• beatlesın mtvyi bizlere armağan etmiş süper filmi. çağının ötesinde, berisinde, üzerinde bir film izlemek istiyorsanız 64 senesinde çekilmiş ve hiç o kadar yaşlı durmayan bu filmi izlemeli, vay anasını diyebilmelisiniz.

    filmin konusu kısaca şöyle beatles süper bir gruptur, ama bu filmi izleyerek bunu anlayamayız. filmin konusu orta karar bir betimleme ile ise şöyle, beatles süper bir gruptur, bütün kızlar elemanlarına hayrandır, john lennon dünyaya laf sokan, herşeyle taşak geçen bir deli oğlandır, paul kendi halinde sesssiz bir kişiliktir, george pek memnuniyetsiz, pek bildiğim bildik bir insandır, ringo ise daşak oğlanıdır.

    paulün dedesi film boyunca türlü maymunluklara imza atar, gençler ile yaşlılar arası köprü geyiğine imkan tanır, ringo ben niye bu kadar geride duruyorum diyerek izel çelik ercanın çeliği olur, sonra beatles ın doğruluğunda karar kılar. ama hapishaneden kaçabilecek midir?

    filmin genel uçuk, zıpçıktı havasının içine serpiştirilmiş popüler kültür ve toplum eleştirilerini kapamayan, kapanların olduğu ortamlarda 'evet ya koka kola şişesi felan di mi?' diyerek güven tazeleyebilirler. kapanlar bilmiş bir tavırla entrysini yazsın.

    bilenler bilmeyenlere anlatsın.
  • the beatles'ın 3. stüdyo albümü a hard day's night'a adını veren, albümün açılış parçası. gelmiş geçmiş en dinamik açılışlar arasında yer almaktadır kanımca, filmde yarattığı muhteşem atmosferi de göz önünde bulundurarak söylüyorum bunu kesinlikle. boşa beleşe değil yani. neyse, aynı zamanda single olarak da piyasaya sürülmüştür, britanya'da b yüzünde things we said today, abd'de ise i should have known better olacak şekilde. şaşırtıcı şekilde single da albümle aynı tarihte, yani ingiltere için söylüyorum, 10 temmuz 1964 tarihinde piyasaya sürülmüştür. *

    her neyse, şarkımız tamamıyla nisan 1964 tarihinde yazılmıştır. şarkının adını ve felsefesini ortaya koyan elemanımız ise bilindiği üzere ringo starr olmuştur. ortaya koymak derken, sadece bir yanlış kullanım, dil sürçmesinden (daha doğru bir deyimle, malapropism. hatta john'un daha da doğru bir deyimiyle, ringoism.) ibarettir ringo'nun yaptığı. zaten lennon/mccartney p.çlik peşinde, her şeyden şipşak şarkı çıkarma verimliliğinde o dönemler; bir anlık ilham şarkı-albüm-filmi bir arada getiriverir böyle. (ringo'nun bu dil sürçmeleri için, ''fazla şiirsel, sanatsal gibi, lewis carrollvari; ama yanlış tabii.'' yorumunu yapmış paul. *)

    bir konser sonrası, diye hatırlıyor paul; ringo bitkin vaziyette söylemiştir: ''phew, it's been a hard day's night.'' john'la hemen duruma uyanırlar tabii, ''ne dedin, komik bişey dedin sen yine.'' diye üstüne giderler, ringo aynı kalıbını tekrarlayıverir yeniden: ''a hard day's night!!'' sonrasında şöyle izah ediyor bu durumu ringo: ''bunu sıkça yapar(d)ım aslında. bir şeyi söylerken aklıma öbür şeyler de geliveriyor, neyin nasıl olacağı belli olmuyor, hızlıca birşeyler çıkıveriyor. tüm gün çalışmıştık, akşam oldu ve ben hala gündüz olduğu duygusuyla konuştum: ''it's been a hard day''. etrafıma baktım; karanlık olduğunu fark ettim ve ekleyiverdim: '''s night!!''

    elbette ki bu tarz cümleciklere john lennon fazlaca bayılmaktadır, hatta kelime oyunu gibi cinlikleri de pek çok şarkısında kullanmıştır, böyledir john. e bu pası da değerlendirmezse olmaz, ringoism sonuçta bu. hatta in his own write'da da kullanır bu saçmalamayı; sad michael şiirinde: ''he'd had a hard day's night that day, for michael was a cocky watchtower.'' şiir 1963 tarihlidir, bu durumda bu ifade de 1963 tarihine kredileniyor haliyle. fakat şarkının yazımı hala muallak, bu konu ayrı.

