• nba tarihindeki oyuncular arasında kaçıncı sıraya konulacağı oldukça göreceli olan nba efsanesi.

    hepimiz iverson için ''pound for pound the greatest player ever'' söylemini duymuşuzdur. yani ''fiziği oranında tarihin en iyisi''.

    bu aslında geniş bir tabir olarak göze çarpıyor. fakat aslında tam olarak doğru bir ifade, en azından skor üretme olarak.

    meşhur nba youtuber'ı jxmyhighroller bununla alakalı çok güzel bir video paylaşmıştı. pound for pound ifadesini gerçek anlamda istatistiğe dökerek, fiziği oranında tarihin en büyük skorerlerini listelediği bir çalışma yaptı.

    yaptığı hesaplamadaki faktörler şöyleydi:

    1. fizik = boy ve kilo

    2. dönem faktörü = tüm istatistikler 100 pozisyon başına olacak şekilde modifiye edildi (her dönemin temposu farklı olduğundan daha adil kıyaslama sağlayan bir yöntem)

    3. primetime = pek çok oyuncunun kariyerlerinin son yıllarında sayı ortalamaları ciddi düşüş sergilediğinden, daha gerçekçi kıyaslama için her oyuncunun kariyerinin en iyi 6 yılı kesilip alındı.

    fizik puanı hesaplanırken:

    boydaki her inç için 1 puan
    kilodaki her pound için 0.5 puan verildi.

    bu fizik puanı, 6 yıllık prime dönemde oyuncunun 100 pozisyon başına ortalama ürettiği sayıya bölündü.

    yani - fizik puanı/ppg = pound for pound score

    hesaplamada pound for pound score'u en düşük çıkan oyuncular fiziğine göre tarihin en büyük skorerleri olarak karşımıza çıkıyor.

    bu istatistiğe en fizikli oyuncular açısından bakarsak sıralama şöyle: görsel

    nba standartlarında normal bir fiziğe sahip oyuncular açısından bakarsak da durum şu: görsel

    peki, fizik açısından en dezavantajlı oyunculara bakarsak durum nedir? durum şu: görsel

    1. sıra boş dikkat ettiniz mi? evet, çünkü absürtlüğü vurgulamak için iyice sindirmek lazım.

    1. sıradaki kişi, açık ara allen iverson: görsel

    iverson'ın kyrie erving'le filan karşılaştırıldığı bu saçmasapan günlerde, bu istatistik biraz olsun the answer'ın olağanüstü skorerliğini gözler önüne seriyor, hem de çarpıcı şekilde.

    tarihte fiziği oranında pota etrafında bu kadar bitirici olan, rakip potaya bu kadar kolay sayı bırakan ve hiçbir imkan ve ihtimal dahilinde durdurulamayan en iyi oyuncu tartışmasız allen iverson.

    yukardaki 3 tabloyu bir araya getirdiğimizde ise resim şu: görsel

    iverson'ın prime score'unu 29'a düşürseniz dahi pound for pound score 5.25 oluyor ve yine zirvede kalıyor. ki iverson'ın zirve dönemi olan 2000-2005 arası dönemde maç başına pozisyon sayısı 91'di. şu anda bu sayı 101. wilt chamberlain döneminde ise 128. evet, istatistik 100 pozisyona göre sabitlenmiş olsa da, iverson gerçekten şu dönemde oynuyor olsa tablo pratikte daha da dramatik bir hal alırdı belki de.

    daha etkileyici bir istatistik varsa bile ben bilmiyorum.

    tanım: muhtemelen fiziğine oranla tarihin en iyi ve en rekabetçi oyuncusu.
  • türk spor tarihinin en büyük transferidir, itiraz edenin götünü keserim...
    (bkz: #19369997)
  • gun gectikce ister acilsin ister acilmasin, bugun gorduklerim bu adamin ne kadar mantikli bir transfer oldugunu gormemi saglamistir. hayir besiktasin macini izlemedim, izleyemiyorum da. sene basindan beri arkadaslarimla yaptigim bir muhabbet var. ne kadar koyu besiktasli oldugumu bilen arkadaslarim "olm sen amerikaya gittin besiktas costu, quaresma'lar guti'ler iverson'lar..." muhabbeti yaparlar. harbiden de oyle oldu. bu sene amerikaya yerlestim ve besiktasim hem basketbol hem futbol anlaminda kombine bileti almalik bir kadroya sahip oldu.

    benim bugun gorduklerim, ister inanin ister inanmayin ama en ufak bir yalan barindirmadan, sudur.

    saat 3 p.m. (olayin amerikada gectigini belirtmek icin p.m. kullaniyoruz), derste feci sekilde baymisim saga sola bakiyorum millet nelerle ugrasiyor diye. herkesin onunde laptop acik hocayi sallayan yok. neyse 2 onumde oturan, kafasinda nba yazili ters takili sapkasi ile siyahi bir arkadasimiz bilgisayarinda google'a girmis iverson resimlerine bakiyor. kitlendim adamin ne yaptigina. biraz zaman gecti ve su haberi okumaya basladi.

    http://www.washingtonpost.com/…ar2010111104943.html

    3-4 dakika okudu ben de heycanlandim oha ne guzel adamlar hala takip ediyor diye. sonra ilgimi cekti herife odaklandim, daha sonra ne yapacagini merak edip. haberi okuduktan sonra yaptigi ilk is google'a girip, turkey, diye aratmak oldu. yuh a.k. dedim icimden ama olur tabi herif dunya uzerindeki yerini merak etmis... turkiye'nin degil tabi canlarim....allen iverson'in dunya uzerindeki yerini...

    hemen ardindan tekrar yukarda linkini verdigim habere dondu, bir daha okudu. ve peki ne yapti sonra sizce? google'a girip besiktasi aratti. sitesine girdi anlamaya calisti, saginda ve solunda oturan diger arkadaslarina bir seyler soyledi besiktasin internet sitesini gosterip ve onlar da google'da besiktas diye aratmaya basladilar.

    sen yilda 2 milyon dolara ayni kuvvette bir reklam kampanyasi duzenle, o zaman bu adamin transferi hatadir diyim.
  • gelir mi gelmez mi bilemem ama yeni yetme birçok veletin "o kim beaa" diye küçümseyebileceğini düşünüyorum. wade'i geç, lebron'u geç, rondo mondo geç...

    iverson lan bu! bir nesil basketbol oynarken koluna ucu kesilmiş çorap geçirdi lan!
  • "phayledelpfiya seventiğsikztırz" da oynayan point guard. daha genç, ateşli, alevli, şu anda nba'in sayı kralı, maç başına 30 sayı falan atıyor, maykıl cordın'a benzetmişlerdi, o da terslenmişti "maykıl bitti, ben bir başkayım" falan demişti... şimdi çocuklar sokaklarda top oynarken "evet top alan ayvırsında" gibi tarifler, coşkular içindeler... dur bakalım, küçük takımda şöhret olmak kolay; alırsın topu eline her maç kafadan bir 25 sayı sallarsın namın yürür, lakin başarılı da bu yaramaz oğlan, tıfıl boyuyla smaç yapıyor, blok koyuyor acımadan, yanısıra bayağı da top çalıyor, payton gibi hızlı eli ayağı, üçlük desen yine burda terminatör gibi allahsız.
  • "nba’den emekliliğimi açıklıyorum. hayatım boyunca basketboldan ancak takımıma alıştığım şekilde yardım edemeyeceğim zaman emekli olacağımı düşünürdüm. ancak durum böyle olmadı.

    hala basketbolu çok seviyorum, oynama isteğim var ve çok iyi de oynayabilirim. en üst seviyede oynayabileceğimden eminim.

    emekliliğim sayesinde eşim ve çocuklarımla daha çok vakit geçirme şansım olacak. bu parkede kazandığım her şeyden daha da büyük bir ödül. hep bugün için dua etmiştim ve bu anı hayatımın en büyük hediyesi olarak görüyorum.

    reebok çalışanlarına iniş çıkışlara dolu kariyerimin her döneminde beni destekledikleri için çok teşekkür ediyorum. nba’de 13 harika sezon geçirdim ve buna minnettarım.

    dünyanın her yerindeki taraftarlarıma, tüm kariyerim boyunca benimle oldukları için teşekkür ediyorum. siz olmasaydınız ben de olmazdım. bana verdiğiniz desteği kalbimin derinliklerinde hissettiğimi bilmeniz gerekiyor. teşekkür ederim.

    michael jordan, magic johnson, isiah thomas, charles barkley ve larry bird... sizler bana vizyon ve sonsuza dek kalbimde yer alacak basketbol sevgisini kazandırdınız.

    her gün basketbol oynamam için beni cesaretlendiren ve bana ilham veren annem, tüm ailem ve en başından bu yana yanımda olan arkadaşlarım. teşekkür ederim.

    lisedeki antrenörüm michael bailey, georgetown üniversitesi’ndeki antrenörüm john thompson, larry brown ve diğer antrenörlerim, takım arkadaşlarım, yöneticilerim, patronlarım ve kariyerimin bir parçası olan tüm çalışanlar. sizlere de teşekkür ederim.

