• uzun yıllar istanbul üniversitesi psikoloji bölümünde, insan düşüncesinin gelişimi, hafıza gibi dersler vermiştir. bölümün gelmiş geçmiş en ilginç ve nevi şahsına münhasır hocası olup, 2001 yılında emekli olmuştur. psikoloji bölümüne farklı bir boyut katmış, felsefi eğitiminin de etkisiyle düşünmeye yönelten dersler ve sınavlar yapan , bilincinde olduğunun bilincinde olmak kavramını beyinlerimize kazıyan profesör.
  • 2008 yılı güz dönemi fatih üniversitesinden olaylı şekilde ayrılmış profesör.
  • 2010 bahar döneminden itibaren arel üniversitesi psikoloji bölümünde ders vermeye başlayan cambridge mezunu aşmış şahsiyet.
  • sözlükte abuk subuk başlıklar altında binlerce entari bulunmasına rağmen hakkında sadece dört girdi görerek şaşırdığım, eşine az rastlanır türden bilim adamı.

    çok fazla insanın bilmediği eserlerinde asıl alanı olan psikolojinin yanında öğrenme, hafıza, kültür ve medeniyet konularını bilimsel bir üslupla ve metodojiyle anlaşılır bir dille ele alır. özellikle kültür değişmeleri ve türk kültürü ile ilgili eserlerinde kültür ve medeniyet kavramlarını kendi teorileriyle tanımlayarak batılılaşma sürecinde neden sürekli başarısızlığa uğradığımız sorusuna çarpıcı yorumlarıyla cevap vermekte. batının "ilerilik" iddiası karşısında kendisini "geri" hisseden, bilimsel anlayıştan yoksun, batıya öykünen türk kafasını iyi bir şekilde analiz ederek çözüm önerileri getiren hocanın kitaplarında altını üstünü çizmediğim satır bulunan sayfa neredeyse yok.
  • aşağıdaki metinleri bir makalesinde kullanmış şahsiyettir:

    "...bilim, yeni bilgiler keşfetme zihniyetidir; teknoloji de o bilgileri pratik amaçlara ulaşmayı sağlayacak tekniklere dönüştürme hüneridir."

    "dış ülkelere öğrenci ve araştırıcı gönderildiği zaman, bir sürü bilim dalına rastgele birer ikişer dağılmış olarak gönderilmelerinin bir fayda getirmeyeceği kanaatindeydi. bir bilim dalında verimli bir yoğunluk oluşturacak sayıda kabiliyetli öğrencilerin aynı anda gönderilmesi ve dönüşlerinde bir arada çalışabilecekleri bir araştırma enstitüsünün hazırlanması gerektiğini söylüyordu. aynı dalda, aynı konuda, hatta aynı problem üzerinde çalışan çok iyi yetişmiş bilim adamlarının, birbirini teşvik etme, kontrol etme, eleştirme ve birbirinden yararlanma tarzındaki sürekli işbirliği olmaksızın bilim hayatı teşekkül edemezdi.

    "toplum yapısında değişme isteyen münevverlerin dikkati daha ziyade siyasî hürriyet fikri üzerinde toplanır."

    "avrupa'da birtakım filozofların insan aklını yüceltme adına dine ve geleneklere karşı çıkışı, meşrutiyet türkiyesi'nde ideoloji haline getirilir."

    "türk milliyetçiliği, osmanlı imparatorluğu çökerken yabancı devletlerin istila emellerine ve içteki ayrılıkçı hareketlere karşı tarihi bir zaruret olarak ortaya çıkmıştır."

    "...millî kültür, toplumu birarada tutan belirli bir hayat tarzı meydana getirir."

    "...bilimsel düşüncenin nesnelliğinden söz edildiği zaman kastedilen, o düşüncenin mantık tutarlılığı ve olayları kavramadaki geçerliliği bakımından kusursuzluğu değil, başkalarının muayenesine, muhakemesine, eleştirisine açık hale getirilerek tasarımcısının dışında kendi başına bir varlık kazanmasıdır."

    "...hakikatı araştıran bilim açısından bilgi, herhangi bir meselede, kanıtlarla desteklendiği şahıslar arası mutabakatla kabul edilmiş bir açıklayıcı fikirdir."

    "genel bir zihnî tutum olan bilim zihniyeti ve daha özel ve teknik muhakemelere dayanan bilim metodolojisi ve bilim felsefesi, bir teorinin kesin olarak doğru kabul edilmesine izin vermez. bilimin bu husustaki yaklaşımı, kanıtlarla iyice desteklenmiş bir teoriyi aksi kanıtlanıncaya kadar 'doğru' kabul etmektedir. bu yaklaşım dolayısıyladır ki her konudaki bilimsel araştırmalar dal budak salarak hiç durmadan devam eder ve teoriler zaman zaman düzeltilir ya da onların yerine daha tatminkar başka bir teori konularak terk edilir. böyle bir gerekçeye dayanan bilim stratejisi şöyle ifade edilebilir: bilimde ispat yoktur, yanlışlanamamış, desteklenmiş bir teori, aksi kanıtlanıncaya kadar doğru kabul edilir."

