• beşiktaş karakol komutanı yedi-sekiz hasan paşa, ali suavi'nin başına bir sopa ile vurarak öldürüldü. yedi-sekiz hasan paşa ali suavi'yi öldürünce padişah abdülhamit'in çok hoşna gitti ve onu paşa yaptı. paşanın okuması yazması bile yoktu. cahildi. imzasını atamazdı da arap rakamı olan v ve ters v (7-8) biçiminde atardı. halk da ona 7-8 hasan paşa unvanını reva gördü. cahil adam halkın gözünden kaçmaz.
  • ali suavi, kabına sığmayan, ateşli bir ruha sahip olması yüzünden, ülke sorunlarına, ateşli bir hatip edası ile görüşlerini beyan etmiştir. üzerinde kafa yorduğu sorunları ayrıntılarıyla incelemiş ülkenin yararı için ne gerekliyse onu önermiş ve o yolda çalışmıştır.

    günümüzde batı dillerinin üstünlüğüne inanan ve savunan sömürge anlayışıyla yetişmiş, eziklere o yıllardan seslenir:
    ‘’ türkçe diğer dillerden üstündür.’’
    bu düşüncesini batılı bilim insanlarının görüşleri ile desteklemenin yanında kendisi de türkçenin fonetik, morfolojik, etimolojik ve sentaks özelliklerini arapça ve farsça ile karşılaştırır.
    bunun dışında suavi, türkçenin sondan eklemeli dil yapısına dikkat çekerek kelimeye eklenen bir sesin veya hecenin anlamı yoğunlaştırıp genişletebileceğine değinir. türkçenin diğer dillere göre daha az kelime ile daha çok durum anlatılabileceğine dikkat çeker. bu bağlamda türkçeyi ve ingilizceyi şu şekilde karşılaştırır: “seviştirmemek’’ türkçede sekiz harfli bir kelimedir. bunun belirttiği anlamı ingilizcede on kelime ile ‘’ to cause that we do not love one anther mutually ‘’ söylemek gerekir. ‘’ seviştirememek’’ için ise oniki kelimeye ihtiyaç vardır ‘'to cause that it be impossible for us to love another mutually.'’
    türkçenin kulağa hoş gelen kuvvetli ve zengin bir vurguya sahip olduğuna değinen suavi, türk dilinin bu konuda avrupa dillerinden daha uyumlu bir dil olduğunu savunur.
    türkçenin diğer dillerden daha kolay öğrenilen basit bir dil bilgisine sahip olduğunu savunurken şunları sıralar:
    • türkçede arapça ve fransızcadaki gibi harf-i tarif (article) yoktur.
    • türkçede çokluklar, çokluk eki ile yapılır. fransızca ve arapçada çoğul yapma yolları çoktur ve kaidesizdir.
    • türkçede erkeklik ve dişilik için özel kullanışlar yoktur.
    • bütün mastarlar –mek, -mak ekleriyle yapılır.

    medrese sırasından, çırağan baskınına kadar geçen süre içerisinde onlarca eserin yazarı olan suavi, bir tanzimat aydını olarak kendini memleket sorunlarına adamış; türk tarihine, türk kültürüne ve türk diline sarılıp türklük hakkındaki önyargıları kırmaya ve insanları türk dilinin üstünlüğüne inandırmaya çalışan bir devrimci olarak can vermiştir…
  • olumune sebep olan copun (daha dogrusu, odunun) sahibi, ikinci abdulhamit tarafindan "pa$a" unvaniyla odullendirilmistir.
    (bkz: yedi sekiz hasan pasa)
  • hakkında okumadığım kitap-tez neredeyse kalmadı. ilginç olan bunların arasında özellikle akademik açıdan en tatmin edici bulduğum çalışma hüseyin çelik'e aitti. olabildiğine ideolojiden uzak-hakkında yazılan diğer kitapları düşünürsek tamamen tarafsız denilebilir-, belgelerden ve dönem gazetelerinden temelle bir ali suavi anlatımı yapmış.
  • osmanlı halkı olarak kabul edilen istanbul insanının arasından çıkmış, döneminin iki aydınından biridir.diğeri ise şinasidir.edebiyaçı kişiliğinden çok gazeteci kişiliği ön plandadır.babası esnaf olan ali suavi, eleştirilerinin hükümetin istekleriyle çatışması üzerine muhbir kapatılınca kastamonu'ya sürülür, oradan paris'e kaçar.londrada muhbiri tekrar yayın hayatına geçirince söylediği 'muhbir, doğru söylemenin yasak olmadığı bir memleket bulur, yine çıkar' sözü onun mücadeleci kişiliğinin kanıtıdır.paristeki yeni osmanlıların para kaynağı mısır şehzadesi mustafa fazıl paşanın, padişahla anlaşmasından dolayı yeni osmanlıların istanbula geri dönmesi üzerine, eski arkadaşları için 'fazıl paşa maaşlıları' der ve yeni osmanlıların amacını tek başına yüklenir.bildiğim kadarıyla osmanlı devletinde laikliği ilk benimseyen aydındır.döneminin aydınları gibi sözde sade ve yalın türkçenin destekçisi olmayıp en bilinçli uygulayıcıları arasındadır.
  • 1865'de yeni osmanlılar adıyla kurulan örgütte bulunan namık kemal, ziya paşa gibi aydınlardan bitanesi. ali suavi cumhuriyetten yazılı ve sözlü olarak sözeden ilk kişidir.
  • türkçülük akımının ilk eylemcisi kabul edilir.
  • şerif mardin, ali suavi'yi alıntılıyor, yeni osmanlı düşüncesinin doğuşu, iletişim yy, p. 421:

    "halbuki adalet yukarıdan aşağıya bir kuvvetle gelmelidir.
    çünki adalet bir kocaman taş gibidir ki yukarıdan bir tek kişinin dokunmasıyla düşebilir. aşağıdan yukarı atılması pek çok kuvvetlere muhtaçtır. takriben üç bin sene evvel geçmiş olan homeros bile 'la harifü kesreti'l-rüesii' dediğini 'şehristani' tercüme etmiştir ki, türkçesi 'nerede çokluk, orada bokluk' demektir."

    müthiş bir homeros çevirisi. ben güldüm.
  • namık kemal'in hakkında "kim nederse desin kendisiyle iki yıl arkadaşlık ettim, ali suavi gerçek bir şarlatandı" dediği adam. paralel düşüncelerle tanpınar da hazzetmez kendisinden.
  • ali suavi avrupada bulunduğu yıllarda inigiliz parlamenterizmine uygun bir sistemi osmanlıda uygulamak isemiştir 1878 de sultan 2 abdülhamid'i tahttan indirip yerine beşinci murat'ı çıkarmak istemiş ama abdülhamid hanın sadık adamlarından yedi sekiz hasan paşanın kafasına sopayla vurmasıyla ölmüştür darbe girişimi neticelenememiştir
hesabın var mı? giriş yap