• basrollerinde ayhan isik'in ve turkan soray'in oldugu, hulki saner'in yazip yonettigi 1962 yili siyah beyaz turk filmi. bu filmin en buyuk ozelliklerinden biri turkan soray kanunlarinin (bkz: hammurabi kanunlari) o donemde yururluge girmemis olmasidir. cunku filmde turkan sultan defalarca ayhan babayla opusur. filmin hikayesine gelirsek;

    zengin simarik bir kiz olan gonul'un baslica hobisi yaris atlariyla ilgilenmektir. bu sebeple bursa esrafindan necdet beyin unlu atlariyla ilgilenir. lakin necdet bey atlarini satmaya yanasmamaktadir. gonul basina necdet bey ile ilgili hakaretvari demecler verir ve akabinde gonul ailesini alarak necdet bey'den at almaya gider. necdet bey ise gonul'un bu konusmalarindan haberi vardir ve bursa'ya giderek ona agzinin payini vermek ister. ancak otelin kapisini onu bulurken, gonul onu usak sanir ve esyalarini tasimasi icin yanina cagirir. necdet belli etmez kim oldugunu ve usak hasan rolune burunerek ona oyun oynamaya karar verir ve olaylar gelisir...
  • oyuncu kadrosu :

    ayhan isik : necdet / hasan
    turkan soray : gonul
    kadir savun : necdet 'in adami / abdullah
    suphi kaner : necdet 'in adami / mistik
    hulusi kentmen : gonul 'un babasi / riza bey
    nezahat tanyeri : gonul 'un annesi
    cevat kurtulus : gonul 'un nisanlisi / avukat

    (bkz: siyah beyaz turk sinemasi)
  • türkan şoray'ın öpüşme yasağı ve burun estetiği öncesi dönemine tekabül eden film.
    film boyunca türkan şoray'ı ayhan ışık'la en az 10 kez öpüşürken izlemek mümkündür.
  • yüzde oluşturduğu sırıtmayı hiç değiştirmeden biten film. fazla tatlı.
  • çok şeker ve eğlenceli film. türkan şoray kanunları öncesi döneme tekabül ettiği için kendisi filmde defalarca öpüşürken görülür.

    --- spoiler ---

    - bilsen o ne iyi insandır baba. bana ne güzel çalılardan yatak yapıp, sonra da ne güzel öpmüştü.

