• oy hakları varsa eğer almanya'da sol partilere oy verirler. çünkü bilirler o yaşadıkları yabancı memlekette kendi haklarını savunacak olanın yalnızca sol partiler olduğunu. hatta karısını, çoluğunu, çocuğunu döve döve oy kullanmaya götürür seçim günü, gitsinler de sdp'ye yeşiller'e oy atsınlar diye.

    ama aynı insan türkiye'de akp'nin ve tayyip erdoğan'ın en büyük hayranıdır. solcuların peşinden koştuğu almanyasından çıkıp, kendi otlağına gelince; tayyip'ine de, akp'sine de methiyeler düzer, başbakanını, hükümetini nereye koyacağını bilemez, gavur gavur deyip her imkanını sonuna kadar sömürdüğü o almanya'yı iki dakikada unutur, sanki kırk yıldır bu ülkede yaşıyormuş gibi, sanki bu ülkedeki bunca derdi, sıkıntıyı çekmiş gibi kendini söz sahibi sanır.

    olduğu gibi olanı güzel insandır ama almanya'da başka türkiye'de bambaşka olanı sadece nefret edilesi zavallıdır.
  • yaşım 10 o zaman. güya tatile gelmişiz her yaz olduğu gibi. annanelerde salonda oynuyorum. birden kötü bir his. sağa sola bakıyorum. anne baba yok. bunlar meğer bu çocuk alman gibi oluyor, bari bırakalım türkiyede, biraz türk olsun diye düşünmüşler. vedalaşmaya da dayanamayız diyerekten sessiz sedasız kaçıp gitmişler. artık travma mı dersiniz, şok mu, bir şeyler oldu.

    nasıl diyorsunuz; ben türkçe anlıyor ama çok konuşamıyor o zamanlar henüz. hatıralar net değil o döneme dair. ilk hatırladığım berber maceram.
    almanya'da saç sakal serbest ilkokulda malum. biz de koyvermişiz kız gibi saçları.

    berbere gittik. sordu:
    -nasıl olsun?
    annane:
    -üç numara yap, dedi.

    dedim, adamlardaki teknolojiye bak, vayy be. saç stillerine bile numara vermişler. derken iki dakikada benim saçlar komple kucağımda. içimden diyorum, tüh lan, keşke iki numara deseydik. bu * bok gibi oldu.
    ordan çıktık, deli gömleğine benzer siyah bir kıyafet. beyaz da bir yaka. boğazı kesen cinsten. dün alman, bu gün kuş olduk gittik okula. diğer kuş arkadaşlar geldiler. bakışıyoruz karşılıklı. bunlardan biri durdu durdu, döndü yanındakilere:
    -alamancı bu, dedi.

    o zaman anladım işte. ben alman'ım zannediyorum ya kendimi. anne baba da türk zannediyo. meğer ikisi de değilmişiz.
  • icinde dogup büyüdügüm ve hala icinde bulundugum güruh.

    burada yazilanlarin hepsi maalesef dogru, ne önyargi var ne de kli$e. i$in ironisi ise bir alman bunlari dile getirince default olarak nazi damgasi yiyiyor bu gürühtan...

    ailemden örnek verecek olursam, dedem seksenlerin ba$inda göc etmi$ almanya´ya, okuma yazmasi yok (keza babaannemde öyle), "okul" denen müesseseyi icindenn hic görmemisler.
    babam onlarin hafif upgrade edilmi$ hali, ailesiyle birlikte buraya gelince hemen fabrikada i$e ba$lami$, okuma yazmasi var ama ömründe eline bir kitap alip okumami$. burada sol partileri destekleyen, türkiye´de ise sag veya muhafazakar partileri destekleyen bir adam. annem ithal gelin, 87´den beri burada ve almancasi cok kötü (zamaninda babamin ve dedemin kendisini almanca kursuna göndermemelerini ve dolayisiyla annemi kendilerine muhtac etmelerini burada belirtmek isterim).
    bendeniz ise burada dogup, ailenin üniversite okuyan ilk ferdiyim.