    bu malapropismin ilginç tarafı ise the beatles tarafından nasıl kullanıldığı olmuştur; ki bu olay da ayrı bir enteresandır. başkadır; ringoism'e uyacak garipliktedir. zira şarkı olan a hard day's night, film olan a hard day's night'tan sonra ortaya konmuştur denilebilir. böyle de ters bir durum vardır işte. çünkü tahmini olarak a hard day's night'ın bestelendiği tarih aralığı 13-14 nisan 1964'tür. a hard day's night'ın filminin ham kaydının tamamlandığı tarih ise 24 nisan 1964'tür. oysa film a hard day's night 13 nisan tarihinde almıştır. aynı gece de ve ertesi gün de şarkı bestelenmiştir. bu da demektir ki, film için temel bir şarkı bestelenmiştir. yani esasen film merkezli hareket edilmiş; bu minvalde yürünülmüştür, ısmarlama olmuştur. *

    ayrıntıya boğulacak olursak, 13 nisan 1964 tarihi; filmin çekimleri hemen hemen tamamlanmak üzere ve filme isim arayışı var. paul'un söylemine göre durum şu: filmin kaydı hemen hemen bitmiş, ortada yönetmen richard lester, yapımcı walter shenson ve birkaç yetkili, aynı zamanda the beatles var. filmin adının ne olacağı konusu üzerinde beyin fırtınası yapılmakta, mekan twickenham stüdyoları. bir süre sonra elemanlarımız tutuyor çıkıyor; ''ringo böyle böyle bir laf etti, a hard day's night mı olsun acaba?'' deyiveriyor. alkış gırla zaten sonra, kıyamet gibi olumlu tepki; belki de bu malapropismi en iyi tanımlayan söz geliyor o esnada yapımcı walter shenson'dan: ''bundan daha iyisi olamaz, çok kışkırtıcı. hiçbir anlam ifade etmiyor, filmle alakası da yok. ama -ki bu amayı biz işte bu yüzden olarak alsak fena olmaz- bir the beatles titleı bu işte.'' sonrasında çok çok beğendiğini john'a söylüyor, john'dan alacak olursak bu kısmı: ''bunu söyledi, ertesi gün ona şarkıyı götürdüm.'' *

    bu gazla ilerlemiş john, zaten aklında şu durum var, esasen önce şunu belirtmek gerek ki şarkı yazma konusunda ekip her zaman birbiriyle tatlı bir rekabet içinde de olmuştur. bu süreklilik tamamlayıcı bilgiyi verdikten sonra gönül rahatlığıyla devam edebilirsiniz; o dönem paul mccartney ellerinizden öper hiti can't buy me love'ı bestelemiştir, john da bunun üzerine hırs yapmış ve ''ulan şimdi de hit sırası bende.'' minvaliyle bilenmiştir. işte a hard day's night bu noktada denk gelmiş şarkısı olmuştur john'un, diğer bir ifadeyle ''john lennon'ın can't buy me love'a kişisel cevabı'' olmuştur. o gece * bir kibrit kutusuna sözler üzerine karalamalar yapar john, ganyan çalışır gibi incecik dokur.

    ertesi gün, ki bu tarih 14 nisan oluyor, paul'la beraber çalışırlar şarkı üzerinde. paul'un da kabul ettiği üzere ''tüm sözler john'a ait değildir.'' fakat üstatlar öyle bir çalışırlar ki kim ne yapmıştır, katkı nerededir pek hatırlanmaz. hep biraz puslu kalır. bu durum da böyledir, paul durumu tam hatırlamamakla beraber eğer şarkıya katkısı olduysa bunun sadece middle eight kısmında olabileceğini de belirtir. john lennon'sa grup dağıldıktan sonra şarkının tamamen kendisine ait olduğunu, paul'un middle eight kısmını söylemesinin sebebinin de kendisinin o kısımdaki notalara ulaşamaması olduğunu söylemiştir.

    çok da mühim değildir zaten kim ne demiş, bir the beatles şarkısı hakkındaki en önemli şey hiç kuşkusuz ki şarkının bizatihi kendisi değil midir?*

    şarkı walter shenson'a tanıtılır, elbette ki gerekli onayı da alır.

    gelelim kayda, kayıt 16 nisan 1964 tarihinde yapılmıştır; o anda stüdyoda misafir olarak yönetmen richard lester'ın gazeteci arkadaşı maureen cleave de bulunmaktadır. tam kayıt yapılacaktır; maureen de sözlere bakma fırsatı bulur ve ''but when i get home to you, i find my tiredness is through, and i feel alright.'' dizesini görür. bu dize ona fazlasıyla kötü gelir, bunu da söylemekten çekinmez; john da hak verir hemen, kalemini çıkarır ve ''i find the things that you do will make me feel alright.'' kısmını ekleyiverir. böylelikle kel alaka bir katkı sonucu şarkının sözleri değişmiş ve şarkı orijinal formuna kavuşmuş olur.

