• lirik anlamda kayıp. cüzdanın, anahtarın, götün kaybı; masumiyetin yitimi olur. "sizin hiç babanız yitti mi?.. yitmedi mi?" bu örnek de bize gösteriyor ki olur olmaz duygusal şeylerde kullanmamak lazım yitim'i. kızın vereceği varsa verir zaten..
  • evladını yitirmiş bir anneyle konuştum bugün. 16 yıl önce, 18 yaşındaki kızını kaybetmiş. acısını konuştuktan sonra odamda bir süre oturdum. normalde böyle konuşmaların üzerine balkona çıkar bir sigara yakarım ama bir ay önce bıraktım, o yüzden kahveyle yetindim.

    bazen acı suratına bir tokat gibi çarpar insanın, işte o anlarda acıdan kaçmam ama bazen etkisini azaltmak için tefekküre dalarım, konuyu bir yerinden tutar düşünmeye başlarım. oturdum, kayıplar ve yarattığı acı üzerine, acıyı somutlaştırarak düşündüm.

    yitimlerin yaratacağı acıyı nasıl ölçeriz dedim kendi kendime. sonra şöyle bir formül düşündüm:

    hayatınızdan çıkan insan, ruhsal dünyanızda ne kadar yer kaplıyorsa onun hayatınızdan çıkışı o kadar boşluk yaratır, ve yaratacağı boşluğu, o miktarda acı dolduracaktır. bu ölüm ve ayrılık da dahil her türlü yitim için geçerli bir formüldür.

    dipnot: acı süblimleşme yoluyla yavaş yavaş gaza dönüşüp, uçup gider. boşluğun çeperlerinde ise tortu bırakır. bu yüzden evlât kaybı gibi büyük kayıplarda, o tortu bile büyük bir yekûn eder. o çeperler, seneler boyu ince ince sızlar durur.
  • bilinmezlikleriyle ünlü ölüm ülkesi.. ölüme kayıp diyoruz ya. kayıp demek bu can ve bilinç dünyada nereye gitti, veya hangi aleme gitti belirsiz, bilemiyoruz demek. yitim, yitirdim, yitik demeler de öyle.

    (bkz: yitik), yitmek, yitirmek, yitirdim
    (bkz: kayıp/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap