• edebiyat fakültelerinin en matrak öğrencilerine sahip olan bölüm. genelde almancılardan oluşur öğrencileri. grup halinde dolaşırlar. değişik hareketleri ve giyim tarzlarıyla 100-200 metre uzaklıktan farkedilebilirler. yarı almanca yarı türkçe konuşmaları güldürür insanı. koştururlar, gülerler, dersleri takmayan bir havaları vardır.
    - ayne kayne kitabı getirmişim şınel mayne zuhahaha
    - vallahi mi? das ayne şatzi yemek di şınel yaptım ben de muahaha.
  • koskoca i.ü. edebiyat fakültesinde bir "... dili ve edebiyatı " okuyup da sokakta, bahçede, kantinde her yerde kendi arasında bağıra bağıra yabancı dil konuşan öğrencilere sahip tek bölümdür. öğrencilerin çoğunluğu almancıdır, eşofmanla okula gelirler, birbirlerine takma veya kısaltma isim takarlar.
  • nam-ı diğer alman filolojisi:sanat tarih felsefe ve edebiyat gibi alanlarla haşır neşir olmayı kafasına koymuş,başka türlü ben bu hayattan zevk alamam diyen kişiler tarafından tercih edilmesi gereken bir üniversite bölümü.

    mezuniyet sonrası edit: zevk için okuyun, iş bulurum hevesine kapılmayın. benim gibi merdiven silmeyi düşünebilirsiniz. (yandaki apartmanın temizlikçisi baya iyi para kazanıyormuş)
    (bkz: filoloji)
  • zevkle okunur ama mezuniyet sonrası pişman olunur. çünkü işsiz üni mezunu olmak için birebir bir bölümdür. iş bu entriyi okuyan almanca bilen bir üniversite adayı ise ona derim ki yol yakınken git x bir mühendislik oku. mühendislik+almanca bir araya gelince iş bulma imkanı oldukça yüksek. öbür türlü sadece almanca bilen üni mezunusundur.
  • mezun olunca, ki bu gerçekten pek kolay değil, filolog olunan ama bunun parasal anlamda getirilerini düşününce insanı karamsarlığa sürükleyen bir bölüm. felsefi ve kültürel anlamda insanı son derece tatmin etmesi, tercih edilmesinin en büyük nedeni diye düşünüyorum.
  • hazırlıkta öğrenilen almancayla bölüme başlandığı taktirde "ilk döneme hardcore giriş yapılan bölümler" listesinde top üçe çok rahat girebilecek bölümdür. ne kadar sıkarsanız sıkın, bir senelik almancayla olacak iş değildir. hele alman hocanız varsa ve daha ilk haftadan hayvan gibi metinler verip kallavi özetler, sunumlar ve okumalar yapmanızı bekliyor ve tek kelime türkçe bilmiyor ve çok hızlı konuşuyor ve dersi anlamanızı bekliyorsa "benim ne işim var lan burada? alman dili ve edebiyatı ne lan?... ben daha türkçe konuşamıyorum mınakoyim" diyerek hayatı sorgulamanız işten bile değildir. ne kadar isteyerek gelmiş olursanız olun...

    puanı ingilizce bölümlere yetmemiş ya da tercih listesine öylesine yazıp kazara bölüme gelmiş olanlardan bahsetmiyorum bile. bunlar zaten üniversite hayatı boyunca ağlayacak olan ve mezun olsa bile diploması ancak rulo yapıp kıçına sokmaya yarayan tipler oluyor genelde. beşinci sınıfta olduğu halde hala birinci sınıf dersini verememiş ve tek kelime almanca konuşamayanları gördü bu gözler... vallaha acıyorum lan.

    velhasıl; acı çekmeyi sevmiyorsanız bu bölümden uzak durun derim. ama mazoşist bir yapınız var ve kendi acınızı bu şekilde elde etmeyi tercih ediyorsanız hoş geldiniz... guter unterricht!
  • alman dili ve edebiyatı ile ilgili bilgisi olanlar yeşillendirebilir mi?
    önce kendi durumumdan bahsedeyim. ben zaten yaşı 30’u geçmiş, meslek sahibi bir yazarım. almanca’yı dil kursunda öğreniyorum. almanya’da çalışmak gibi bir hayalim var. şu anda b1 kuruna devam ediyorum. dil kursundan çok memnun değilim. hem haftalık ders saati de az.
    sadece almanca öğrenmek amacıyla bu bölümün hazırlığı okunur mu? hazırlık sonrası da muhtemelen bölüme devam etmeyeceğim. şu an için okuyabileceğim tek üniversite de akdeniz.

    edit: çok soru geldiği için güncelleme yapayım. evet bölümü kazandım. sonra seviye belirleme sınavı yapıldı, sıfırdan başlamamak için girdim. bana geçtin dediler. halbuki hazırlığı atlayacak kadar iyi almancam yok. kalanların hepsini de sıfırdan başlattılar. hal böyle olunca 1. sınıfa devam etmedim. hala öğrenci miyim bilmiyorum, bir kere bile derse girmedim. umarım hepiniz istediğiniz bölümlere yerleşirsiniz.
  • zeynep sayın ve şebnem sunar (bkz: istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi) olmasa çekilmeyecek bir bölümdür kendisi.. lâkin adlarını zikrettiğim şahıslar sayesinde tadından yenmez güzellikte bir bölüm olabiliyor.. ve gün gelip mezun olsanız dahi sınıftakilerin "deli mi bu" bakışları altında derslikte buluveriyorsunuz kendinizi, izleyici olarak...
  • özellikle istanbul üniversitesi bu isimli `bölümünde okuyan öğrencilerin insan değil yaratık oldukları kanısı hakimiyetini gün geçtikçe güçlendirmektedir insan zihninde. beleş bir bölümdür. yeni sınav sistemine göre (y.dil+öss sözel) çok kasmadan kazanılabilecek güzide(!) bölümlerdendir. ve fakat bölümü bitirebilmek için aynı şey geçerli değildir. gerhard nurtsch ve simon wagner gibi iki değerli yabancı öğretmenine sahip çıkamamış(bir açıklama bekliyoruz!) 00-05 seneleri arasında eğitim ve öğretime tek bir yabancı öğretmenle(!?) devam etmiştir. evet sözü geçen müthiş(!) insan cornelia zierau'dan başkası değildir. iyi tarafından bakmak gerekirse, tüm olumsuzluklara rağmen size kendinden birşeyler katmaya çırpınan 2-3 hoca(okutman, yrd. doc., prof.) ve askerden kaçışa(erteleme mi desek?) yataklık etme gibi getirilerini de zikretmek gerekir.
  • yurt disinda ismi "germanistik" olan bölüm.
hesabın var mı? giriş yap