    şarkıya ait pek çok take mevcut olmakla beraber, bunlardan epey basit olanına anthology 1'de rastlamamız mümkündür, dikkat kesilip kulak kabartacak olursak george'un henüz tanıştığı şarkıya alışma aşamasında çaldığı basit gitarı -ki 12 tellidir kendisi-, paul'un bassdaki falsolarını yakalayabiliriz. bu takede henüz o kıpır kıpır solo da yoktur; ve pek bi saykodelik bir kapanışa sahiptir; ayrıca vokal geçişlerinde de bir takım hatalar içerir. ve elbette ki george martin imzalı piyano katkısı da mevcut değildir bu kayıtta.

    kayıt aşamasında richard lester da devreye girer, müdahale eder yer yer; çünkü bu şarkı elbette ki bu adamın filminde olacaktır ve kendisi de belli özellikleri aramaktadır. ne işi var demeyin diye diyorum. intro kısmına daha sert ve kendinden emin bir açılış ister, zira filmi de karşılamasını tasarlamaktadır bu titleın; ayrıca outro kısmına uygunca bir fade out efekti de rica eder. ''the beatles lan bu efsane, seni mi dinler yönetmen bey?'' diyemiyoruz; adamın dedikleri de yapılmıştır haliyle. hatta bu ısrarcı yönetmen kayıtlar herkesi tatmin eder boyuta ulaştığında dahi ''ek kayıt!'' diye bağırmış, fakat george martin kendisinin mikrofonunu kısmış ve duymazdan gelmiştir. iyi de yapmıştır.

    şarkı elbette ki george martin eli değmeden tam anlamıyla olmuş denemez, değil mi? elbette...

    overdub tekniği ile george martin ve george harrison * karşı karşıya gelir; george harrison'ın gitar solosu daha canlandırılacak ve üzerine daha önce misery'de george martin'in elinin değdiği gibi piyano solosu eklenecektir. ayrıca açılış akoru piyano ile güçlendirilecektir. başarıyla kalkılır bu işin altından, sonuçta albümdeki a hard day's night'a ulaşılır; destansı bir iş çıkarılır.

    peki, nedir bu a hard day's night? vokallerde inanılmaz bir armoni vardır; akor geçişleri mükemmeldir. açılış akoru zaten filmi de apayrı şenlendirmektedir; george-john ve george martin imzalı şahane bir ortaklıkla vücut bulmuş asabi ve canlı bir introdur bu. üst üste kayıt ile john hem elektro hem de akustik gitar çalmıştır; ayrıca 12 telli gitar the beatles tarihinde ilk defa bu şarkıda, george harrison tarafından çalınmıştır. ki bence solonun kesinlikle hakkı verilmiştir bu sayede, zira temelde rock'n roll solosu modunda olsa dahi, orijinalliğiyle aslında pek çok yaratıcı mesaj içermektedir kanımca. buna ek olarak ringo da cowbell ve bongo ile desteklemiştir bu dur durak bilmeyen ritmi. tam anlamıyla bir cümbüştür esasen şarkı; vokaller dahi bir enstrüman inceliğinde ilerlemiştir, hele o açılış akoruyla biten arpejli fade outlu kapanış, hem saykodeliktir; hem de çok yaratıcıymış yahu! beatles, ne büyüksün! * *

    şu 12 telli gitarın kullanımına, şarkıdaki kullanımın the byrds gibi folk türevi yorumlara neler kattığına ve nasıl bir etki yarattığına değinmiyorum bile. (daha önce kullanılmamıştır demiyorum, sadece bağlamından çıkarılarak farklı bir yorum ve tarza -ki bu the beatles tarzı oluyor- uyarlanmasından bahsediyorum. the beatles'ınki en folk olmayan kullanım yani, o açıdan; evladiyelik.)

