• her manada elime aldığım kemandır!

    şimdi olay şöyle gelişti,

    bir ecnebi memleketinde nevi şasına münhasır bir müzisyen arkadaşım var, ben bunun küçüklüğünü de bilirim ya neyse.ben de bu memleketi ziyaret edeceğim.
    ne zaman gitsem de bu arkadaşın evine musallat olurum, yedek anahtarını da evin bahçesinde nereye sakladığını bilirim.konuştuk, benim vardığım saatte provası varmış, sen eve gir, 2 saat sonra ben zaten gelmiş olurum dedi.

    icazeti aldık, memleketine vardık, eve girdik. adam 10 numara müzisyen ama buzdolabı tam tıkır, peynir ekmek yaptım, kemiriyorum.

    evin için ağzına kadar enstrüman dolu, çoğu da öğrenciliğinden kalma. böyle çakma bir entrümanı alır, söker takar, tellerini değiştirir fln, deneysel takılırdı. biliyorum ki evde çakma bir keman var, taş çatlasın 100tl etmez, biz bununla utanmasak çorba fln karıştırırdık, öyle pespaye birşey. neyse ben bunu arıyorum işte, gıcırdatıp oyalanmak için.

    bir baktım kitaplığın üstüne bir keman kutusu.aha dedim burada. indirdim, açtım. aldım kemanı elime.akord yaptım, başladım gıy gıy. yahu nasıl da güzel ses çıkıyor. kendi kendime gaz veriyorum, "lan oğlum, devam edecektin kemana".
    ancak ses cidden bir başka çıkıyor, davudi yahu!

    sıkıldım sonra, kemanı kanepeye bildiğin fırlattım. gittim bir peynir ekmek daha aldım, sonra kemanı yine aldım, bildiğin bağlama vaziyetinde tıngırdattım, bu sefer diğer kanepeye fırlattım. neyse sonra bu pimpirikli gelir laf sokar deyip, yerini değiştirdiğim ne varsa düzelttim, kemanı da yerine koydum.

    geldi bizimki, hoşbeş muhabbet. neyse bizimkinde bir heyecan var, bana birşeyler söylemek istiyor seziyorum ama, gelemiyor bir türlü konuya,dayanamadım, "mirim, olay nedir?"
    "bizim orkestranın birinci kemancısı da bu evde kalıyor."
    "güzel mi, bekar mı, erkek arkadaşı var mı" diye sordum ama birden "lan yoksaaaa" diye bir sıcaklık çöktü üstüme, derken verdi coşkuyu bizimki.
    "şu an evde bir amati var, gördün mü?" dedi.
    üstüme fenalıklar geldi, gözüme perde indi, ama yatakta karısı tarafından basılmış türk erkeği gibi topladım:
    "ha hangi keman yaa"
  • türkiye'de en çok satılan sol klarnet markasıdır. en çok tercih edilen modeli acl340s' dir. bu model abanoz gövde, 17 perde ve 4 yüzüklüdür. perdeler ise gümüş kaplamadır. hüsnü şenlendirici ve serkan çağrı amati klarnet kullanırlar. si bemol klarnetleri de vardır.
  • ürettikleri kemanların üzerinde, ilk isimlerinin latincelerini kullanan aile, andreas, antonius, hieronymus ve nicolaus gibi. soyadları da kimi zaman amatus biçiminde yer alır.
  • bir keman ismidir amati, stradivarius dan sonra dunyanin en kiymetlisidir amati, ikisinin arasinda ki fark nedir bilmiyorum, ama amati italyan onu bilmekteyim. yine 17. ya da 18. yy donemine ait bir enstruman yapimcisinin urunu herhal, yapimcisina saygidan sonus faber hoparlorleri (ki yine italyan) amatai homage modeli bir hoparlor uretmi$ler, uzerinde ki vernik ve gorunumunu amati kemanlarina benzetmeye cali$mi$lardir efem.

    sonus faber`in sitesinden gorulebilmekte sanirim amati homage:

    http://www.sonusfaber.com/
  • her türlü üflemeli calgi üretimi yapan cek firmasi.serkan cagrinin adina özel bir klarnet te imal etmistir.
  • (bkz: imatti)
  • amati italya'nın cremonia kasabasında yaşamış ve keman yapımında uzmanlaşmış ailenin ismidir. bu aile mensuplarından niccolo amati, antonio stradivari'nin hocası olur..
  • henüz küçüktük, geceleri 'alter'e gitmeye iznimiz yoktu, biz de yemegi yer yemez amati'ye kosardik bisikletimize atlayıp. bir yandan pinpon oynar bir yandan ne zaman girecek kapıdan diye yol gözlerdik. şarköydeydik. kolamizi içip tanısana kadar bakıstıgımız -bazan haftalar sürerdi bu- daha yıllar yıllar sürecek çırpıntı arayışlarına başladıgımız yerdi amati cafe.
  • aynı zamanda klarnet markasıdır. en bilenen modeli ve amiral gemisi, acl 340 s kraslice dir. bu modeli ülkemizde popüler yapan (bkz: hüsnü şenlendirici) dir. türkiye'de üretilen hemen hemen her sol klarnet, bu model örnek alınarak üretilmektedir. perdeleri gümüş ve en iyi abanoz ağaçlarından üretilir.
  • mazda'nın 80'lerin sonunda ford'la birlikte kuzey amerika pazarı için kurmak istediği lüks otomobil markasıydı. toyota-lexus gibi olacaktı. hatta xedos 9 amati için geliştirilmiş bir modeldir. ancak 1990'da başlayan japonya krizi bu markanın yaratılmasına engel olmuş, ford mazda'nın %33'ünü satın almış ve amati markası tamamen hayal olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap