• bolu'nun bir ilçesi; tem ve e-5 üzerindedir. bolu dağı tırmanışından sonra karasal iklime geçtiğinizi ilk buralarda fark edersiniz. çağa yandıktan sonra yeniden kurulan yerleşime bu isim verilmiştir, eski yerleşim ise eskiçağa olarak anılmaktadır.

    http://www.yenicaga.8m.com/
  • gerede sırtlarından pek bir hoş gözüken, şirin mi şirin ve kışın donduğu rivayet edilen bir gölü olan, bolca kahvehane barındıran *, ucuz mu ucuz, ilçe adı altına sığınmış bir köy.
    soğuktur, çok soğuk.
  • bolunun, merkeze 36 km uzaklıgında, 8000 nüfüslu ilçesi, nüfüsunun yarısı tır şöförü ise diger yarısı aşçıdır efendim.sokakta gördügünüz insan sayısı kadar da tır görmeniz muhtemeldir.eski ismi reşadiye’dir. ilk ismini sultan reşat’tan alan ilçe ikinci ismini bir rivayete göre, büyük bir yangından sonra eski yerinden yeni yerleşimine gelince atatürk’ten “burası yeni bir yerleşim, burann adı da yeniçağa olsun bari” emr-i gaziden alır. ilçe merkezinde abant gölü’nü dörde katlayan ama pek bilinmeyen bir gölü vardır. gölde dev gibi ve de harika göl balıkları vardır. gölünde yüzmek mümkün olmadığı gibi deneyenler de asla geri gelemez. kıyıdan genişçe bir alanda sığ görülen su birden derinleşerek üzerindeki cismi içine çeker.

    eski bir rivayete göre; gölün bulundugu ovada vaktinde bir kasaba varmış. kasabaya kucagında bebegi muhtac bir kadın gelmiş, kadına kimse yardım etmemiş, kadın köyden ayrılırken bir ses duymuş “sakın arkana bakma, ne alın ne aklın onlarda kalsın” demiş. e söylenen kadın olunca bakmadan durur mu? bakmış tabi. ve kendi dahil bütün bir köy taş olmuş. ve sel basmış. hatta günümüzde bile bazen köyün camisinin minaresi görünürmüş gölün tam ortasında. bu hurafemsi hikayeyi hacıannem anlatmıştı. ben artık inanmasam da seviyorum memleketcigime ait saçma da olsa bu hikayeyi coğrafyacılara göre ise göl tektonikmiş. gölün ortasında görülen minare ise bence karşı kıyadaki camilerin minarelerinin yansıması.

    bolu’nun en az agaçlı ilçelerinde biridir. iklimi daha cok bozkıra benzer. eski yolların üzerinde oldugu için vakt-i zamanında gelişmiş, tem’in ilçeyi teyet gecmesiyle birlikte ekonomik canlılıgını kaybetmiştir.
    filmlerde görülen,memuru, öğretmeni, nüfus müdür sittin sene degişmeyen ilçelere örnek gösterilcek olsa sanırım bizim ilçemizde girer bu örneklere. ben küçükken belediye memurları da zabıta da aynı idi. mesela bir tane belediye memuru benim küçüklüğümden beri aynı takım elbise ile gelir işe. gecenlerde belediyeye gittim. gene aynı idi. 2 üç senede bir bazı değişiklikler olur. örneğin kaldırımlar 3 senede bir falan kırmızı-beyaz renge boyanır. mesela 10 senedir insaatı süren yeni belediye binası hizmete girer. onun yerine polis karakolu gelir. bundan iki yıl sonra jandarma karakolu ancak kendi yerine gider. eski karakol belediye garajı olur. 10 sene sonra geldiginizde neyin nasıl değiştigini tahmin edebilirsiniz. mahalle aralarında güzel komşuluklar vardır, çarşı pazar adetleri ,incelenmeye degerdir. bir kadın pazarın kuruldugu gün haricinde çarşı içine giderse işi iştir bir çok memleket ilçesinde oldugu gibi. daha 2 sene önce meydanda acılmış aile cay bahcesine gelmek herkesin harcı degildir. oraya gidebilenler asridirler.

    bayramlarda seyranlarda, büyük şehire göç etmiş eski yerlileri ile dolar bir çok ilçe gibi. yıllık panayır gelenegini hala devam ettirir. insanlar her gün alış-veriş yapma imkanları olsa da senede iki defa olan bu panayır zamanını dört gözle beklerler. panayır güzden sonra yapılırmış eskiden beri. güz paraları ile ihtiyacları alabilmek için sanırım. mesela sobalar bu iki panayır arasında kurulurmuş.
    şair dertli diye bir ozan cıkarmış bir de bu ilçe. yanılmıyorsam abdulmecit zamanında. bir tepede mezarı vardır. ve hemen yanıbaşında en iyi icicilerin gittigi, ilçenin en iyi meyhanesi vardır. gece sarhoş olan ilçe sakinleri gidip gidip ozanın mezarında aglarlar falan.
  • son izlenimlerime göre nüzfusunu 4'e böldügüm ilçe.
    aşçılar, tır şöförleri, tır tamircileri ve tüm bunlarin evlad-u iyali
  • yakınındaki gölde windsurf yapma hayalim olan yerleşim yeri
  • aklıma geldikçe yazdığım entrilerle meşhur etmeyi planladığım, suser ziyaretleri düzenlemeyi düşündüğüm, akabinde de göle nazır manzaralı bir arsada küçük bir motel kurup üzerinden cok paralar kazanmayı hayal ettiğim memleketim.
    motelde herşey köy ürünü olacak, insanlar saman yastıklarda uyuyacak akşam üstü göl balığı ile ziyafet cekeceklerdir.
    cevre köylere kültür gezileri yapılcak, 20 km'cik uzaklıktaki mengene aşçılar menbağına gidilicektir. ilçenin sokak aralarına serpilmiş insandan cok olduğuna emin olduğum tırların ilçe ile nasıl bütünleştiğini göstertcegimdir.

    bu arada göl balıklarının büyüklüğü ben diyim balina siz deyin köpek balığı büyüklüğündedir.
  • hareketsiz duran bir insan evladının kış gününde 15 dakikada, kış gecesinde ise yaklaşık 4 dakikada donabildigi bir ilçedir. yaz sıcakları 1.5 ay sürer. erzurum'un soğununun arayıp gerede ilçesinde bulduktan sonra ikinci duragınız yeniçağa'dır. kış ayarlarında en cok para kazanan esnaf kömürcü ile plastik boru satan esnaftır. çünkü her evin soguktan mutlaka bir borusu patlar..
  • rakımı 1200 metre olan ilçedir**
  • insanlarının 3-4 saatte bir sofra kurup yemek yedigi ilçe. yemek yemek artık bir yaşam hedefi olmuş durumda. sanırım bütün bolu yöresi bundan muzdarip. ve bu durumun en iyi sonucu da o leziz yemekleri yapan ahçılar olmalı..
hesabın var mı? giriş yap