yuva
-
ölümüm boğazımda yuvalı
genzimden getiriyorum
iki parmağımın arasında evirip kokuyorum
babam kokuyor
bu kadarına sahip miyim?
(bostancı, 4 haziran 2008)
karanlığı insanın yuvası ve olasılık deposu. işkencehanesi, geleceği gören kristal küresi.
ağzına yuva yapmış yalan.." anasının kızından yakınması. tersi de olabilirdi.
madem kalktık, erkenden özbakım yapalım. lavabo teknesi (yalağı) büyük olmalı. içinde çocuk yıkanacakmış gibi. şöyle eğilince bütün ön gövdemi alıverecek. ilk evimizdeki öyleydi işte. oransız ev. odaları yanpeş, kullanışsız ev. yalnız çekici ve yuva. lavabosu battal. bize çocuk buldurdu*, yıkattı. sonradan yamama balkonu ne nefisti? bahçesi salomanje? diğer evler gösterişli ve geniş. koca evler o tekneciğin eksikliğini sunmuşlar meğer. uçuralım gitsin evleri.
"bana gülerlerdi: evi olmayan ukala aydınların bu öfkesine, yuva sahibi cahil insanların rahatlığıyla gülerlerdi." oğuz atay - tehlikeli oyunlar
(bkz: yuvam)
(bkz: yuvalanmak)
(bkz: yıva)
(bkz: yuvacık)
(bkz: kuş gördüğü yuvayı taşlar)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap