• sekerpare'de galatalıyı oynayan adam
  • "... ali taygun'un barış derneği davası'nda yaptığı savunma, oğuz güven'in zordur zorda gülmek adlı kitabında (güncel yayıncılık - 2008 3. baskı) şöyle anlatılıyor:

    "dinleyici sıraları tıklım tıklım. hakim, sanık olarak önüne getirilen herkesi suçlu bulmakla tanınan atilla ülkü. hakim ülkü’nün bir saplantısı var. saplantısı da şu : “bu barış derneği’nin arkasında bir örgüt var. ve bu örgütün arkasında da sovyetler birliği var. “ ülkü, tüm sanıklara aynı soruyu soruyor:

    “seni örgüte kim soktu ve kimin telkinleriyle bu örgüte girdin.”

    sanıklar da genellikle, “kimsenin telkiniyle girmedim. barışı savunduğum, savaşa karşı olduğum için bu derneğe girdim “ diye yanıtlıyor bu soruyu. savunma sırası sanatçı ali taygun’a gelmişti.

    hakim atilla ülkü sorusunu tekrarladı:
    “sen barış derneği üyesiymişsin. bu komünist bir örgüttür. seni bu örgüte kim soktu?”

    ali taygun, şöyle bir salona bakındı ve “evet, şimdi huzurunuzda bugüne kadar söylemediğim bir şeyi itiraf edeceğim” dedi.

    salonda herkes şaşkın birbirine baktı. tüm sesler kesildi. taygun devam etti:
    “beni barış derneği’ne girmeye ikna değil, icbar (mecbur) ettiler. beni bu derneğe üye olmaya icbar eden kişi de şu anda salonda,”
    herkes nefesini tutmuştu. salonda sivrisinek uçsa, jet geçiyor sanılacak kadar bir sessizlik hakimdi. avukatlar da, izleyiciler de merakla bekliyordu.

    hakim ülkü, biraz daha öne doğru eğildi, kulaklarını dikti. içten içe, “işte nihayet buldum” sevincini taşıyordu. taygun, kolunu uzatıp salonun ortasında bir yeri işaret etti. sözlerini kararlı bir şeklide sürdürdü:

    “işte şurada. beni bu örgüte üye olmaya zorlayan kişi şurada oturuyor.”

    hakim ülkü de dahil, herkes salonun orta yerinde dikkat kesilmişti. salonun orta yerindekiler birbirlerine bakıyordu şaşkınlıkla. ali taygun devam etti: “orada oturan kişinin adı ceren.yaşı da sekiz. benim kızım. yeni bir savaş çıkmasın, savaşlarda kavrulmayalım diye beni bu derneğe üye olmaya mecbur tutan kişi işte o. “

    atilla ülkü’nün suratı allak bullak olmuştu. sinirli bir sesle “yaz kızım” diye katibe seslendi:

    “beni örgüte kızım ceren soktu.” ..."

    http://www.hurriyet.com.tr/…er/13223440.asp?gid=229
  • "bak galatalı ağam, ne sen bana iliş ne ben sana." ziverbey*, şekerpare, 1983

    ruhun şad olsun.
  • şehir tiyatrosunun gediklilerinden, robert kolej'den sonra yale üniversitesi'nde reji eğitimi aldı. amerika'da ve burada önemli ve iddialı oyunlar yönetti. yeditepe üniversitesi tiyatro bölümünde öğretmenlik, istanbul şehir tiyatrosunda yöneticilik ve yönetmenlik yapıyor.

    son yıllarda (bkz: lirik tarih) adındaki dev çalışmasıyla adından sözettirmiş önemli bir tiyatro adamı.
  • askerde aldigim beni yikan ikinci olum haberi.
    "cok sigara icmiyor musunuz" dedigimi hatirliyorum son lirik tarih gösterisi projesinde, yanilmiyorsam akcigere bagli vefati.
    hem cok kulturlu, hem cok hossohbet, hem de cok basarili bir insandi, hocamizdi. dunya tatlisi da bir insandi.
    her zaman dedigim gibi, cennet biraz daha guclendi.
  • korkunç bir ruh hali içerisinde müthiş bir giriş yapmış olduğum bir cafede biranda herşeyi unutmamı sağlamış, konudan konuya harika geçişler yaparak tatlı tatlı ve de huşu içinde kendini dinletmiş güzel adam.
  • şubat 1982 ile mart 1986 arasında barış derneği davasından yatmış eski politik tutuklu. çıktıktan birkaç yıl sonra da, kendileri hangisindendiler ya da hangisi hangisindendi bilmiyorum ama, türkiye komünist partisi (tkp) ile türkiye işçi partisi'nin (tip) birleşip türkiye birleşik komünist partisi (tbkp) olmasından ve liderleri nabi yağcı (haydar kutlu) ve nihat sargın'ın partiyi yasallaştırmak amacıyla türkiye'ye gelmelerinden sonraki dönemde ressam orhan taylan ile birlikte tbkp için şimdi adını hatırlamadığım ve çok da yaşamayan, o zaman ve bağlam için bir çeşit "prestij dergisi" gibiydi diye hatırladığım bir dergi çıkarmışlardı.

    (1991'de, o zamanki tck'nın meşhur 141 ve 142. maddeleri kalkınca, o sırada hâlâ sürmekte olan barış derneği davası da küt diye düşmüş idi).

    edit-not: vefatını duyunca yazmıştım ama huzur içinde yatsın dememişim. diyorum. ve ayrıca: kendi meslekî alanındaki emeği elbette küçümsenemez. ben sadece burada değinilmeyen bir yönüne, hayatının bir yanına değinmek istedim. o yıllarda tıfıl radikalizmimle eleştirdiğim ve de küçümsediğim, ama bugün demokrasi ve özgürlükler için yürütülmüş hiçbir meşru mücadelenin boşa gitmediğine inanan bir yetişkin olarak değer verdiğim çabalarını hatırlattım.
  • bugün kaybettiğimiz tiyatro sanatçısı. ntv'den başka hiçbir kanal bahsetme gereği duymadı kendisinden.
    nurlar içinde yatsın...
  • cok buyuk bir kayip turk tiyatrosu icin, malesef aci son akciger.. en son okulda kemoterapi olurken elinde sigarasiyla gormustum kendisini. nur icinde yatin hocam, allah kalanlara uzun omur versin..
hesabın var mı? giriş yap