• ya da son krizantemlerin öyküsü. kenji mizoguçi'nin 1939 tarihli başyapıtlarından biri. savaş öncesi klâsik japon filmlerinden biri asla değil. aynı adla 1956 yılı yapımı koji shima'nın filmi de mevcuttur.
  • 1939 yapımı kenji mizoguchi filmi. naif, saf ve temiz, aynı zamanda şiir gibi bir aşk hikayesi. filmin hikayesi 19. yüzyıl sonlarında tokyo ve osaka'da geçer.

    --- spoiler ---

    üvey babasının şöhreti ve isminin gölgesinde kalmış bir kabuki (yani geleneksel japon halk tiyatrosu) oyuncusu olan kikunosuke isimli adam ile ona sevgi ve ilgi duyan hizmetçi kız otoku'nun hikayesi anlatılır. zengin hayatı sayesinde etrafı genç geyşalarla çevrili kikunosuke'ye herkes babasının şöhreti nedeniyle yersiz methiyeler düzerken, otoku ise hoşlandığı bu adamın gerçek yeteneğini bulması için onu samimi bir şekilde eleştirir ve onun saygısını kazanır. ilk kez birinin kendisine bir birey ve kadın olarak bu denli saygı duyması da otoku'nun kikunosuke'ye daha da bağlanmasına ve kendisini ona adamak istemesine neden olur.

    fakat ne var ki aradaki sınıf farkı nedeniyle genç adamın babası, onların izdivacına izin vermez. ayrıca evdeki diğer hizmetçiler de onların bir araya gelmesini engellemeye çalışır. bu durum, otoku'ya giderek daha da bağlanan kikunosuke'nin babasını ve onun sağladığı rahatlığı terk ederek otoku ile birlikte zorlu bir mücadeleye atılmasına ve kariyerini sıfırdan inşa etmeye karar vermesine neden olur. otoku bu mücadelede sevdiği adama olan desteğini hiçbir zaman esirgemez, çünkü tek istediği onun başarılı olmasıdır.

    --- spoiler ---

    tıpkı diğer filmlerinde olduğu gibi, bu filminde de dönemin sosyal yaşantısını hem sert bir gerçekçilik hem de düşsel bir şiirsellikle resmeden mizoguchi, uzaktan çekim ve uzun plan sekanslarla bize karakterlerin içinde olduğu dünyayı daha iyi gözlemleme şansı verir. mizoguchi'nin benimsediği görsel anlatı dili, yakın plan çekimlere pek yer vermez. resmettiği karakterler, yaşadıkları her türlü acıya rağmen büyük bir kabullenmişlik içinde, düşsel bir uzamda gezinen hayaletler gibi zaman ve mekanın içinde eriyip, oluşun akışında kaybolurlar.

    özellikle kadının toplumdaki yerini, verdiği mücadeleyi ve adeta kendini kurban ederek var olmasını irdeleyen filmleriyle bilinen mizoguchi, estetik vizyonu ve şiirsel sinema diliyle başta tarkovsky olmak üzere pek çok yönetmeni etkilemiştir. son krizantemlerin öyküsü de onun ustalığının en iyi örneklerindendir. nitekim eleştirmen ve sinema tarihçisi jonathan rosenbaum bu filmi japon sinemasının en büyük isimlerinden olan mizoguchi'nin en iyi filmi olarak niteler.
  • 1939 tarihli bir kenji mizoguchi filmi. siyah-beyaz, iki saatlik, japon gelenekleriyle bezeli bir eser.

    --- spoiler ---

    kiku, efsane bir babanın üvey evladıdır. babası japonya'nın en büyük tiyatro oyuncusudur. kiku ise babasının adını taşıyacak kadar kabiliyet sergileyememekte ve hep onun gölgesinde kalmaktadır. işin kötü tarafı kimse bunu yüzüne söylemez. ta ki bir gün üvey kardeşinin sütannesi genç otoku ona bu gerçeği bildirinceye kadar. o anda itibaren film aşka dönüşür. ilk defa samimiyeti bulduğu kadın uğruna aile servetini eliyle iten kiku mu cömerttir bu aşkta yoksa varını yoğunu sevdiği adam uğruna harcayan otoku mu? bana kalırsa canını bile seve seve feda eden otoku bu aşkta daha yüce bir makama ulaşmıştır. böylece önünde eğilmeyi hak etmiş; bot sahnesiyle gönderilen selam hafızalara yer etmiştir.
    --- spoiler ---
  • film soyle başlar.

    büyük kinim var sana , ne kadar insan olarak doğandansa intikam alma zamani geldi çattı. ıcimdeki tek şey hınçtı işte şimdi tam zamanı al bakalım tüm bunları. buna bulabiliriz kesin çözüm nehirde bekliyor seni ölüm, nehirdekilere yem olmandır kesin çözüm.

    filmin başlangıcı finaline göndermeye başlıyor
    bir nevi kendini gerçekleştiren kehanet

    ek olarak az kişi tarafından bilinen şaheser filmler
  • neredeyse iki buçuk saat süren ve buna rağmen imdb’ye göre toplamda sadece 142 plandan oluşan muhteşem kenji mizoguchi eseri.

    bu kadar uzun olmasına ve hep uzun çekimlere sahip olmasına rağmen filmin sizi bir dakika bile sıkmaması, ünlü yönetmenin üstün başarısını gösteriyor.
hesabın var mı? giriş yap