    insanı the beatles'a tekrar hayran bırakır seviyeye sokmuştur gece gece.
  • ''münir nureddin, klasik batı müziği'nden de büyük keyif alır, özellikle beethoven ve mozart'ın konçertolarını severek dinler.. kızı meral küçükken bir gün, "bach'ın müziği çok kötü, ben hiç sevmiyorum" demek gafletinde bulunur. babası, bir ay süreyle her gün saatlerce kızına bach dinletir ve sonunda sözlerini geri alan kızına, "kötü müzik yoktur, dinlemeye alışmamış kulak vardır" diye ders verir. yıllar sonra, genç kızlığın eşiğine gelen torunu nükhet, avaz avaz beatles plakları çalarken isyan eder münir nureddin. "sabahtan akşama kadar bu kötü müziği dinlemeye mecbur muyuz!" diye çıkışan babasını, kızı meral yatıştırır: "siz ne demiştiniz bana? kötü müzik yoktur, dinlemeye alışmamış kulak vardır babacığım." ertesi sabah, banyoda tıraş olan münir bey'in sesi duyulur: "lalay la, la lay la, la lay la la". münir nureddin alaturka ağızla beatles'ın ünlü "it's been a hard day's night"ını mırıldanıyordur.''

    kaynak:
    http://earsiv.sehir.edu.tr:8080/…006.pdf?sequence=1
  • efsanevi açılış akorunda bir de george martin'in pianosunun parmağının olduğu şarkıdır. yıllardır tam olarak gizemi çözülemeyen akor; fourier transform aracılığıyla gün yüzüne çıkmıştır. detaylar için http://www.scientificblogging.com/…ourier_transform

    bunun dışında şarkının ismi ringo starr'ın zor geçen bir günün akşamında "it's been a hard day..." derken aslında çoktan gece olduğunu farketmesi ve cümleyi "'s night" diye sonlandırması ile ortaya çıkmıştır.

    lennon/mccartney bitirim ikilisi ilk defa başlığı ve konsepti önceden belirlenmiş bir şarkı yazmaya koyulmuşlardır. fena da kotarmamışlar hani...
  • shea stadium da verdikleri o meşhur konserde, bu şarkıyı çalmadan önce john lennon kendi kendine cıbırca konuşur. olağanüstü eğlencelidir. stadyumda o kadar çok gürültü vardır ki john 'acaba bizi duyuyorlar mı' diye merak edip saçmalamaya başlamıştır-ki sanırım duymadıklarına da kani olmuştur.
  • eve gelince,
    herşey yolunda gibi.
    sarılıyorsun!

    (bkz: the beatles şarkılarını haikulaştırma operasyonu)
  • bu şahane filmin çekimleri, 2 mart - 24 nisan 1964 tarihleri arasında yapılmıştır.

    artık birer ''rock'n roll star'' olan the beatles, film çekimlerinin bitmesiyle beraber george martin'in de önayak olmasıyla mayıs ayı için güzel bir tatil izni alır, zira artık daha da değerlidir elemanlarımız, ''altın yumurtlayan tavuk''tur. (ilk albümden bu yana sürekli single-albüm istenmiştir kendilerinden, bu süre zarfında beklentiyi fazlasıyla karşılamış olsalar dahi adamakıllı tatil yaptıklarını sanmıyorum açıkçası.)

    hülasa, grup ikiye ayrılmıştır; john-george ve paul-ringo olarak; john lennon-george harison ikilisi tatil için tahiti'yi, paul mccartney-ringo starr ikilisi ise bahamaları seçer. john, cynthia lennon ile, george ise film çekimleri esnasında tanıştığı çiçeği burnunda sevgilisi patti boyd ile gider. benzer şekilde, paul o dönem evinde de yaşadığı sevgilisi jane asher'la, ringo ise maureen* ile yola koyulmuştur.

    ha tatilde elemanlara huzur var mı? yok tabii ki. çünkü bir yandan film için şarkı yazılması da gerek. george ve ringo tam anlamıyla tatil keyfini yaşamış olsalar da paul ve john bir yandan da şarkı yazımı üzerinde durmuşlardır. nitekim any time at all- things we said today-i'll be back parçaları bu tatilde bestelenmiştir, her ne kadar filmde kullanılmamış olsalar da. üretkenlik böyle bir şey olsa gerek.
  • vakti zamanında cahit oben dörtlüsü'nün çalıp söylediği beatles parçası.
    link
    melodi gitar: cahit oben
    ritm gitar: fikret kızılok
    bas gitar: koray oktay
    bateri: erol ulaştı

    ulan ne güzel müzikler yapılıyormuş eskiden. şimdiki yeteneksiz nesil ne çalmayı biliyor ne söylemeyi.
  • bu isme sahip, liverpool'da the beatles'a ithaf edilmiş bir otel de bulunmaktadır.
  • kucukken babam bu şarkıyı her dinlettiğinde; buyumuş, çalışan, akşam da eve yorgun argın gelip sevdigi insanın kollarında huzur bulan bir minik sincap geçerdi aklımdan*...
hesabın var mı? giriş yap