• * tiyatroda yardimci oyuncuya verilen sifat.
  • ikincikat'ta bu sezon oynayan kadroda kadın yönetmen, kadın oyuncu ve kadın yazar trio'su yapmış çok başarılı oyun. ikincikat reklam ve sosyal medya yönünden çok zayıf maalesef bu kadar güzel bir oyunu tesadüfen duydum izledim, tabii ikincikat sahnesinin tek başınıza gitmeye korkacağınız tuhaf bir sokakta olması da oyuna ulaşmayı zorlaştırıyor.

    neyse oyuna dönelim, sen istanbul'dan daha güzelsin nasıl anneannenizi, annenizi alıp gitmeniz gereken bir oyunsa bu oyun da mümkünse kız çocukların babaları ile gitmeleri gereken bir oyun! bir saat boyunca başak kara'nın performansı hiç düşmüyor, ben kıl bir seyirciyimdir yalandan kimseyi kalkıp ayakta falan alkışlamam, öyle toplumsal gaza gelmem, ama bu kızı sahiden ayakta alkışlamak istedim. jüriler nasıl gözden kaçırdı, nasıl ödül almadı bilmiyorum, mutlaka almalı bu performansla!

    oyunun adı yan rol'den de biraz anlaşılabileceği gibi oyun aktris bir kız hakkında ve kızımızın kariyeri de pek iyi gitmiyor, yüzyüzeyken konuşuruz'un yaz geçer şarkısındaki "yan rolleri hep yıktın bana" fon müziği olmuş hayatına. onun o samimi dertleri beni hem hüzünlendirip hem güldürdü de keşke oyun daha uzun olsaydı. malzeme bu kadar çokken neden kısa kesmişler bilmiyorum! babasıyla ilgili kısımlarda sahiden çok duygulandım... sezon bitmeden mutlaka izleyin! yazarı, yönetmeni, oyuncusunu takibe aldım, bir sonraki projelerini de merakla bekliyorum :)

    künye: http://ikincikat.org/oyun/yan-rol/
    yazan deniz madanoğlu
    yöneten pınar çağlar gençtürk
    oynayan başak kara
    ışık eyüp emre uçaray
    dekor&kostüm pınar çağlar gençtürk
    fotoğraf&fragman mehmet can şahin
    süre 55’
  • her ne kadar o yaşlılıktan, spot ışığından olduğunu iddia etse de, babamın gözlerini şırıl şırıl görmeme sebep olan,

    "sevilerek ve sıklıkla yenilen, ama nedense pek dondurması yapılmayan elmaların", toplumun beklediği cinsiyet rolüne adapte olmaya çalışırken kaybolan kadınların kendini bulabileceği,

    güzel düşünülmüş, güzelce kotarılmış; ama anlatacağı çok şey varmış ve tek birine odaklanmak istememiş, bu nedenle de biraz eksik hissettirmiş oyun.
  • yaklaşık 70 dakika gibi bir sürenin -ki ona bile emin değilim, direkt içinde hissettiğim bir etkinlikti- nasıl geçtiğini anlamadığım, 10 dakika gibi geçmiş bir merve polat tekli performansı izlediğimiz oyun.

    ünlülere pek dm atma huyum yoktur. absürt bulurum açıkçası. ama oyun çıkışında, belki de yeni bir oyun olması nedeniyle düşüncelerimi direkt merve hanıma yazdım. okur, okumaz bilemem. tarihe not düşmüş olduk.

    yazdığım mesajı direkt buraya aktarıyorum

    --- spoiler ---

    sevgili merve ablacım ya da hanım, bilemedim :) öncelikle; oyun çıkışı yoğun görünüyordunuz, bu yüzden yüz yüze tebrik için yanınıza gelmedim. yine de bekleme salonuna çıkıp birebir diyalog kurduğunuzu görmek benim için çok tatlı bir hareketti. buradan -tıpkı oyun girişinde verdiğiniz tavsiyeyi dinleyerek- sizi yürekten tebrik ediyorum. sesinize, emeğinize sağlık.

    sonuçta oyun girişinde selam verdiğiniz birkaç gençten biri olarak selamınızı havada bırakmak olmazdı :)

    hayatının başrolü olma konusunda pek başarılı olamayan ve hatta etrafındakilerin can simidi olarak bulunan karakterimin, kendimin buradan mutlaka bir şeyler yakalacağını biliyordum. hissediyordum. en azından benim için gördüğüm güzellik, bir temsil dahi olsa yalnız olmadığımı görmek oldu.