    "aydınlar bilim zihniyeti ile yetişmezse serbest düşünemez ve nesnel muhakeme yapamaz; hükümlerini tahkik etme gereğini duymaz; hakikati arama yolunda başkalarıyla iletişim ve işbirliği kurmayacağı için bağnaz olur."

    "bağnazlık, meselelerin aslını, hakikatini aramaya yanaşmamaktır ..."

    "...bilime sarılmadan, vatan sevgisine sahip olmanın yaşadığımız dünyada artık bir anlamı kalmadığını ifade etmiştir."

    "milleti gerçek anlamda ilerletecek ve yükseltecek ... çalışmaları başarıyla yapabilmek için iyi niyet, heyecan, heves ve idealizmin elbette önemli olduğunu, fakat yeterli olmadığını söylüyordu."

    "aydınların düşünce tarzı, zaman içinde kurumlaşarak sosyal yapının işleyiş kurallarını belirlerdi."

    "nesnel muhakemeye kapalı katı doktrinlere bağlanarak millet hayatını savaş meydanına çevirmenin düşünce hürriyeti olmadığını ..."

    "sosyal yapı, onu oluşturan gruplar ve onlar arasındaki ilişkiler iyice incelenip anlaşılmazsa, ne grup faaliyetleri ne de fertlerin davranışları doğrulukla yorumlanabilir."

    not: "türkiye'de bir mümtaz turhan yaşadı" başlıklı, bir kitaptan alıntılanarak, ağustos/00'da yayımlanmış bir makaleden yazımı aynen korunarak alınmıştır.
  • orjinal birisi. derslerdeki ciddi tarzının arasına sıkıştırdığı espiriler sayesinde diğer arkadaşlar uyurken benim çok eğlenmişliğim vardır. az önce odayı toplarken psikolojinin felsefi kökenlerine indiği bi ders notunu buldum. tuttuğum notta espiriler havada uçuşuyo. mesela "varoluş karşısındaki konumuma bakar mısınız?", "2 molekül hidrojen, 1 molekül oksijenle birleşince su gibi onlara hiç benzemeyen bir şey ortaya çıkıyor." falan gibi komik serzenişlerde bulunmuş.

    ayrıca kolaya kaçmaya çalışan öğrencilere çok kapak cevaplar verebilir. mesela bi öğrenciye "sınav zamanı bir kaç bilgiyi aleacele öğrenen önemli bi fizyolojist ya da psikolog yoktur" demiş (onu da yazmışım).
  • kendi ilmini harikulade bir temel yaparak kültür ve medeniyet gibi konularda çok önemli eserler vermiştir. günümüzde çok okunanlar arasında yer almamasının sebebi, hiç şüphesiz şov yapmayan kesimden olmasıdır. bu da hocayı daha da kıymetlendiriyor.

    insan inanan bir varlık kitabı çok güzeldir, şöyle der:

    "akıl tasavvur eder, imkânlar görür, şüphe eder, tereddüt eder, plan yapar, alternatifler düşünür, iman eder, reddeder. akıl, saadetin de mutsuzluğun da kaynağıdır. hayatını kendi aklıyla inşa etme konumunda olduğu için insan dramatik bir varlıktır."

    "inanma, insan olmanın mahiyeti gereğidir. bu bakımdan insanın meselesi, inanma ve inanmama değil, neye inanacağını belirleme meselesidir."
  • öğrencisi olmaktan hayatımın sonuna kadar gurur duyacağım ve kısa bir süre önceki olumlu dokunuşu da şu an hayatımdaki insanın yıllar sonra beni onunla ilgili bir paylaşımdan bulması olan koca bir çınar . görebileceğiniz sohbeti en zevkli insanlardan biri . asla layık olduğu değeri görememesi tüm ülke için bir utanç kaynağı . yaşayan efsanedir canım hocam .
  • cenazesine dair duyuru gördüm az evvel, bu dunyaya veda etmiş. dersini taa 20 yıl once o da sadece 1 yıl almış olsam da hala zaman zaman andığım bir hocaydı kendisi. hakkinda acı verici bazı şeyler duymuştum o zamanlar şimdi hayal meyal hatırladığım, eğer doğruysa -ölümden sonrasina inanmasam da- ailesine kavuştuğunu düşünmek isterim.
  • vefatını öğrenerek şok olduğum bu ülkenin en önemli bilim insanlarından biriydi. hak ettiği değeri görememiş, sessiz sedasız bu dünyadan göçüp gitmiş ne yazık ki.
hesabın var mı? giriş yap