• 10 seneden fazla bir zaman oluyordur; valiliğin karşısında "buhan yayınları" yazan binanın kapısından içeri girdiğimde karşımdaki masada kendisini gördüm. selam verdim, freelance çalıştığımı söyledim, ihtiyaç var mı diye sordum. düşündü taşındı, "gel bizde maaşlı çalış" dedi. bir önceki çalıştığım yayınevinde, hayatta kalmama yetecek paranın yarısını alıyordum ve freelance e geçiş yapmaya karar vermiştim. üstelik öğrenciydim ve yarım gün çalışabilirdim.
    ahmet buhan bana hayatta kalmama yetecek paradan fazlasını teklif etti, kabul ettim tabii.
    epey bir süre orada çalıştım, ahmet buhan çoğu zaman bizimleydi. hal hatır sorardı. bilek güreşi yapardık... evleneceğim zaman kendi mercedes'ini gelin arabası olarak vermeyi teklif etmişti.
    bazen klasik patron tavırlarının ufak tefek örneklerini gösterse de çalışanına köle gibi bakan, insan yerine koymayan lanet patronlardan değildi.
    nur içinde yatsın.
  • ilkokulda yası tutan herkesin (yası tutmayan tekısıkı bilir) hayatını kabusa ceviren üc büyük matematik hedesinden biri. digerleri icin (bkz: can matematik) (bkz: adım adım matematik)
    ilkokul ogretmenleri ozel olarak talep ederlerdi bu kitabın alınmasını... ayrıca kitabın arkasında çözümleriyle vardı cevaplar. anneler bu sayfaları koparırdı...(bkz: iskence)
    (bkz: ahmet bogan)
  • cidden kutsal kitapti bu, ahmet burhan'dan alinti surelerle konuşurduk biz, "abi ikizkenar üçkenler için ahmet burhan 26.7 ezekiel'e danış" derdik... yil ilkokul beş...
  • ilkokul matematik kitaplarının yazarı.. kitaplarının kapağında, mavi fon üzerinde puantiyeli bir eldiven giymiş bir el, ve bu elin sınıf sayısını gösteren parmakları olurdu..
    ahmet buhan bizim ilkokula gelmişti ben de bunu çok büyük bir olay sanmıştım.. anlatmıştım herkese ahmet buhan geldi bizim okula diye :p (bkz: entrye anı serpiştirmek)
  • hocanin "matematik kitabi ahmet buhan sayfa x" gibi israrli odev yazdirmasi sonucu su hale gelen kisi ; "mat. kit. ah. buh. say.". ayrica ilkokul cagimda en nefret ettigim insandi bu.
  • benim şansımdır.
    daha kitabını hazırlamış ama basmamışken üzerimde deneyen,
    hatta kitabındaki birkaç soruda adımı geçirerek küçük bir çocuğa jest yapmış,
    öğrettiği farklı yollarla problemleri çok kısa sürede çözmemi sağlayan,
    herkesten hızlı çözdüğüm için haliyle matematik dersinden de büyük zevk almamı sağlayan,
    ilkokulda öğrettiği çabuk çözme yöntemlerini üniversite sınavında dahi kullandığım,
    sevdiğim, büyük saygı duyduğum, her gördüğümde elini keyifle sıktığım adamdır.

    tanıdığıma çok memnun oldum. mekanın cennet olsun.
  • benim için neredeyse bir kemal sunal, bir barış manço, bir sezen aksu’ydu ahmet buhan.

    resmen artık hayatımda ahmet buhan olmayacak diye üzülmüştüm ortaokula geçtiğimde.

    matematikten ziyade bilmece gibi gelirdi problemleri. hikaye tadında soruyu oku; adım adım parçala ve çöz. hesaptan ziyade mantık yürütme . sonra liseye geldiğimde öğrendim ki matematikle mantık zaten aynı şeymiş

    bu kitaptaki problemleri çözmeye bayılırdım, bir de kapağındaki üzerinde renkli benekler bulunan ele. başımız sağolsun.
  • "top oynamak isteyen çocuğun ayağındaki prangalar" adlı kitabın yazarı.
  • ilkokul 5'te, hoca tahtaya bir cember sorusu cizmisti. cozene bir cift ayakkabi alacagim diye de eklemisti. o zaman o kapagi mavi, kirmizi olan ve matematik 5 yazan buyulu kitabi acip benzer soruyu bulup sonra da tahtaya cikip cozmustum. hocaefendi sozunde durmamisti ve ayakkabiyi almamisti ve kitaplardan ogrendiklerim gercek hayatta belki bi kez daha ise yaramamisti ama gercek hayata sokayim ben.
    gule gule buyuk insan!
  • ilkokulu bitirdigimde ilk basta odamin duvarlarina firlatarak parcalamaya calismistim bu kitabi. sese gelen anne ya da baba hatirlamiyorum simdi, oglum kitaplara biraz saygi gosterilir, hem ihtiyaci olan birine verirdik niye parcaliyosun kitabi demisti. tabii olaya saskin olduklarindan biraz kizgin soylemis olmalilar ki, ben bu kitabi en sonunda sitedeki cop bidonlarindan birine koyup yakmistim. boyle bir nefret olusturmus zamaninda bende..
hesabın var mı? giriş yap