• söylentilere göre, ilk kolonistler şehre geldiğinde yerli kadına sormuşlar buranın adı ne diye:

    kadın da : "t'chan m'bi djan" yani "ben sadece yaprakları kesiyordum"diye cevap vermiş. lafı götünden anlayan kolonist şehrin ismini böyle koymuş. iyi ki yaprakları da yanlış anlamamış. yoksa yapraklara yan basarlardı.

    kanguru kelimesinin orijini hakkında aborijinlere yakıştırılan hikayede olduğu gibi...james cook adaya çıkmış orada guugu yimidhirr'liye sormuş bilader bu hayvan ne diye o da kendi dilinde "kangaroo" yani "i don't understand you" demiş. bugün bize anlamsız gelen çoğu hayvan ismi aslında oranın yerlilerinin kendilerini anlamsız sorularla rahatsız eden denyo kaşifleri başlarından atmak için söyledikleri sözler.

    rhinoceros: "rhi-no-cer-os : ben ne biliim mina koyim"
    hippopotamus: "hip-po-po-ta-mus: o silahı başka tarafa tutsak"
    antelope: "ante-lope: ananın .mı"
    baboon: "bab-oon: babana sor"
    chimpanzee:"chim-pan-zee: bi siktir git"
    panther: "pan-ther : yaklaşma sker"
    armadillo:"ar-ma-dil-lo?: bela mısın lan?"
  • fildişi sahillerinin ekonomik başkenti olan ve son bir haftamı geçirdiğim, yurda döner dönmez aklımda kalanları paylaşmak istediğim şehir.

    istanbul ile arasında yaklaşık 9000 km bulunan ve şu anda batı afrika'nın en hızlı ekonomik büyüme oranlarından birine sahip olan fildişi sahili'nin bir kıyı şehridir.

    şehrin en göze çarpan yanı rutubetten tüm binaların neredeyse kararmış olması ve istisnasız hangi binaya girerseniz girin burnunuza işleyen o rutubet kokusu.

    şehir plansız bir şekilde yapılaşmaya gittiğinden trafik her daim karşınıza çıkan bir sorun ve hurdaya çıkmış toyota marka turuncu renkli ticari taksiler dolmuş gibi bir görev görüyor ve arkalarında bizdeki şoför aforizmaları gibi elle yazılmış '' dieu merci'' ''la patience'' gibi süslemeler bulunuyor. bu taksi şoförlerinin çoğu genç ve içlerinde ehliyeti dahi olmayanlar var.

    ülkede f cfa (franc des colonies français ancients) para birimi kullanılıyor ve 1 dolar an itibariyle 580, euro ise 680 cfa olarak karşılık buluyor. paranın değerine bir örnek vermem gerekirse 1 paket marlboro 800 cfa.

    şehrin en lüks bölgesi la plateau; şehri yarıp geçen lagüne bakan yüksek binaların süslediği ve şirketlerin yoğunlaştığı bir bölge burası.

    buraya yakın yerleşim bölgesinde ise nispeten zengin insanların müstakil evleri ve yüksek duvarları, nükleer sığınakmış gibi ürkütücü yapılmış kapıları göze çarpıyor. buralarda gelir öyle adaletsiz dağılıyor ki biraz para kazananlar soyulmaktan deli gibi korkuyorlar.

    şehrin fakir bölgesi cocody. burada baraka tarzında eldeki imkanlarla ''yapılmış'' derme çatma evler ve toz toprak içerisinde yaşayan insanlar görüyorsunuz. aynı zamanda burada büyük bir araba mezarlığı bulunuyor, insanların parça niyetine çeşitli araçların işe yarar parçalarını satın aldığı bir market gibi düşünülebilir.

    kaldığım otel rue des jardins semtinde, çinlilere ait olan bir oteldi. burada çinli patron içeride oturup hiç gözükmeyen birisi idi ve vardiyalı çalışan işçilere sorduğumda aldıkları ücret aylık 50000 cfa (yaklaşık 80 dolar) civarı.

