• 90'lı yıllarda adam sanat'ta da görülmüştür; hatta buradaki şiirlerinden birinde "sanki bir çiçek sergisiyidi karanlıkta gözlerin" demiştir; aslında biraz da akdenizlidir şiiri, şu aşağıdaki örnekte görüldüğü gibi.

    "sonra evler pencerelerinden fesleğen sarkıtan
    akşamüstünün buğusu, bugünün sonu
    kırgın bir kuşun denize doğru uçuşu
    başlangıçtı sevgimize biliyor musun"
  • ada'nın 2008-2009 yılları arasında yazdığı ve şimdiye kadar hiçbir yerde yayımlanmamış şiirlerinden oluşan 'paçalı bulut' adlı kitabı artshop yayıncılıktan çıktı.
    kitaba adını veren şiir:

    paçali bulut

    paçalı bir bulut

    girmiş gözüme, ondan mı bozbulanık

    görüyorum denizi

    ve kocaman gözlü eşeği

    ada bu yaz çiçeklendi varlığınla,

    çiçek açtı deniz martılarla.

    çözebilsem kör balıkçının hünerlerini,

    sığ sularda balık olurum

    yine portakal çiçeği, yine gölgen,

    yine mavnaların rüzgârı sevgili

    eteklerinle oynuyor sabahın eri –

    kanmıyorum kanatlarına yazın

    aşk mı içimdeki bu ağrı?

    emek ister elbet en ücra uçurum,

    kayboluyorum az berisinde tepenin,

    gözümde paçalı bir bulut
  • en çok sevdiğim şiirlerden biri olan " veda" yı yazan şair

    "geçti, ah geçti aşk duraklardan
    suya kar taneleri düşüyordu
    ben bir otobüsteydim
    camlar buğulanıp üşüyordu"
  • kendisini broy dergisi'yle tanımıştım, sessiz ve sakin bir şairdi, gidişi de öyle oldu. twitter'da attığı son tweet'te hastahaneye yatacağını söylemişti ve maalesef 2 hafta sonra vefat etmiştir. 2 yıl olacak yakında.

    özlenirsin

    ne kaldı, ne kaldı son güzden geriye
    sevgilim, beklemesini bilenim benim
    kar yağdı kirpiklerine
    kar sesi kuşattı çevremizi
    umutlar gibi birikti kar
    özlemler gibi birikti
    biliyor musun acılardan örülü
    sözcükler kaldı aramızda
    acıları tersyüz ettik
    yenildik, evet düpedüz yenildik
    içimize bıraktık kar sesini
    yeni bir ezgi üretecek olan
    çığlıklardan, kurumuş gözyaşlarından

    biliyor musun gülün kokması gecikecek
    bir kuş sesi gömleğine işlenecek
    çok eski bir gökyüzüyle birlikte
    orda burda söylenecek
    huma kuşunun göğsünde dinlendiği
    üşümüş, yorgun ama umutsuz değil

    canımın yongası, sevgilim, bir tanem
    ne kaldı, ne kaldı geriye acılardan
    eski alınteri, aşksız kaldı birçokları
    çocuklar kutup mavisi ağladı
    kimse artık hüzünleri anlatmasın
    ne vakti, ne yeri, ne bir anlamı kaldı

    güzelim, bir tanem, canımın yongası
    bir karanfilin suya eğilimi gibisin
    öylesin, özlenirsin, gel artık kar yağdı
    bize paylaşacak aldanmalar kaldı

    ahmet ada
  • ülke

    akdeniz mavisi saklı koynunda
    ey gül yanığı güller ülkesi
    yoldaşlık etsem kanlı gömleğinin acılarına
    küllerle savrulan ay ışığında

    kanadı gümüş bir kuş olup da
    yaz kış demeden dolaşsam dereboylarını
    kırmızı bulutları, sulara dökülen
    gazel yaprağına yazsam çığlığını

    umut hilesiz karanfilse sorguda
    tutuklanmayı bekler kimimiz geceleri
    ey türküleri çiçek döken ülke
    yurtseverlerin, yiğit şairlerin nerde

    ey seher karanlığında açan çiçek
    ince ince yağışı yağmurun köklerine
    başını dik tut rüzgara karşı
    dayan diyedir düşmanın zincirine

    o nazlı nilüferler yoksa da sularında
    ceylanlar iner göllerinin aynasına
    ne güne durursun seyirt haydi
    patlayan bahardır dal uçlarında
  • ablam için gazel

    ablam çiçekli basma giyerdi
    gurbet ustasıydı
    sıla mı hüzün saatleri mi
    eylülün ilk haftasıydı

    saçlarını tarasa akıp giderdi onlarca keder
    darılsa bana kumral bir yalnızlığa başlardı

    verandanın köşesinde siyah- beyazdı sesi
    ablam yaşasaydı solgun şarkılar söylerdi

    eylül müydü albümden düşmüş sonbahar mı
    ne güzel güldü bütün özlemi sarardı

    bir gün kalbi kuş uçmayan atlaslara gömüldü
    yaşasaydı kuş olup cezayir menekşelerine konardı
  • iyimser bir aşk türküsü

    bağlardan inen patikalardayım
    cebimde mis gibi şiirler, kuş cıvıltıları
    sokağınızdan geçiyorum öğle üstü
    sokağınızda sararan yaprakların kokusu
    şuramda ince bir sızı, serseri bir acı
    senden öncesi olmayan bir acı
    yalnız senin mecnunun olan bir acı

    her pazar geçtiğin yollarında bir yaprak
    yeşeriyor kuşanmış bütün cesaretini
    göğsünün içinde yaşatmak için aşkı
    bir yaprak da senin konuşkan elinde
    sevecen becerikli çalışkan elinde

    her zaman biraz olsun gecikirsin
    aşka yalnızlığa sevdaya
    yine de özlenirsin güzelim sevgilim
    bir çiçek de böyle özlenir
    su dolu bir testinin yanındaki bir çiçek
    desem öyle alaycı gülümser yürürsün
    sessizce yağan yağmur altında
    aşkı kendine anlata anlata

    yine akşam oldu sevgilim sensiz
    bırakıp gidiyorum içim aşkla dolduğu zaman
    durakları buğulu otobüs camlarını
    yağmur çiseleyen kirli sokakları
    gide gide hüzünlü bir türkü gibi dokunan
    yağmurun sesini ne çok seviyorum
    seni ne kadar çok seviyorum

    ipek bir mendil diye
    ayrılığı katlayıp koyuyorum çiçekle masama
    bir de senin için yazdığım sevda şiirlerini
    kendi anlamlarını aşıp giden
    tozlu yollar sıra dağlar patikalar boyunca

    ey sevgili senin sımsıcak bakışlarını
    katlayıp koyuyorum çiçekli masama
    seni ne kadar çok seviyorum
    bir türkü solgunluğunu silip götürdüğü zaman
  • "güzelim, bir tanem, canımın yongası
    bir karanfilin suya eğilimi gibisin
    öylesin, özlenirsin, gel artık kar yağdı
    bize paylaşacak aldanmalar kaldı" * *
  • "yaksana bir sigara, düzelirse aşkla düzelir dünya" * *
  • baki asiltürk, ahmet ada'nın "kış için prelüdler 3" adlı şiirini gonca özmen'in "ardından" adlı şiirinden intihal yoluyla yazdığını iddia etmiştir.

    kaynak : kitap-lık mart 2010.
hesabın var mı? giriş yap