abartı

• bir olayı, bir şeyi olduğundan daha büyük, daha çok gösterme anlamlarına gelen maruz kalan insanı her şeyden tiksindiren durumdur.
  
  (bkz: abartılan şeyler)
• bir şeyi olduğundan büyük veya çok göstererek anlatma davranisina verilen isimdir.
  türkceyi agzindan baska bir tarafiyla konusan bir kisim yeni yetmenin, bu sözü pek "cool" konusmalarinda zarf olarak "cok fazla" yerine kullandiklari da görülür.
  örnekleri için (ara: abarti)
  -abi abarti iciyorum biliyor musun. yane abarti özledim eski sevgiliyi de ondan.
  -süfersin abi. oha falan oldum yani.
• normal olmayan, standartların üzerine çıkmış olan, delilik sınırları ile normallik sınırları arasında gidip gelen kişi, sıfat, fiil, olay veya nesne.
• sultanbeyli'de 1 tl için adam vuruluyor, muhabirin olayı sorduğu kişi 'silahını çıkarıp bacağından vurmuş, abartılacak bir şey yok' diyor, pes! bu vatandaş için 'abartı' kelimesini hak eden olay, silahlı çatışma-atom bombası falan herhalde!!
• dürüst insanların yalanıdır.
• özellikle birinin doğum gününü kutlarken kullanılan ifadelerdir
  “en büyük şansım” yazmış. ablan çocukluğundan beri 100 kg. bugüne kadar bildiğim hiçbir başarısı yok. birini yücelticem diye sahip olmadığı vasıfları herkesin içinde sıralayınca komik görünüyor
• karşılıksız algı.
• hayal gücünün anahtarıdır.
• bunu huy edinen insanlarla konuşurken nasıl tepki vereceğimi, neye inanacağımı şaşırıyorum. anlattıklarının ne kadarına inanmam gerektiğini ölçüp biçmekten, dinleyemiyorum da zaten. özetle abartmayınız, ha abartıyorsanız da çaktırmayın. çünkü bir insanda bir kere bunu yakaladığım vakit hassas kantara dönüyor kafa, hep bir hesap kitap hep bir acabalar vs vs.. adamı paranoyak etmeyiniz.
  
  http://www.youtube.com/watch?v=z-hkvydtpoc
• bir algılama biçimi.