• ne kadar çok muhabbet tez ayrılık getirir diye düşünsem de, akraba bağlarının tamamen kopuk olması da üzücü geliyor.

    yalnız mutlu gününde yanında olanı var, canı istediğinde arayıp canı istemediğinde aramayanı var. hasta olduğunu bildiği halde aramayanı var.

    ınsani en çok üzen de sanırım değer verip aynı değeri görmediğin akrabaların varlığı. mesela babamın kuzeni 3 yıl önce kanser oldu, ailesinden çok annemle babam yardımcı oldu hem maddi, hem manevi destek olarak. kıza ellerinden geldiğince yardım ettiler. geçen ay annem ameliyat oldu, ameliyat olduğunu bilmesine rağmen kız geçmiş olsuna gelmeyi bırak, bir telefonla arayıp geçmiş olsun bile diyemedi.

    akrabalık sadece düğünde, iyi günde, arada sırada konuşulan bişey olmamalı.
  • arka çapraz bağların kopuk olmasından daha iyi bir durumdur.
  • kanımca birbirine zıt olanların arasındaki kan bağı, birbirlerine yakın olmalarını gerektirmez. bazen de ailedeki herkesin akıl sağlığı için olması gereken bir kopukluktur.
  • malesef özellikle büyük şehirde bu bağ kopmuştur.

    dün mesela annemin teyzesinin torunu evlendi, düğününe gittik. annemin teyzesinin baba tarafından kuzenlerinin torunlarını hiç tanımadığımı farkettim çok üzüldüm. veya anneannemin dayısının üvey çocuğunun kuzeni vardı, yolda görsem tanımam belki trafikte kavga falan edip ağız burun dağıtırız birbirimizin farketmeden. halbukü aileyiz biz, akrabayız sonuçta..

    bir de 10-15 sene önce bi kızla çıkmıştım, meğer akrabammış. anneannemin kuzeninin kuzeninin kuzeninin kuzeninin kuzeninin torunu.. şaka da değil ha, harbide böyle 5-6 göbek kuzen ilişkisi var arada, anneannem şak diye çözdü soy ağacını, o nesil de ölünce biz akrabalar birbirimizi hiç tanımıcaz. halbuki aşiret olmamız ve 500 kişi bir arada yaşamamız lazımdı
  • birbirleriyle çıkar ilişkisi olan her oluşumun başına gelen durumun aileye uyarlanmış halidir. bu kadar maddileşen dünyada kim sallar amcasını; kim takar dayısının çocuğunu?
  • huzurdur.

    şimdi giydirenler başlayacak, biliyorum. ama sevmiyorum kardeşim akrabalık denilen olayı. ne kadar uzak olsalar benden o kadar memnun olurum. ikinci derece akrabalara bile birkaç günden fazla tahammülüm yok benim. ha belki ailemdeki kişilerden kaynaklıdır ona lafım yok, ama akrabalarını seçememe durumu varken, en azından bu kopukluk şanstan öte, nimet benim ve benim gibi pek çok kişi için.
  • (bkz: ankara'nın bağlarının kopuk olması)

    (bkz: yaran yanlış okumalar)

    bir kaç saniye anlam vermeye çalışmadım değil.
  • bazilari en yakinindir, aranizda gizli sakli yoktur. bazilariysa kendince dert edinir seni, yaptigin yapmadigin agzina malzemedir, uzak durman gerekir. uzak duruyorsun diye garipsenmemelisin.
    evet akrabalarimizi secemiyoruz ancak secemiyoruz diye vicik vicik iliskiye de gerek olmamali.
  • anne ve babanın sosyokulturel ve sonrasında da ekonomik olarak kendi ailelerinden farklı olmalarindan kaynaklanabilen durumdur.
    zaten karakter itibariyle de sosyal ilişkilerin "akrabalik" üzerine değil, akrabalik iliskilerinin "sosyal ilişkiler" gereklerine göre kurulmasindan yanayım.
  • normalde yüzüne bakmayacagin adamla 1/16 ayni geni tasiyorsun diye iletisim kurman gerekmedigini bilecek kadar birey oldugunun farkinda olmaktandir. bu farkindalik genelde egitimle oldugu icin okumusluk arttikca aile baglari zayiflar.

    buna uzulenler, birileri mecbur olsa da iki insan bizimle gorusse diye uzulmektedir, akrabalari taktigindan degil yani.
hesabın var mı? giriş yap