    doğduğum şehir itibariyle (muğla), tiyatroyla çok haşır neşir bir çocukluk geçirmedim. tiyatroyu, kültürünü, eserlerini genelde yazılı metinler ile ve tıpkı bir natüralist romancı gibi kafamda kurgulayarak bir nevi oynuyordum. bilmem raconu bu mudur, bir yerde kurmaca olduğunu bilerek izlerim hep oyunları, buna göre yorumlarım. ama bugün farklı bir tat yakaladım sayenizde,

    sanki, bir performans sanatçısını izlemiyordum. gözümde sadece bir hikaye anlatıcısı da değildiniz. yaş/çevre gibi faktörler itibariyle benden daha iyi bilirsiniz, birden fazla arkadaşlık tipi vardır. bunlardan biri de, yakın arkadaş olduğumuz/olacağımız insanlara oturup bütün hayatımızı; üzen, güldüren anılarımızı anlatırız. tıpkı loş bir mutfak ışığında, fısıltıyla anlaşılan yakın arkadaş/dost olduğum veya olacağım birinin hikayesini dinliyor gibi hissettim.

    oyun içi karakter gelişimi -daha doğrusu- karakter tepkileri, neredeyse hepsini tutturmak canımı sıkmadı değil :')

    her neyse, çok uzattım. sadece elinize sağlık demek istedim. sevgilerimle ya da saygılarımla, her ne olması gerekiyorsa işte :)

    --- spoiler ---
  • merve polat'in kendi hikayesini oyunlastirdigini dusundugum tiyatro oyunu.

    sezonun derdi olan oyunlarindan. merve polati rabarbadan sevdigim icin oyununa da gitmek istedim. gayet basarili ,akici , sıkmayan , derdini net bi sekilde seyirciye gecirebilen bir oyundu.
    anlatilan bade hikayesi gercekse merve polatin iyiliginin yuzune yansidigini dusunuyorum. gercekten cok iyi bi insan sanirim. bi cok insan boyle bir durumda arkadasligini bitirirdi.
  • ckm'de izleme fırsatı bulduğum tek kişilik tiyatro oyunu.

    4-5 yıldır gittiğim ilk tiyatroydu ayrıca (sinemacıyız :d).

    merve polat seyirciyi kaybetmeden 70-80 dakika anlatıyor.

    gayet başarılı ve akıcıydı, salonun küçük olması da daha sürükleyici yaptı diye düşünüyorum.
  • senaryosunu deniz madanoğlu'nun kaleme aldığı, merve polat'ın canlandırdığı tadı damağınızda kalan güzel akıcı, 70dakikalık tek perdelik bir oyun. mitos tiyatronun ankara'da arcadium sahneyi seçmesi biraz talihsizlik olmuş sanki. çünkü bu mevsim için bile sahne çok havasız, sıcak ve bunaltıcıydı. ancak merve polat, bir dakika bile düşüşe geçmeden seyircinim dikkatini çekmeyi başardı. senaryonun güçlü olması, verdiği mesaj da zaten başından sona hiç sıkılmadan izlemenizi sağlıyor. canan karakteri üzerinde özellikle bizim toplumumuzda ergenlik ile birlikte baba-kız çocuğu ilişkilerinin evrimi, toplumsal cinsiyet baskıları, bu toplum içerisinde kadınların yan rol konumları ve toplumun dayattığı kadın imajını çok güzel eleştiren, karaktetin ve baba-kız ilişkisindeki kopuşların psikolojik analizleri/tespitleri muhteşemdi. imkanı olan yazarlar özellikle babalar, abiler, baba adayları mutlaka izlemeli diye düşünüyorum. imkanı olmayanlar, ilgilenenlee için de storytel üzerinden gonca vuslateri'nin sesinden sesli tiyatro formatına ulaşabilir.
  • beğendiğim oyunlardan biri
    oyun farklı bir şekilde başlıyor ve bitiyor. merve hanım hiçbir şekilde izleyicinin sıkılmasına izin vermiyor. güldürüsü az dramı fazla hikayesi çok. yazarsam böyle yazarım. teşekkürler ibb
  • aldığı ödülleri fazlasıyla hak eden bir oyun. normalde izlediğim çoğu oyunda beni bi sıkıntı basar, yerimde kıpırdamaya başlar, zor beğenirim. ama merve polat'ın her anı dolduran oyunculuğuyla* ve hikayenin düşmeyen temposuyla yaklaşık bir buçuk saat nasıl geçti anlamadım bile. tebrikler.
  • dün kadıköy'de sahne aldı merve polat ve gidemedim içimde kaldı. dedim kesin izleyip yorum yapan yazarlar vardır ama kimse yorum yapmamış.
hesabın var mı? giriş yap