• nedense erkekleri daha yakışıklı, kızları daha güzel olan mahalleler.

    ilk dayaklarımızı yediğimiz çocukların oturduğu mahalleler.

    kızlar bize değil de hep yukarı mahallerdeki erkeklere aşık olurlardı. onları konuşulardı. gerçi biz de yukarı mahallenin kızlarına aşık olurduk!

    çocuksal bir kast sistemi gibiydi...
  • (bkz: tortilla flat)
  • gonen'de carsi camii'nin guneyinde kalan mahallelerin gayriresmi adi. burasi ilcenin merkezine gore daha yuksekte oldugu icin yukari mahalle olarak anilir; asagida kalan kisim ise, yani carsi camii'nin kuzeyinin buyuk bir kismi (tarihi olarak) kurtulus mahallesi'dir.

    yukari mahalle hep turklerin yasadigi yer iken, kurtulus mahallesi turk yunan nufus mubadelesine kadar rumlarin oturdugu yerdir. ama hala arada bir ayrim yasanir. nedense bu iki mahalle birbirini pek sevmez.
  • aynı zamanda konya'nın merkez meram ilçesine bağlı bir mahalle.
  • (bkz: #43063610)

  • bir ara pablo: “bütün çiğ taneleri elmas olsaydı.” diye söylendi. “ne zengin olurduk. oh, ne ala! ölünceye kadar sırtüstü uzan, sarhoş yat.”
    fakat ekibin en realist görünüşlüsü olan pilon: “o zaman herkesin yığınla elması olur, hiç işe yaramazdı.” diye itiraz etti. “bence bir gün şarap yağsa yeterdi. fıçı fıçı doldur, sakla.”

    pilon’un gözleri parlamıştı: “bir fikrim var.”dedi. “küçükken tren yolunun kenarında oturuyorduk. her gün tren geçerken toplanır, lokomotife taş atardık. makinist de yanında taş olmadığından, tutar, bize kömür atardı. biz de kömürleri toplar eve getirirdik. belki şimdi de aynı şeyi yapabiliriz. kayıklar yanaşınca taş atarız. onlar da bize küreklerini , yahut ağlarını atacak değiller ya. tabii balık atacaklar.”
    danny sevinçle ayağa fırladı: “çok güzel fikir be!”
  • arka mahallenin paralı lokasyonu.
    manevi hapsedilmişlik.
  • babamın yatak sözlüğünde aşağı mahalle am/amcık, yukarı mahalle memelerdir. türk argosunda aşağı amahalle ise mektep yani genelevmiş.
  • steinbeck'in ilk ününü kazandığı realist kısa romanı.
    abd'de dünya savaşı sıralarındaki zamanda geçen , bir mahalleden kesitsel bir yaşam sunan 212 sayfalık bir roman.
    çok akıcı değil ama her steinbeck romanı gibi sonu güzelce bağlanmış ve bitirilmiş bir romandır.
    özet : gününü gün ederek yaşayan bir grup evsizin hikayesini anlatıyor.
hesabın var mı? giriş yap