• icen eden bir tarafa da bunu oven burada alkol muhabbeti yaptigini zannedenlere ne soylemek lazim bilmiyorum. yani sunu diyebilirim, saglam bir alkol "kulturu" olan (yani alkolun yogun tuketildigi) bir yoreden gelen bir insan olarak ancak gorgusuz diyebiliyorum, baska bir sey degil ya da belki sonradan gorme, neden bahsettiginden ve ne yaptigindan habersiz...

    bu mereti icen icer. usturubuyla icer ama bu, icme isi ovunulecek gurur duyulacak bir sey degildir. hele hele ozenilecek, ozendirilecek bir sey hic degildir. o yuzden icen, ama gercekten icen, bunun geyigini yapmaz buradaki beyinsizler gibi. ovunmez de ettigi haltla.

    annemin iki kuzeni, biri baba biri ana tarafindan, sadece mali mulku parayi bitirmekle kalmadilar bu meret yuzunden; birisi yetmislerin basinda girdigi tip fakultesini bitirememis, gelmis memlekette muhasebeci olmus. o zamanlar oluyormus. hesapta. aile kurdu, cocuk oldu, hepsi perisan. hala perisan. digeri, kafasinda, orasinda burasinda yaralar cikti icmekten. adamla yolda karsilasiyorum, yaninda buyumusum, yaninda. adam beni tanimiyor. taniyamiyor. yenge sabirliydi, gitti temizlige, geldi gundelige idare etti. kizanlar buyudu, oglan parlakti ama okuyamadi, para lazimdi. simdi berber memlekette. kizlar kendilerini kurtardi, oyle boyle. en yakin arkadaslarimdan birisinin babasi ve amcasi acildi denize bundan on yil once, her zamanki gibi iki buyukle. haber yok on yildir, on yil, olu diri... agzina koymaz meredi, yanina yaklastirmaz, kokusuna dayanamaz, ama once oyle miydi...

    diyen olur tabii, herkese boyle olmak zorunda mi, drink responsibly. oyle bir sey yok arkadasim, yok oyle bir sey. bu oyle bir meret ki. yani boyle o kadar cok var ki. ufak ufak baslarsin yillarca sinsi bir egimle kapana, kafese kisar seni. anlamazsin bile. farketmezsin dahi bagimliligini, her gecen gun biraz daha bagimlilastigini. kandirir seni cunku, hem de cok da guzel tatli bir dille. uyutur ruhunu, karistirir aklini. en ufak ters bir olayda arttirirsin biraz, oyle kalir sonra. neselendin mi de o bahane olur artar yine, zaman icinde, yavas yavas ama sabit bir egimle. kabullenemezsin son ana, her sey basina yikilana kadar. sonra kabullensen ne olacak, neye yarayacak. yillarca usutune koya koya ilerlettigin, kendini esir ettigin aliskanlik tek hamle de mi yikilacak, alasagi olacak. alkol boyle bir sey iste. boyle bir meret, genetik yapini dahi bozuyor soyuna sopuna sirayet ediyor...

    yeni duymaya basladim ama varmis bir suredir, bu da baslamis simdi, her gece alkol, buyuk. eskiden acardin dukkani oglen, kapardin aksam yeterdi. simdi bitti o. bitti. yok artik. yetmiyor. aslanin kuyrugundan cikti diger aslanin agzina girdi ekmek. e ne yapacak? duzenli is tutamaz munkun degil. fabrika desen, oldursen gitmez. zaten gidemez. alacagi para da ancak rakinin yanina meze, cerez. o yuzden begenmez de zaten, cunku degmez. sonra? karisini, colugunu cocugunu satan eden. yok artik olur mu degil mi? degil. var iste, kanli canli. hem de bizim memlekette. toplasan toplasan elli altmis bin nufuslu yerde.

    ictigini zanneden, alkole ufak ufak yakasini kaptirmaya basladigindan haberiz gafiller de gelir burada buna ovgu duzer, dosenir. alkolun ve kumarin yikimlarini birebir yasamamislara, kanli canli sahit olmamislara, arabinkinden beter kafalara ne soyleyebilirsin ki. akrabalarini, esini dostunu alkole, en yakin, en can arkadaslarindan ikisini kumara kaptirmis vermis birisi olarak ne diyebilirsin.
  • insanin kendisini kendi halinin daha azina, daha ufagina razi etmesini saglayan aractir. cunku severiz kaygisiz dertsiz tasasiz, icgudulerimize siki sikiya sarilmi$ halimizi. artik ayakta yurumeye yeni ali$mi$ atalarimiiza ozlemden midir yoksa entelluktelligin dibine vurmanin getirdigi baskidan mi bilinemez ama o elimizde kemikle ba$ka kemiklere vurdugumuz zamanin cazibesi bamba$kadir. kaygisiz bir dunyaya goturen teleport cihazidir alkol.

    sanki hayat du$unmemizi saglayarak kaldirabilecegimizden fazla yuk yigmi$tir omuzlarimiza. ve ben anlarim ki duygusal ifadenin zorunlu bir komponentidir devrik cumle kurmak.
  • alkol kotuluklerin anasidir
    ana gibi yar olmaz vatan gibi diyar olmaz

    10 yıl sonra gelen edit: 10 yıl önce bugün ne yazmışım acaba diye merak ettim baktım bunu yazmışım.
    20 yıl sonra gelen edit: bunları hep ibret olsun diye uçurmuyorum ha.
  • alkole pek dayanıklı değilim ve genelde içmem, arkadaşlarımla içki sofrasına oturduğumuzda bile ben ya kahve ya da soda tipi birşey içerim. kafam doğuştan taşak gibi olduğu için muhabbetin dibine vurmak, şarkılara eşlik etmek, eğlenmek ya da dertleşmek için içkiye gerek duymuyorum.

    ama bazen dertlerim ağır geliyor, kimseye anlatamıyorum ve anlatmak da istemiyorum çünkü dert anlatmak hafifletmiyor, daha da yoruyor.
    işte o zaman planlama yapıyorum ve içeceğim zaman kendimi eve kapatıyorum, hani kurt adam kurt adam olacağı zamanı bildiği ve sevdiklerini ısırmamak için kendini zincire vurdurup ahıra kilitlettiriyor ya kendini, ben de öyle yapıyorum.

    kimsenin beni aramayacağını, gelmeyeceğini bildiğim bir gece dibine kadar içiyorum, sarhoş olup zırıl zırıl ağlıyorum, şarkı söylüyorum, kediyle telepati kurmaya çalışıyorum. bazen soyunup atletle oturuyorum, bir ara betona yatıyorum, geri kalkıyorum, düzen takıntımı yenmek için ortalığın ağzına sıçıyorum, herşeyin yerini değiştiriyorum...
    kısaca deşarj olup yatıp zıbarıyorum.

    ertesi sabah mis gibi banyo yapıp evi topluyorum, hayata kaldığı yerden devam ediyorum.
  • silah satımında 18 yaş düsturuyla hareket ederken, beşi bir yerde gibi ergenliği bitene silah alabilirken; alkole 24 yaş kotası koyuyoruz.

    aileme teşekkür ederim, 4 yaşındayken hatırlarım kahve sonrası nane likörü içtiğimi. yılbaşlarında bir parmak şarap konulurdu kadehin dibine. bazen bira da olurdu şarabın yerinde. bakmayın böyle anlatıyorum, ayda yılda bir olan şeylerdi bunlar. ama kimse gittiğimiz restaurantta ortamı basıp "içki içilen ortamda çocuğun işi ne?" demedi... zaten likör içki miydi ki? özal efendi, yaşar holding ile kavgasına müteakip yasaklamasa; bugün hala çay bahçelerinde bira içebiliyor olacaktık.

    benim akıbetim mi? sonuçta, çakırkeyifliğin ötesine geçtiğim ömrü billah bir keredir. alkolik olmadım, tadında bırakan adam oldum hep sofrada. ailemde bu konuda risk olmasına rağmen hem de.

    neymiş, alkol zararlıymış... e yahu tuz da zararlı? damar sertliği yapar, yüksek tansiyon yapar. hatta otur 300 gram ye, al sana alternatif intihar yöntemi. yobazlığınıza kılıf uydurmak için iyice absürdleştiniz, efes pilsen basketbol takımı'nın ismine bile tecavüz ettiniz, daha ne olsun... akşam akşam asap bozdunuz gene.
  • kim ne derse desin, abartılmadığı sürece, hayata ait güzel bir ayrıntı...
  • orospu çocuğu.
  • alkol alımına bağlı bozukluklar ve tedavi yöntemleri

    belirti: ayağınız ıslak ve soğuk.
    sebep: bardak yanlış açıyla tutuluyor.
    çözüm: bardağın ağzı yukarıya gelinceye kadar çevirin.

    belirti: önünüzdeki duvarda lambalar var.
    sebep: zeminde yatıyorsunuz.
    çözüm: vücudunuzu zemine 90 derece açı yapacak sekilde konumlandırın.

    belirti: zemin bulanık görünüyor.
    sebep: boş bir bardağa bakıyorsunuz.
    çözüm: hemen bardağı rakı ile doldurun.

    belirti: zemin hareket ediyor.
    sebep: sürükleniyorsunuz.
    çözüm: en azından sizi nereye götürdüklerini sorun.

    belirti: ne zaman birisi konuşsa kulağınız yankı yapıyor.
    sebep: kulağınızı bardağa sokmuşsunuz.
    çözüm: kendinizi maskara yapmayı bırakın!

    belirti: oda sallanıyor, herkes beyaz giyinmis ve müzik tekrar edip duruyor.
    sebep: ambulanstasınız.
    çözüm: hareket etmeyin. uzmanlar gereğini yapar.

    belirti: babanız veya eşiniz yabanci gibi bakıyor.
    sebep: yanlış evdesiniz.
    çözüm: evinizin yolunu sorun.
  • "if something bad happens you drink in an attempt to forget; if something good happens you drink in order to celebrate; and if nothing happens you drink to make something happen."

    women, charles bukowski
  • insan beyninde bir yığın hücreyi öldüren sıvı. ama hücreleri öldürme konusunda böyle bir sıralama yapmak da olası:
    "bildiğin gibi aldığın her yudum alkol binlerce beyin hücresini öldürür. aslında pek de bir önemi yok, çünkü daha bizde milyarlarcası var. ilk olarak üzüntü hücreleri ölür ve kocaman sırıtmaya başlarsın. sonra sessizlik hücreleri ölür ve hiçbir neden yokken gittikçe daha yüksek sesle konuşmaya başlarsın. sonra aptallığa yol açan hücreler ölür ve artık her söylediğin çok zekicedir. sonra sıra anılara, bellek hücrelerine gelir. işte bu o*** çocukları çok zor ölürler"
    rannulph junuh, the legend of bagger vance
hesabın var mı? giriş yap