    burada eskisi gibi olmasa da anlayacağınız kölelik sistemi devam etmekte ve toplumun işçi kesiminin bir adım öteye gitmesi katiyen kısıtlanmış. yaşadığım yürek burkan bir detay ise otelde bana yardımcı olan gencin benden ona kahve ısmarlamamı istemesi idi. işi kahve yapmak olan kişinin kahveden içme hakkına sahip olmaması ve üstüne üstlük 1 bardak kahvenin neredeyse 1 günlük maaşına denk gelmesi hakikaten hayret verici.

    kafalarının üzerinde leğenlerle meyve satan çocuklar her binadan çıkışınızda paçalarınıza yapışıp size şirin bakışlar atarak satış yapmaya çalışıyor. 30 cent'e ($) 2 kg kadar muz almanız mümkün. arabanızı park ederken gençler sizin için yolu keserek size boş yer gösteriyorlar birkaç yüz cfa bahşiş vermeniz umuduyla.

    ve ne yazık ki sektördeki kilit noktalar beyaz adam tarafından kapılmış. fransız bankaları dışarıdan gelecek yatırımın önünü tıkamakla meşguller.

    herkes arabasında fransız radyosu dinliyor ve fransız televizyonu izliyor.

    dışarıya yemeğe gittiğinizde restoranlarda oturan kişiler ya bahsettiğim ufak zengin kesim ya da bizler gibi orada iş için bulunan yabancılar. ortalama bir işci için maaşının beşte birini bir restorana girip hamburger menü için vermek hayal gibi bir şey.

    tropikal meyveler adına bir keşif ve değerlendirme için yaptığım bu gezide 500 hektar arazisi olan italyan asıllı bir adamın malikanesine misafir olma şansım oldu. avrupa ile çalışan bu insanlar ikili anlaşmalar sayesinde bu ülkelerin değerli mallarını eski dostlarına yok pahasına peşkeş çekiyorlar. gittiğim devasa plantasyonda insanları aşağılayan ve ağaçların dibine s.çmak yasaktır yazan ve bunu yapan siyah bir adamı gösteren kocaman levhadan uyarılar vardı.

    aynı zamanda başka bir detay ise şehirdeki tüm fastfood restoran ve süpermarket gibi mekanların lübnanlı tüccarların elinde oluşu ve halkın onlardan nefret edişi.

    aklıma geldikçe buraya eklemeler olabilir. şimdilik bu kadar. afrika çok acayip gerçekten.
  • kinyas ve kayra'nın mühim dekorlarından biridir bu şehir.
  • (bkz: fildisi sahilleri). semptleri: le plateau; les deux plateaux; cocody; marcoussi; bingerville.

    bu şehir fildişi sahillerinin en önemli şehridir. tıpkı istanbul ve new-york gibi.

    ülkenin başkenti değildir. (bkz: yamoussoukro)
  • ulu orta çıkartıp işeyen adamların şehri. herifler hiç utanmadan çişi gelince çıkartıp salıyor. karı kız varmış, olanı var yok demeden çıkartıyorlar küsküyü.
  • garip bir şehir..
    iki farklı ekonomi var, siz burger king’ten hamburgeri 80tl’ye yerken, yerel halk 2 tl’ye karnını doyurmaya çalışıyor..
    gelirler arası uçurum çok fazla..
  • şehrin içinden geçen nehrin ayrı bir güzellik kattığı afrika kenti. yolunuz düşerse özellikle yakınlardaki küçük tropikal adaları kapsayan bir tekne turu yapmanızı tavsiye ederim.

    kentin trafiği de istanbul'u aratmıyor. turistik amaçlı gideceğinizi pek sanmıyorum; ama ticari nedenlerle gidecekseniz öyle çok çekinerek gitmenize gerek yok. sadece sıtma ve sarı humma konusunda ilaç ve aşılarınızı tam olarak yaptırın sorun yaşamazsınız.
  • kinyas ve kayra'yı okuduktan sonra, bu daha öncesinde bi' haber olduğum yeri görmek çok istemiştim. ha bir de flag içmeyi..
  • fildişi sahili'nde geçen yıl meydana gelen şiddet olayları nedeniyle afrika kalkınma bankasının merkezi bu şehirden tunus'a taşınmıştır.
  • bünyesinde çok büyük bir futbol akademisi bulundurur. bugün izlediğimiz birçok fildişi sahili'nden çıkma oyuncu buradan yetişmedir.
hesabın var mı? giriş yap