    deginmek istedigim konu, harbiden egitimsizligi ve yobazligi en doruk noktalarda ya$ayan bir toplumuz lan biz burada!
    türk gecinen genclerin dil bozuklugunu, asosyalligini ve davrani$larindan hic bahsetmek istemiyorum, zaten yazilmi$ burada, $imdi ba$lasam hic bitiremem...
  • birinci kusak olarak sayılan,ilk gidenlerin cogunun parasal yonden zengin olsa da saglik yonunden coktugu ya kalp hastası ya da buna benzer agir hastaliklarla bogustugu insanlar toplulugu.almanlar bunları ne kadar agır,pislik is varsa surmuslerdir.25 30 kiloluk matkaplarla saatlerce(gunde 8-10 saat) tozun,kanalizasyonun icinde calistirilmislar.
    bu ilk kusagın(50-60 yas) en onemli ozelligi asırı milliyetci ve dindar olmasıdır.cunku turkiyede yasadiklari donemde buyk sehre adimini atmamisbuyuk sehri gec,ilceye bile gitmemis,koyde yasayan kisiler bunlar.
    almanyaya gidincede tam anlamiyla koyden indim sehire durumuyla soka ugramislar,din ve dil farkliliginin ustune bi de tabulat ve disa kapali olma eklenince yasadiklari toplumdan soyutlanip koydeki ortama almanyadada devam etmislerdir.
    bu yuzdende kızı sigara icince orospu oldu muhamelesi yapar,cocukları yabancı muzik dinleyip,sac uzatırsa nerdeyse evlatlıktan reddederler .kafayi cizerler cocuklari biraz degisse.din hocasi hatta ve hatta sevki yılmaz zihniyetindedir cogu.bu yuzdende cocuklarını ve torunlarınıda burdaki nurcu okullarına yatılı bırakırlar,almanyada bozulmasınlar diye.
    iki islamcılık,milliyetcilik ayagı cekip,paralarını tokatlamak mumkundur alamancilarin.zaten zamanında turkiye'deki bankaların cogu almanya'ya adamlarını yollayıp bunların paralarını toplayıp,kazıklamıstır.para ganidir bunlarda,bizim yan komsu yazın geldiginde 300-350 bin eurodan bahsediyodu.paramı napcamı bilmiyom diye dertleniyodu.alamancilarin en buyuk sorunları budur zaten parayı kullanamazlar.jet fadil gibler ve bankacilar icin maden konumundadirlar.
    su an 20'li yaslarında olanlar ise bildigin krodur,baska bi acıklaması yok.almanlar zaten buradaki gencleri belli bi seviyenin ustundeki sınıflara almadıgından,egitimleri dusuktur,mantaliteleri ise ibrahim tatlıses'inki yakınlık halindedir.
    boyuna vucut salonlarına akıp,kas yapan,kavga edip bunla ovunen adamlardır.alman egitim bakanı zaten bu yıl turkiye'ye gelip bu konuyu gorustu.almanya'daki gencler almanca ogrenmeyi reddediyo,okula ugramayıp,kendi alanlarından cıkmıyolar,ilerde cok buyuk bi sosyal patlama olacak diye.isin ironik tarafi bunların hicbi is yapmayanları bile 60-70 milyarlık arabaya sahiptir.
    evlilikleri zaten ayrı bi alem,erkekler turkiye'den kızlarla evlenirler(ailelerin zoruyla).buraya evlenip giden kızlar zaten iki yılda anca almanca bi kac cumle ogrenirler,cunku gerek yoktur.calıscaklarsada burolara temizlige falan giderler.ama asıl sorun almanyada buyuyen alamancı kızların,babalarının zoruyla burdaki erkeklerle evlendirilmesinde ortaya cıkar.bizim koydedende cok evlenip ayrılan oldu ordan biliyom.kızın tek basına dısarı cıkması,erkegin almanca bilmemesi,kadına bagımlı olması kavgalar neden olur.beni orospu bi kızla evlendirmisler,discoya gidiyo bu arkadaslarıyla diye karıyı dovenler bile vardı.alamancı denen sey,almanyada orta halli hatta biraz daha dusuk sartlarda yasayan,ama turkiyeye geldiginde parasıyla kral olan,ulkesine baglı ama hayat ve politik gorusu muhafazakarlık denen seyden ve asırı milliyetcilikten ileri gidemeyen insanlardır.
    bunun tek nedenide ilk kusagin daha kendi ulkesinde bile sehire gitmemisken,dilini bile bilmedigi baska bi ulkeye gidip orda somurulmesi ve kendini bulundugu ortamdan tecrit edip,turkiyede bile gecerliligi kalmamis mantalitelerini orda koruyup,kendilerini gelistirmemeleri ve bunu cocuklarinada empoze etmeleridir.cocuklarinin cocuklari ise sapitmis durumdadir,amerikadaki zenciler gibin bi seydir bunlar.
  • üzülerek söylüyorum ki bu gruba mensup almanya dogumlu genclerin cogu kayiplari oynamakta. kulunuz ben de türklerin yogun olarak yasadigi bir sehirde, genclik merkezi denen, genellikle göcmen genclerin takildigi bu mekanlardan birinde calismaktadir. cafe/lokal karisimi bu mekanlarin amaci genclerin sokakta aylak aylak takilmasini engelleyip, biraz sosyallesmelerini saglamak. genelde arkadas gruplariyla beraber geldikleri icin benim calistigim yerdekilerin cogu da türk.

    kisa bir bilgiden sonra basimdan gecen trajikomik bir olayi anlatmak ister bu gönül pek tabii.

    yine olagan günlerden biri, acmisiz dükkani.hava da güzel allahima, bulunmaz nimet almanya icin. disariya masa sandalye atmisiz oturuyoruz. uzaklardan bi tanesi geliyor gögsünü gere gere.

