ahmet ada
-
90'lı yıllarda adam sanat'ta da görülmüştür; hatta buradaki şiirlerinden birinde "sanki bir çiçek sergisiyidi karanlıkta gözlerin" demiştir; aslında biraz da akdenizlidir şiiri, şu aşağıdaki örnekte görüldüğü gibi.
"sonra evler pencerelerinden fesleğen sarkıtan
akşamüstünün buğusu, bugünün sonu
kırgın bir kuşun denize doğru uçuşu
başlangıçtı sevgimize biliyor musun" -
ada'nın 2008-2009 yılları arasında yazdığı ve şimdiye kadar hiçbir yerde yayımlanmamış şiirlerinden oluşan 'paçalı bulut' adlı kitabı artshop yayıncılıktan çıktı.
kitaba adını veren şiir:
paçali bulut
paçalı bir bulut
girmiş gözüme, ondan mı bozbulanık
görüyorum denizi
ve kocaman gözlü eşeği
ada bu yaz çiçeklendi varlığınla,
çiçek açtı deniz martılarla.
çözebilsem kör balıkçının hünerlerini,
sığ sularda balık olurum
yine portakal çiçeği, yine gölgen,
yine mavnaların rüzgârı sevgili
eteklerinle oynuyor sabahın eri –
kanmıyorum kanatlarına yazın
aşk mı içimdeki bu ağrı?
emek ister elbet en ücra uçurum,
kayboluyorum az berisinde tepenin,
gözümde paçalı bir bulut -
en çok sevdiğim şiirlerden biri olan " veda" yı yazan şair
"geçti, ah geçti aşk duraklardan
suya kar taneleri düşüyordu
ben bir otobüsteydim
camlar buğulanıp üşüyordu" -
kendisini broy dergisi'yle tanımıştım, sessiz ve sakin bir şairdi, gidişi de öyle oldu. twitter'da attığı son tweet'te hastahaneye yatacağını söylemişti ve maalesef 2 hafta sonra vefat etmiştir. 2 yıl olacak yakında.
özlenirsin
ne kaldı, ne kaldı son güzden geriye
sevgilim, beklemesini bilenim benim
kar yağdı kirpiklerine
kar sesi kuşattı çevremizi
umutlar gibi birikti kar
özlemler gibi birikti
biliyor musun acılardan örülü
sözcükler kaldı aramızda
acıları tersyüz ettik
yenildik, evet düpedüz yenildik
içimize bıraktık kar sesini
yeni bir ezgi üretecek olan
çığlıklardan, kurumuş gözyaşlarından
biliyor musun gülün kokması gecikecek
bir kuş sesi gömleğine işlenecek
çok eski bir gökyüzüyle birlikte
orda burda söylenecek
huma kuşunun göğsünde dinlendiği
üşümüş, yorgun ama umutsuz değil
canımın yongası, sevgilim, bir tanem
ne kaldı, ne kaldı geriye acılardan
eski alınteri, aşksız kaldı birçokları
çocuklar kutup mavisi ağladı
kimse artık hüzünleri anlatmasın
ne vakti, ne yeri, ne bir anlamı kaldı
güzelim, bir tanem, canımın yongası
bir karanfilin suya eğilimi gibisin
öylesin, özlenirsin, gel artık kar yağdı
bize paylaşacak aldanmalar kaldı
ahmet ada -
ülke
akdeniz mavisi saklı koynunda
ey gül yanığı güller ülkesi
yoldaşlık etsem kanlı gömleğinin acılarına
küllerle savrulan ay ışığında
kanadı gümüş bir kuş olup da
yaz kış demeden dolaşsam dereboylarını
kırmızı bulutları, sulara dökülen
gazel yaprağına yazsam çığlığını
umut hilesiz karanfilse sorguda
tutuklanmayı bekler kimimiz geceleri
ey türküleri çiçek döken ülke
yurtseverlerin, yiğit şairlerin nerde
ey seher karanlığında açan çiçek
ince ince yağışı yağmurun köklerine
başını dik tut rüzgara karşı
dayan diyedir düşmanın zincirine
o nazlı nilüferler yoksa da sularında
ceylanlar iner göllerinin aynasına
ne güne durursun seyirt haydi
patlayan bahardır dal uçlarında -
ablam için gazel
ablam çiçekli basma giyerdi
gurbet ustasıydı
sıla mı hüzün saatleri mi
eylülün ilk haftasıydı
saçlarını tarasa akıp giderdi onlarca keder
darılsa bana kumral bir yalnızlığa başlardı
verandanın köşesinde siyah- beyazdı sesi
ablam yaşasaydı solgun şarkılar söylerdi
eylül müydü albümden düşmüş sonbahar mı
ne güzel güldü bütün özlemi sarardı
bir gün kalbi kuş uçmayan atlaslara gömüldü
yaşasaydı kuş olup cezayir menekşelerine konardı -
iyimser bir aşk türküsü
bağlardan inen patikalardayım
cebimde mis gibi şiirler, kuş cıvıltıları
sokağınızdan geçiyorum öğle üstü
sokağınızda sararan yaprakların kokusu
şuramda ince bir sızı, serseri bir acı
senden öncesi olmayan bir acı
yalnız senin mecnunun olan bir acı
her pazar geçtiğin yollarında bir yaprak
yeşeriyor kuşanmış bütün cesaretini
göğsünün içinde yaşatmak için aşkı
bir yaprak da senin konuşkan elinde
sevecen becerikli çalışkan elinde
her zaman biraz olsun gecikirsin
aşka yalnızlığa sevdaya
yine de özlenirsin güzelim sevgilim
bir çiçek de böyle özlenir
su dolu bir testinin yanındaki bir çiçek
desem öyle alaycı gülümser yürürsün
sessizce yağan yağmur altında
aşkı kendine anlata anlata
yine akşam oldu sevgilim sensiz
bırakıp gidiyorum içim aşkla dolduğu zaman
durakları buğulu otobüs camlarını
yağmur çiseleyen kirli sokakları
gide gide hüzünlü bir türkü gibi dokunan
yağmurun sesini ne çok seviyorum
seni ne kadar çok seviyorum
ipek bir mendil diye
ayrılığı katlayıp koyuyorum çiçekle masama
bir de senin için yazdığım sevda şiirlerini
kendi anlamlarını aşıp giden
tozlu yollar sıra dağlar patikalar boyunca
ey sevgili senin sımsıcak bakışlarını
katlayıp koyuyorum çiçekli masama
seni ne kadar çok seviyorum
bir türkü solgunluğunu silip götürdüğü zaman -
"güzelim, bir tanem, canımın yongası
bir karanfilin suya eğilimi gibisin
öylesin, özlenirsin, gel artık kar yağdı
bize paylaşacak aldanmalar kaldı" * * -
-
baki asiltürk, ahmet ada'nın "kış için prelüdler 3" adlı şiirini gonca özmen'in "ardından" adlı şiirinden intihal yoluyla yazdığını iddia etmiştir.
kaynak : kitap-lık mart 2010.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap