıkkım iç (bkz: derici sevdiği deriyi yerden yere vurur) vs derken en fazla 5 dakika sürer. dün gece bi türlü uyku tutmadı. sabah işe gidicem alarm çalıyor gözümü açamıyorum. en son şimdi kalkarım diye alarmı kapattım tekrar uyumuşum ve annemin telefonuna uyandım. hemen felaket senaryoları kurmaya başladım. birine bişey oldu, kaza geçirdi, hastalandı, fenalaştı "anne kötü bişey yok dimi" derken kadının uykulu uykulu kurduğu cümle "uyanamadın gibi hissettim bi an arayım dedim" anneeee sen var ya sen bitanesin ya. senin anne yüreğine ölürüm ben. sabah uyku sersemi söyleyemedim ama seni çok seviyorum ben.
  • hammaddesi pamuktur.
  • 2 saat önce en yakın arkadaşımın annesiyle konuştum. kimseyle konuşmuyormuş benimle konuşana kadar, arkadaşımın abisi öyle dedi. seninle de konuşmaz sanırım diye de ekledi. ver dedim sesimi hoparlöre, o konuşmasın sadece sesimi duysun yeter. teselli edeceğimi sanıyordu herkes ama ben sadece tek bir cümle kurdum. ben de sizin evladınız değil miyim?

    cümle ağır gelebilir ama oğlu gibi gördüğünü söylüyorsa biri bana, oğluna nasıl davranıyorsa bana da öyle davranması gerektiğini bilir. acısını paylaşır. sinirlenir, kızar artık ne tepki verecekse verir. zaten içinde bulunduğumuz durumda en iyi teselliyi ben verebilirim. elimden geldiğince teselli ettiğimi de düşünüyorum ama ana yüreği işte ne kadar mantıklı konuşursan konuş dinlemez. aklından binbir türlü kötü düşünce geçer, uyuyamaz. whatsapp son görülme tarihin her zaman açık olsun oğlum der. whatsapp'a belli süre girmeyince heyecanla arayıp, oğlum nasılsın diye halini sorar. heyecanını hissettirmediğini sanar ama sen hissedersin, çünkü seni o yetiştirmiştir. her hareketini bilirsin, kalbi senin için çarpar. seni sadece sen olduğun için seven birisinin var olduğunu bilirsin. sonra şükredersin. içinden "allahım anne baba sevgisi alamamış insanlara da içten sevilmeyi nasip et" diye dua edersin.

    zor anını hissetmiş gibi bir anda seni arar. oğlum sen neden bu kadar durgunsun der. neşeli taklidi yapar, telefonu kapatırsın ama iki saat sonra tekrar arar. hayrola anne dersin daha yeni konuşmadık mı? ne var özlemiş olamaz mıyım diye dalgaya vurur. sonra bir hikaye anlatır. öylece kalırsın. sadece yanında olmak istersin. başını dizine koymak istersin. saçlarını eliyle tarasın istersin. eline sürdüğü arko kremin muhteşem kokusu gelsin istersin. usul usul gözlerini kapatırsın. işte o anın değerini bilin. o an benim ölmeyi en çok isteyeceğim an. bundan daha güzel ölüm şekli düşünemiyorum.

    burayı okuyacağını biliyorum anneni teselli ettim. ama ana yüreği işte ayrılık en çok onu zorlayacak be kardeş. senin yokluğuna en çok o üzülecek. seni çok sevdiğini düşündüğün insanların, aslında seni değil de, senin onlara hissettirdiğin duyguları sevdiğini anlayacaksın. gün gelecek seninle ömürlük bir yolculuğa çıkmaya hazır olduğunu iddia eden kişi ailesini bahane ederek kavuşmanızın imkansız olduğunu dile getirecek. sanki bunları daha önce hiç konuşmamışsınız gibi senin onu ikna etmeni isteyecek. işte o an sadece annenin yanında olmak isteyeceksin. başını dizlerine koyup usul usul gözlerini kapatmak. bunları da en iyi annen yüreğinde hissedecek. seninle birlikte ölecek farkına bile varmayacaksın.
  • ankaralı bir grup gönüllü tarafından kimsesiz çocuklara yardım amacıyla kurulmuş dernek. www.anayuregi.org
hesabın var mı? giriş yap