    memphis halkına da özel olarak teşekkür etmek istiyorum. grizzlies’teyken iç sahada hiç maç yapamadım, ancak muhteşem takım sahibiniz michael heisley’nin bana verdiği fırsatı ve şehrin desteğini unutmam mümkün değil. memphis grizzlies organizasyonuna başarılar diliyorum.

    ve son olarak philadelphia şehri... sixers formasıyla harika anılarım var. tüm philly taraftarları, sizlere teşekkür ediyorum. sesiniz kulağımda bir müzik gibi yankılanacak...

    tanrı hepinizi korusun;

    allen iverson"
  • bundan 7-8 yıl önce kendisinin ilerde bir gün bir türk takımında basketbol oynayacağını hayal etmek, bugün aşağıdaki arzuladığım ve/veya gerçekleşme ihtimalini bir hayli zor gördüğüm olaylardan herhangi birini hayal etmekle aynı şeydir benim için:

    - trabzonspor'un önümüzdeki 6 sene üst üste şampiyon olup, bir de üstüne şampiyonlar ligini kazanması
    - zamanda yolculuğun gerçekleşmesi
    - tkp'nin ülkede tek başına iktidar olması
    - iron maiden'ın tüm doğu ve güneydoğu illerimizi de kapsayan bir türkiye turnesine çıkması
    - recep tayyip erdoğan'ın ramazanda kamuoyu önünde rakı içmesi
    - mahsun kırmızıgül'ün en iyi yönetmen oskarını kazanması
    - uzaylılarla iletişime geçildiğinin tüm dünyaya duyurulması (yok ya bu daha olası geldi şimdi)
    - şahsıma nasa tarafından astronot olmam için iş teklifi yapılması
    - türk milli curling takımının dünya şampiyonu olması...

    ilk aklıma gelenler bunlar oldu, beşiktaş'ın iverson'ı transfer etmesinden sonra bunların da önümüzdeki 20-25 sene içinde gerçekleşmesini bekliyorum.
  • besiktas ile artik kesin olarak anlasmaya varmis kucuklugumun efsane oyuncusu.

    http://sports.yahoo.com/…lug=ys-iversonturkey102410

    "allen iverson has agreed in principle to sign an incentive-laden, two-year, $4 million contract with besiktas of the turkish professional league, sources told yahoo! sports on sunday night."

    1 yili opsiyonlu olmak uzere 2 yillik 4milyon dolara evet demistir. bu sezonu kesin olmakla ve eger nba'den teklif gelmez ise sezon sonunda, seneye de besiktas'da olacak. sozlesmenin bu hafta ici imzalanmasi bekleniyor. bence bu bir spor organizasyonu olarak cok buyuk bir olay nba'den bir stari avrupa'ya getirmek her ne kadar prime yillari gecse de kolay bir olay degildir. hatta dusundum de, bu cok cok buyuk bir basaridir. besiktas'i tebrik ediyorum ve turk basketbolseverler adina super bir olay. tv'de genelde dodgers, angels ve tabi ki lakersimiz ile ilgili haberler veren kcal9'da bile az once nba ile ilgili son haberler verilirken ufak da olsa bahsedildi.
    (bkz: yildirim demiroren sen kocaman bir cilginsin)

    "bu iverson'in ne basarisi var, ne is yapar abi allah askina biri anlatsin bana"
    - ziya sengul- nba/live
  • practice ?

    bakın gençler yukarda yazdığımı, şıp diye anlıyorsanız onu iyi dönemlerinden biliyorsunuz ve basketbol için ne ifade ettiğini de. anlamadıysanız açıklayayım.

    allen iverson şuanda sizin neslin basketbolu bilmesinin, izlemesinin sebeplerinin başında gelir. youv mouv deme, majesteleri nasıl basketbolu bir dönem 3. dünya ülkerine kadar tanıttıysa, wilt chamberlain nasıl basketbolun popüler bir spor olmasını sağladıysa, the answer da aynı şeyi yapmıştır.

    bu bahsettiğim üç oyuncu gibi belki bir kaç tane daha, nba' i nba yapan, popülerliğini, bilinirliğini arttıran, dünyaya yayan, 3.dünya ülkesi tvlerinde bile gösterilmesini sağlayan oyuncu sayabiliriz. ama doksan sonrası kuşağındansanız ve basketbolu ve nba' i seviyorsanız işte teşekkür edeceğiniz adam bu. siz onu hatırlamasanız ve sadece iyi bir oyuncu olarak bildiğiniz bir dönem de, beşiktaş transfer haberleriyle tanısanız da.

    allen iverson 96 sınıfıyla birlikte nba' e adım attığında oyuna yeni bir boyut getirdi. popülerliğini arttırdı, bütün ışıkları kendi üstüne ve nba' e yöneltti. jordan' ın bir kuşak önce yaptığını o kendi kuşağı için yaptı. insanlara basketbolu sevdirdi, oyunu tamamen değiştirdi.

    bu sebepten kobe ve lebron groupielerinin anlayamayacağı bir şey var. bu adam basketbolun en önemli 4, 5 adamından biri. şuan basketboldan gelir elde eden tvlerden, basketboldan hayatını kazananına, astronomik ücret alanından, sokakta kendi kendine ters turnike öğrenmeye çalışanına, trash talk yapanına ; basketbolla alakalı herkesin teşekkür etmesi gereken bir adam.

    başarılarını başka süper starlarla kıyaslayabilirsiniz ama oyun şeklinden ve yalnız oynayan bir oyuncu olduğu için alamadığı yüzükleri ve kariyerini erken bitirmesinin sebeplerini anlamanız gerekiyor. ai çokça abartıldığı gibi nba' in en kısa oyuncusu falan değildi ama kısa ve lige göre fizik olarak çok zayıftı ve sürekli içeri dalan, agresif oyun yapısı onu çok erken yıprattı. dışardan gördüğünüzde çok sıkıcı gelen bir boks maçını düşünün, size sıkıcı da gelse o boksörler muhtemelen tuvalette kan işeyeceklerdir. işte ai her maç kendisinden kilolarca büyük adamların arasından turnikler bırakırken, böyle büyük darbelere boyun eğmek durumunda kalıyordu.

    acitasyon falan yapmıyorum şerefinizi sikerim. onun oyun tipi buydu; onun kobe' den, lbjden neden daha büyük bir oyuncu olmasının sebebi de onun tarzıdır. ikisinden de bariz şekilde daha fazla yetenekliydi ve basketbolu daha fazla insana tanıttı. basketbola saygınlığını tekrardan verdi. aynı yıl draft olan kobe o çoktan nba' i bırakacak duruma geldiğinde şampiyonluklar kazanmaya devam ediyordu çünkü aralarında büyük bir oyun ve fizik farkı var. aynı şekilde lebron james büyük bir sakatlık geçirmezse ikisinden de daha fazla basketbol oynayacak.

    ai ayak çabukluğu bittiğinde, çok iyi bir şutör de olsa basketbolu bırakmak zorunda kaldı, çünkü topu hep elinde istiyordu ve bacaklar yavaşlayıp, ilk adım hızı yetersizleştiğinde; oyuncular onu eskisi gibi iki adım geriden savunmayı bıraktı ve boyundan dolayı şutları da zora girdi. kobe bu sıkıntıyı yaşamadı ve zaten kariyeri boyunca yanında, aldığı darbeleri paylaşan kendisi gibi süper starlarla oynadı. lebron desen zaten kendisi, rahat rahat power forvet oynayabilecek bir canavar ve ayaklarına beton dökseniz bir şekilde o yavaşlığında bile basketbol oynayabilir ve yine kobe gibi süper starlarla oynadı.

    kobe de, lebron da basketbolun popülerliğini arttırmışlardır. kimilerine göre kobe bunu ai' dan daha fazla yapmış olabilir ama kobe dilini dışarı çıkarmasından, fadeawaylerine kadar jordan' ın başka bir sürümüydü. daha sonraki yıllarında kendine yeni şeyler kattı, bir basketbol tanrısına dönüştü ve bir basketbolcunun majestelerinden feyz alması zaten normal. ancak iverson basketbolu değiştirdi, oyunun şeklini, oynanış tarzından, taraftar kitlesine kadar değiştirdi. modern basketbolu bu günlere kadar getirdi ve sokaklardan, parkelere sonsuza kadar saygıyla anılmayı haketti.

    yazının başında söylediğim '' practice '' olayına gelirsek, orada iverson' ın ne kadar sansasyonel, ne kadar yetenekli olduğunu, nasıl bir ruhu olduğunu belirtmek istedim o röportajı bilenler için. antrenmanlara fazla önem vermemesi, takım arkadaşlarını geliştirmemesiyle ilgili sorulardan ötürü, bir röportajda yaşanan bir şey o practice olayı. yanlış anlamayın en yetenekli insanlar bile daha fazla antrenmanla, daha fazla çalışmayla daha iyi olabilir ama oyundan bahsedeceksek, oyunu bugünkü haline getiren adamlardan biridir ai.

    hatırlamak, gülmek, duygulanmak isteyenler veya neymiş bu practice diyenler için: http://www.youtube.com/watch?v=egdbr2l5kzi
  • fiyıldgolü düşük. çok törnovır yapar zaten.

    lan bi siktirin gidin. adamı gutinin önüne koysak 10 gol atar.

    (bkz: adam iverson beyler)
hesabın var mı? giriş yap