• nora baker güzeldir, alımlıdır, 40'lı yaşların bir yerlerindedir muhakkak... max baron gençtir, yeteneklidir, karısının vefatının ardından çok sarsılmıştır... 15 dakika arada bunlar tanışırlar, bununla da yetinmez aşık olurlar...

    film bize aşkın nelere kadir olduğunu gösterirken, böyle değişik ilişkilerde yaşanabilecek sorunları da yansıtmak kaygısındadır, oysa seks filmi olmaktan öteye geçmesi için, neyse ya artık çok geç, seks filmimsidir... duygusal değil midir, ölümüne duygusaldır ama kimseyi kandırmayalım, yönetmen de kandırmasın.
  • nora baker'i susan sarandon, max baron'u ise o zamanlar henüz toyluğunda olan james spader canlandırmıştır...

    susan abla, yaşlı ve tutkulu kadın rolünde mükemmeldir, böyle ezik ama tutkulu bakışlar başka kimsede yoktur zaten... cazibeli midir, hem de nasıl, aile arasında ne numaraları wardır, sabah uykusundan oral seksle uyandırmak'tan, lavaboda i$ten gecmeye kadar türlü aksiyonlarin insanidir, marilyn monroe tutkunudur, arada bir ona benzemeye çalışır, james'in ise saçları hep yeni yıkanmış gibidir.
  • türkiye sinemalarında 1991 yılında beyaz saray adı ile gösterilmiş, oral seks kavramını ilk defa duyduğum film.ayrıca genital bölge kılları ile ilgili olarak aşağıdakine benzer dialoglar geçer filmde

    x- genital bölge kılları neden kıvırcık olur
    y-bilmem
    x-oral seks yaparken göze batmasınlar diye
  • nora, st louis'in ikonaplastik burger zinciri white castle'da calisan fakir ama haysiyetli bir south st. louisiandir. max, clayton'da oturan toplari buyuk bir aileye mezhuptur. sarandon cosmustur, spader'i donunda sallar, ve fakat senaryo da bunu gerektirir sanki. bilemezsiniz james spader hirt mi zirt mi. guzel casting, guzel sehir, i love america.
  • digiturk te tutku cemberi olarak gosterilmistir.
    nora baker in yasam bicimini begendigim maxe karsi ise evet yapacagi baska sey yok gayet dogru ilerliyor dedirten hatta filmin senaryosunu filmi izlerken saniye oncesinde cozdugum filmdir.

    --- spoiler ---
    nora nin maxi yolda bulup evine getirdikten sonra yatagin uzerinde bornozuyla uzanip sarhos halde uzanan maxi izleyisi ise bana disi leopar in erkek leopar a saldirmadan onceki durusunu hatirlattigindan kahkaha atmama sebep olmustur
    son sahnesi ise hatirlanasi opusme sahnelerindendir
    --- spoiler ---
  • james spader alabildiğine gençtir, güzeldir. susan sarandon ise ziyadesile tutkulu ve ortayaşlı. yahu bunlarınki tutku aşk değil sanki diyerek izlerken, hatta aşk çoktan bitmiş onlar mı bulacak diye düşünürken aşkın varlığına inandıran filmlerdendir. bir de filmin başında max'ı görünce "bu nasıl bir güzellik" demem, ardından nora'nın da tanışınca max'a çok güzel olduğunu söylemesi "yaşlandım mı yoksam" dedirtmiştir.
  • "bana sakın yalan söyleme. erkekler yalan söyleyeceklerine beni dövsünler. hiç yoktan dayakta kendini savunma şansın var..." der nora.
  • yönetmenliğini luis mandoki'nin yapmış olduğu film. filmin çekildiği yıl, susan sarandon 44, james spader ise 30 yaşındaydı.
  • --- spoiler ---

    susan sarandon'un mükemmel oynadığı bir film.

    kadının gözleri o kadar duygu doluydu ki gerçek mi rol mu yapıyor anlamadım. gerçekten acı çeken yalnız bir insanı çok iyi oynamış.

    james spader'in da kendi içindeki çatışmaları güzel aktarılmış.

    sonu tahmin edilebilen ama kendini izlettiren, içinde çok hoş cümleler geçen güzel bir ask filmi.

    --- spoiler ---
  • filmin başlarında geçen bar sahnesinde karşılıklı döktüren iki iyi oyuncunun, kaşıyla gözüyle eti kemiğiyle bizi yeniden aşka inandırdıkları filmdir . arzu ve aşkı birbirinden ayırmaya çalışmanın bir yanılgı olduğunu anlatır. seks filmi falan değildir , erotik sahnelerde popo, göğüs yerine el ve gözlere odaklananlar için biraz hüzünlü lakin mutlu da eden bir keşif öyküsüdr aslında .
    (bkz: susan sarandon)
    (bkz: james spader)
hesabın var mı? giriş yap