• - kaç şakirt, pardon yani kaç akademisyen imzaladı diyelim?
    - 1000 nasıl?
    - eh fena değil...
    - gönder gelsin.
  • inandırıcılıktan uzak bildiri.

    iyiden iyiye laçkalaştı bu işler. önüne gelen akademisyen olmuş
  • ertesi gün 200 bin türk akademisyenin bildirisi olma ihtimali yüksek bildiri.

    (bkz: on yılda beş milyar ağaç diktik)
  • google da "what is not happening in turkey!" aratınca sadece 9 sonuç çıkıyor çoğu sabah gazetesinin sitesinden. sahte bir haber olma ihtimali yüksek.

    1000 tane türk akademisyenin böylesi bir bildiriyi imzalıyacağını sanmıyorum.

    edit: entrylerime bakarsanız, kendi hayatım ve tecrübelerim dışında kolay kolay kesin konuşmam. "bu haber kesinlikle uydurma."
  • ilginc bir aciklama. baska gazetelere de dusmeye basladi; lakin inandirici bir bildiri degil.

    1. akademisyenlerden bildiri deniliyorsa akademisyenlerin acikca adi olmali bildirinin altinda. tipik bir cemaat manevrasi. tedbiri elden birakmama isi. varsa imzasini atan bir akademisyen, yazarsin adini cesaretle bu bildirinin altina, bu da bildirideki her bir cumle icin kefil oldugun anlamina gelir.

    2. bildirinin altinda ki murat guzel isminin akademi ile bir alakasi yok. adamin meslegi isadami olarak geciyor, ve hic bir universite ile baglantisi verilmemis. not duseyim bu arada adam pennsylvania eyaletiyle alakaliymis, bu da akla the man from pennsylvania yi getiriyor.

    3. ilanda "legacy of ataturk" diyerek aslinda the new york times gazetesine verilecek ilanin ilk draftinda gecen cumleye atif var. ilk metinde ki "ataturk's legacy" bildiginiz uzere son, basilmis ilanda yok; bu da gosteriyor ki bu bildiriyi hazirlayan guya akademisyenler, aslinda ilani gormeden, draft haline atifta bulunuyorlar, ki bu da acinasi bir durum.

    4. cemaat alakali bir ilansa her halde hocaefendilerinin bugun basbakana diktator demeye varan imalarini gozden kacirmislar. tuh, erken davrandilar.

    5. bir bildiriye akademisyenler yazinca ciddiye alinacaklarini varsayiyorlar herhalde. ama unutmasinlarki, baslik degil icerik onemlidir. icerikte ki cumleler, ingilizcesi iyi her kesin anlayabilecegi uzere akademik dile yakismayan, yazanin yabanci oldugu ilk okumada belli cumlelerdir.

    sonuc olarak, bu bildiriyi hazirlayan ve imzalayanlarin amerika'da akademisyen olduklari hikaye gibi gorunuyor. cok guldum okurken. ama eger ki akademisyen olani varsa aralarinda, o zaman da amerikaya nasil ve neden gittigi belli bir takim akademik gorunumlu kisiler oldugu asikar. ciddiye alinacak bir yani yok, vesselam.
  • ak parti'nin gezi parkı direnişi boyunca estirdiği yalan rüzgarının bir parçası olup, gerçeği dün yayınlanmıştır:

    (bkz: yurtdışındaki akademisyenlerden demokrasiye çağrı)
  • bana "akademisyenleri de diktikleri ağaçlar gibi sayıyorlarsa, eyvah" diye düşündürtmüş bildiridir.
  • abd'de zaten kac tane turk akademisyen varmis da 1000i bu genelgeye imza atmis diye sorulan ve alttaki imzalari merak edilen, zira amerikada ve akademide olan turkler tarafindan nedense gorulmemis olan bildirge (he kendimden biliyom, he baska turkler de var hep birlikte universitedeyik, hani bana sormadilar imza atar misin deyu)
  • aklıma eski bir görüntüyü getirdi bu bildiri.

    3-4 sene önceydi galiba. tayyip erdoğan ankara'da büyük bir konferans salonunda konuşuyor. hitap ettikleri yök vasıtasıyla yurt dışına lisansüstü eğitime gönderilecek kişiler. çok da kalabalık salon. kamera salonu bir turluyor, epey bir kısmının cemaatçi olduğunu resmen okuyorsun zaten yüzlerden, bıyıklardan vs.den.

    o yüzden bu haberi okuyunca bu bahsedilen 1000 akademisyenin kaçta kaçı orada gerçekten daimi olarak bulunan kişiler, ne kadarı devlet bursuyla oraya geçici olarak eğitime giden kişiler olduklarını fena halde merak etmekteyim.
hesabın var mı? giriş yap