    + aabi sellaminaleykümm
    - hosgeldin tolga, o ne olm kemerindeki (kemer tokasi desem cikacak karisikligi siz düsünün sevgili okuyucular)
    + ney abi?
    - kemer be abicim kemer (elle gösterilir)
    - haaa gürtelimi diyon, yeni aldim abi nasil?

    simdi burda ürünü detayli olarak anlatmam lazim. hani bu cafelerde garsonlarin yakalarina taktiklari led ekranlar vardir, isimlerinin yazili oldugu. heh iste onun aynisini adam almis kemerine takmis kemer tokasi niyetine. ekranda da kayan harfler var. t ---- o ---- l ---- g ---- a seklinde kayan bi yazi. arada da efekt yapmis aslan parcasi, tüm harfler kaydiktan sonra tüm ekranda büyük harflerle tolga yanip sönüyor 3 kez.

    + ulan bununla mi giricen iceri? alay ederler olm senle
    - niye abi begenmedin mi, 50 euro verdim ben buna (oha be arkadas!)
    + e iyi gec hadi görelim bakalim

    bendeniz icerdeki kopacak curcunayi düsünürken, tolga yavasca kapidan iceri girdi. gömlek pantolonun icine sokulmus sekilde tabii, yoksa kim görecek kemeri. tolga'nin iceri girmesiyle beraber etrafi sarildi 7-8 arkadasi tarafindan. önce bi sessizlik, sonra iclerinden biri cikti:

    - eyyy alter!!!krass!!!! ben de istiyommm, nerden kaufen ettin söyle bana da.

    nihayetinde göt olan biz olduk, karizmayi yapan tolga. kocumsun tolga, feda olsun aslanima tüm kemerler.
  • "almanya'da nerede yaşıyorsunuz ?" sorusuna, "köln'e 100 km uzaktayız.." diye cevap veren kitle.

    lan oranın bi adı yok mu ?
  • almanya'da türkçe,türkiye'de almanca konuşurlar.
  • 97 senesinde acar bir turist rehberi olduğumu düşündüğüm başımda kavak yellerinin estiği bir dönemde,insan sarrafı olduğumu,tanımadığım denyo insan modeli kalmadığımı düşünürken,düsseldorf tan gelen o uçağın arrival dan çıkan yolcularından o amcayı gördüğümde hayatım değişmiş,ben "tövbe valla hiç bir bok bilmiyormuşum" demiştim.pecmürde kıyafetler içinde bir amca o insan yoğunluğunun arasından tüm arrival salonunun dikkatini çekmeyi başarmıştı.bir elinde içi klasik alamancı hediyerleri ile* bavullar olan o bildiğimiz troleyi iterken bilindik bir manzara bir klişe sergiliyordu,ama objektifimizi sağ omuzuna doğru çevirdiğimizde ise beyi dumurlarına dumur eken bir görüntü ile karşılaşıyorduk.amcanın omuzunda boyunduruk evet evet bildiğiniz kağnı boyunduruğu vardı,lufthansa nasıl kabul ettiyse bagaja,adam düsseldorftan kağnı boyunduruğu yapıp getirmişti memlekete,bizim gibi mal mal bakanlara "alamanyada çok şahane köknar ağacı var,dayanmadım hemen boyunduruk yaptım köye götürüyom"dedi,dedi ama ben uzun süre kendime gelemedim.işte budur almancı tanımlanmaya gerek duymayandır.
  • türkiye'de ki türklerden farkli olarak, inanilmaz bir irkciliga ugrayan bu nedenle her jenerasyonda daha da bozulan türkler ki ben bu türklere yada daha bilinen lakaplari ile almancilara yillarca cok sinir oldum. akil var mantik var sen koskoca berlin'de dog, büyü ama halen daha almanca bile konusama, bir de bunun üzerine türkce de konusama, müzikten sanattan anlama, mesleki egitim yapma, calisma ve agirlikli olarak varoslarda yasa. simdi hepimiz öyle degiliz ama diyenler cikacaktir velhasil istisnalar kaideyi bozmaz diyip geciyorum.

    bu arada genclik yillarimda almanci genclerle gerekmedigi kadar ayni ortami paylastigim bir egitim sürecinden gectigimi söyleyeyim de kendilerine bu gicik olusumun (sevgili almancilar kusura bakmayin öyle idi valla, ama devamini oku bak toparliycam birazdan...) baslangici da bilinsin.

    neyse gel zaman git zaman almanya'da daha uzun süreler bulunma talihsizligi beni buldu zaten bok attigim ne kadar insan varsa ilahi adalet* beni hop diye onlarin durumuna olmadi bir benzerine sokar. sirf bu yüzdendir ki köpekleri sevmememe ragmen bir sabah yataktan köpek olarak kalkma korkusu ile yillardir köpek sever numarasi yapiyorum.

    konuyu dagatmayayim, almanya'da aci hayat kitabinin her sayfasi ayni cümle ile basliyor: "nerelisin sen?" simdi bende almanca konusurken öyle bir aksan var ki türk aksani kesin degil hatta ne bok oldugu kesinlikle belli degil amerikali misin diyen var hollandali zanneden var dogu avrupa'dan misin diyorlar ama kimse türk müsün demiyor... beni de görse surayi okuyan, bunlari diyen adamlarin gözüne sicar oracikta ya neyse... bu arada herkesin aksan zannettigi de benim kelimeleri agzimda cigneye cigneye konusmamdan ibaret... o cignemeyi cikartsam agzimdan belki türk aksani kalabilir geriye...

    nerelisin seklindeki klise soruyu yöneltip türkiye cevabini alan adamin suratinda öyle bir hal olusuyor, agzini burnunu öyle bir büzüyor ki, o hali görmekten edindigim paranoya ile günde 3 kere yikanir hale geldim... basta halen daha "ya bu almancilar bizim imajin icine ediyor" seklinde bir burnu havadalikla aslinda kendimin ne harika bir insan oldugumu, ne kadar modern bir aileden geldigimi falan anlattim uzun uzun... sonra ufaktan sinirlenmeye basladim hayir anlatiyorum anlatiyorum sonra adam öyle dangalakca bir soru soruyor ki sanki duvara konusmusum. ve bir gün 5 senedir beni taniyan, senede 8-10 kere türkiye ziyareti yapan bu ziyaretlerin tümünde de suadiye'de kalip caddeye takilan bir adamcigin minik beyni tarafindan koordine edilen agzindan cikan "sen bizimle raki icmeye gelemezsin degil mi sizde kadinlara yasak raki?" lafi ile tüm iyi niyetimi gömdüm biryerlere...

    benim okuma yazma bile bilmeyen dedem bundan 50-60 sene önce istanbul'a degil de almanya'ya göcmüs olsaydi, bu dangalak*larin icinde ben de götünde tayt, kafasinda türban, agzinda türkce desen degil almanca hic degil bir dil olan, almanin disladigi, türk'ün sucladigi bir insan oluverirdim herhalde. benim ailemin büyük sehirde yasayan 3. jenerasyonunda, herkes üniversite mezunu is güc sahibi, az cok kitap okuyan, biraz dünyadan haberdar insanlarken; dedemin köyde birlikte top teptigi alamanci süleyman'in torunu almanya'da varos serserisi ise, egitimsiz ise, hicbir dilde kendini yeterince ifade edemiyor ise bazi cigersiz politikacilarin hakkinda kitap yazdigi günah kecisi ise ve sizde durup "cok ayi bu almancilar ya" diyorsaniz tebrik etmemiz gereken, kendi bokunun üstüne örtecegi kum olarak türkleri secen alman politikacilarindan baskasi degildir.
  • uzun uzun sohbetler ediyorum kendileriyle şöyle bir sonuç çıkardım;

    almanlar zamanında büyük şehirlerinde ırkçılık yapmışlar ve bugün küçük şehirlerdinde hala yapıyorlar, o kadar dert etmiyorlar,
    vatan hasretini çok değişik, şiddetli bir şekilde yaşamışlar, yaşıyorlar, dert etmiyorlar,
    onlara göre çocuklarının ahlakı bozulmuş, bozuluyor dert etmemişler,
    birçok zorluk yaşamışlar dert etmemişler

    ama en çok dert ettikleri şey tuvalette göte su fasilitesinin almanyada olmayışı olmuş. cidden.

    politika, milliyetçilik üzerine zaman zaman hararetlenen sohbetin sonlarında "abi burda klozetlerde falan su yok afedersin kuru kuru nasıl oluyor?" diye sormamla politika din milliyetçilik vatan sevgisi konusunda ağzını açmamış bir kaç kelimeyle geçiştirmiş adamlar
    "yaa sorma biz ondan çok çektik hala da çekiyoruz amınakodumun götü boklu almanları"
    "evlat o çok kötü bir durum anam duramadı buralarda geldiğinde geri döndü memlekete"
    gibi tepkilerle karşılaştım.
hesabın var mı? giriş yap