    --- spoiler ---
  • yeşilçam’ın sanırım seyrettiğim en tatlı romantik komedilerindendir.hulki saner’in yazıp/yönettiği 1962 tarihli siyah beyaz filmin konusu kısaca şöyledir;yediği önünde yemediği ardında,pamuklar içinde, el bebek gül bebek büyütülmüş zengin ve şımarık kızımız gönül’ün son ilgi alanı yarış atlarıdır mamafih bir yarışta necdet bey denen zatın,arkadaşına hediye ettiği at,gönül kızımızın atını geçer ve o aralarda bir yerlerde olanlar olmaya başlar,züppelikte zirve yapan hanım kızımız, önce necdet bey’e basın aracılığıyla olmadık hakaretler de bulunur ancak şımarık,arsız,mondan kızımıza yeter mi,yetmez,hem suçlu hem güçlü ya da hem kel hem fodul misali “madem türkiye’de ki en iyi yarış atları necdet denen at çobanının(kızımız sık sık bu tabiri kullanarak,necdet’i ezmektedir.)çiftliğinde yetiştiriliyor,gidip parası neyse verip, bir at satın alalım.”diye tonton babasına,hepimizin babasına; hulusi baba’ya gider, sümüklü sümüklü ağlar.baba yüreği tabii dayanamaz,nazlı yavrusunun ağlamalarına,ilenmelerine,böylece olaylar bursa’ya-bir süreliğine- taşınır.avrupalar’da eğitim görmesine rağmen zerre şımarmamış,özünü,kültürünü unutmamış necdet bey ise ev sahibi olmanın avantajlarını ziyan etmeyerek, emektarlarının da yardımıyla,gerçek kimliğini gizleyerek, züppe kızımıza bir ders vermeye karar vermiştir çoktan,oysa ki,iki genç birbirlerinden habersiz,dümenler dolaplar peşinde dört nala koşarken,kıvırcık saçlı bacaksız erosta boş durmamaktadır. gel zaman git zaman birbirlerine aşık olan gençler, son sahneye kadar türlü badireler atlatıp,türlü maceralara koşarlar ancak son karede kızımızı atının terkisine atan,bittabi kıymetlimizzz,karizmamız,genç kızların,annelerin,halaların,teyze ve yengelerin biriciği,ademoğullarını çat diye çatlatan,pat diye patlatan ayhanımız olur normal olarak.şimdiii gelelim bu filmi gözümde en tatlı yapan sebeplere,sakin sakin gidelim,önceliği ayaklı yunan heykeli ayhanımıza verelim,kendisinin komedi yeteneğini çekinmeden,gocunmadan sergilemiş olması şahanedir,tıpkı izzet günay gibi,komedi yeteneği de olan jönlerimizden olan ayhan’ımızın mimik ve jestleri çok başarılı ve yerli yerindedir.(kasıntı,tek tip hatta düz günümüz jönlerine örnek olması temennilerimle…)türkancığımız da ise henüz şarkılara konu olan kanunlardan eser yoktur,ayrıca estetikte yoktur ancak o kendine has güzelliği yerli yerindedir,ince belini ortaya çıkaran,hafif dekolteli 60’lar modası ve zerafeti çok yakışmıştır kendisine,renkli filmlerde çoğu kez sokak ağzıyla konuşan,erkek fatma hallerde gördüğümüz,henüz “sultanlık”ın “s” si olmayan türkancığım, güzeldir güzel olmasına da güzel olduğu kadar küstahtır da, ancak delikanlım ayhan öyle tatlı yola getirir ki onu,kızcağız kendini babasına:”bilsen o ne iyi insandır baba.bana ne güzel çalılardan yatak yapıp,sonra da ne güzel öpmüştü.”derken bulur şaşkın şaşkın.kadir savun yine çiftlik sahibinin sağ koludur,cevat kurtuluş yıllar yılı izlediğimiz rolün temellerini herhalde o demlerde atmıştır.her şey iyi hoştur da,bu tatlı,bu romantik,bu sıcak filme yakışmayan,hüzün dolu bir ayrıntı da vardır maalesef, filmden bir sene sonra,necdet bey’in diğer kolu rolünde gördüğümüz suphi kaner, canına kıymıştır,filmdeki hayat dolu,çapkın,saf genç adam gerçek hayatta neler yaşadı da intihara sürüklendi bilemeyiz ancak üzülmeden de edemeyiz.işbu küçük ama etkili ve hazin ayrıntı göz ardı edilebildiğinde,bir romantik komediden isteneni fazlasıyla veren “zorlu damat” hakkında daha ayrıntılı ve özenli yazılmasını sonuna kadar hak eden bir film olsa da “benim adım hıdır,elimden gelen budur!”son söz,izleyin,izlettirin efendim 60’lar filmlerini,hem şehirlerimiz,aktris ve aktörlerimiz ne güzelmiş görmek için hem üç beş sene sonraki filmlere nasıl bir zihniyet değişikliği hakim olmuş diye şaşırmak için hem de henüz “kadirizm”in değmediği yeşilçam’da,kadınlar da adamlara fiske vurabildiği için.
  • film müziği olarak meşhur arap ezgisi al bint al shalabiyayı kullanmış film. telif falan var mıydı o dönem bilinmez.

    (bkz: al bint al shalabiya)
    (bkz: böyle gelmiş böyle geçer)
  • içerisinde clark gable'ın it happened one night filminden esintiler**** barındıran siyah beyaz, tatlı film...

    üç buçuk yıl sonra gelen edit: türkan şoray'ın sinemam ve ben kitabında bahsettiği kısımları görünce buraya da aktarmak istedim.

    "ilk öpüşme
    zorlu damat filminin çekiminde yönetmen hulki saner yanıma gelip "bu sahnede öpüşmeniz lazım" dedi. şaşkın şaşkın yönetmenin yüzüne baktım. yönetmen ne derse onu yapmalıydım; öyle söylüyorlardı ama ben o güne kadar hiç öpüşmemiştim, öpüşmek nasıl olur bilmiyordum. sahne çekilirken tabii robot gibi tepkisiz durdum herhalde. ayhan ışık oyuncu olarak ne kadar sıkıntı çekmiştir, kim bilir..."
    sayfa 33
  • filmde ayhan ışık ve hayri esen'in karşılıklı sahnelerinde ayhan ışık'ı seslendiren hayri esen, hayri esen'i seslendiren ise bir başkası...

    hayri esen için ilginç olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap