• control denied sarkisi olan what if'in vokallerin girdigi ritm megadeth'in trust sarkisinin ilk melodisine cok benzer ve cok guzeldir. buna sasmamak gerekir bence cunku iki sarki da birer muzik uzmanindan gelmistir, ucuk iki beyinin benzer seyler dusunmesi dogaldir.

    (bkz: chuck schuldiner)
    (bkz: dave mustaine)
  • ocak 2011'de çıkacak mr big albümü. heyecanla bekliyoruz.
  • 2011 ocak çıkışlı -olacak- mr. big albümü. tekrar birleşme sonrası ilk stüdyo albüm... [reunion budokan konseri kayıtlarından oluşan albüm için; (bkz: back to budokan)]

    tracklist şöyle;

    1 - undertow
    2 - american beauty
    3 - stranger in my life
    4 - nobody takes the blame
    5 - still ain’t enough for me
    6 - once upon a time
    7 - as far as i can see
    8 - all the way up
    9 - i won’t get in my way
    10 - around the world
    11 - i get the feeling
    12 - unforgiven

    çook fazla detay da burada; http://tinyurl.com/2autr7k

    -tarafımdan albüm incelemesi de, muhtemelen ocak 2011 gibi bu başlık altında-

    mutluluk tarif edilmez tabii...
  • malum ortamlara düşmüş olan mr. big albümü.

    (bkz: malum ortamlar)
  • son albüm actual size'ın ertesi ile başlayan, dağılmayı, tekrar birleşmeyi ve bir dünya turnesini(2009-2010) de kapsayan 10 senelik bir dönemin ardından yeni şarkılardan oluşan mr. big'in diskografisindeki 7. stüdyo albümü. orijinal kadro, has be has mr. big! piyasaya çıkış tarihi japonya için aralık 2010; avrupa ve amerika içinse ocak 2011 olarak belirlenmiş. albümü dinleyip mümkün mertebe hazmettikten sonra bir değerlendirmeye varmaya çalıştım, her ne kadar iyice sindirmesi tahminimce daha epey bi' alacak olsa da...

    albümün adı, "what if..."; her yeni fikrin, yaratıcılığın, merakın, soruların ve cevapların "what if?"ten sonra gelmesinden, özetle bir "başlangıc"ı simgelemesinden yola çıkılarak düşünülmüş. paul gilbert "what if..."in manasını açarken şöyle diyor;

    "[...] the title is just that any time you think of anything new, it begins with the thought "what if...?". if you're writing a song, if you're thinking about playing guitar with a drill, if you're thinking about building a new building, or you're thinking about inventing a light bulb or whatever it is, it all begins with that moment when you think "what if..?". the idea then flows from there. it's just the first step of creativity [...]"

    bunun yanı sıra "what if..." lafı, "lan o kadar dünya turnesine çıktık, her yer sold out, bunlar bizi seviyor galiba ya? bir albüm yapsak mı? yeni bir başlangıç?" gibi bir açılımla da değerlendirilebilir. değerlendirilsin.

    what if... bugünün müziğinin ucuzluğu/kolay tüketilirliği göz önünde bulundurulduğunda, mr. big'in özünden, esasından en ufak bir taviz vermemesiyle bir cevher olarak nitelendirilebilir. dolayısıyla, albüm her çeşidinden mr. big karakteristiğini tatmin edici seviyede içermekte; sadece "hard rock" sınıfına sığamayan, çoğu blues'a kayan, yer yer de metal'e dokunduran geniş yelpazede bir tarzı; bittabi vokal harmonileri; ölümcül riff'leri; haddini bilen, virtüöz paslaşmaları(olmazsa olmazı)... "mr. big budur!" çook rahatça söylenir yani. asıl şaşırtıcı olan ve albümün kesinlikle en büyük özelliği ise kayıtların tamamen canlı olması. "gitarlar, davullar önceden; üzerine de vokal..." düsturuyla değil yani. herkes bir stüdyoda, hatta bir odada... besteler yapılıyor, sözler bir yandan... günde bir şarkı bitiriliyor ve albüm toplamda 10 stüdyo gününde kaydediliyor. albümün "canlılığını" billy sheehan'ın bir sözüyle vurgulamak isterim;

    "there is almost 45 seconds bass overdubbing in the whole album, not more... scary but true!"

    şarkılara geçmek istiyorum, içelim...

    undertow: veee, tabii ki inanılmaz bir riff'le açılır bu yeni dosya, bu yeni albüm. bas gitar ataksız, sürpriz bir şekilde sadece kontrolü sağlar. davullar take cover tarzı... "eric martin'in eski sesi yok abi" diyenlere güzelcene bir kapak uzatır vokal... derken soloya kadar geldik. fazla söz söyleyemeyeceğim, en sonda klibe alacağım sizi. en güzel mr. big şarkılarından biri diyebildim şimdilik. [he ayrıca; (#21247952)]

    american beauty: taaa 1989 yılında yazılmış lakin ilk albüm "mr. big"de kullanılmamış bir şarkı. bu bilgi elimizde olmasa dahi sözlerdeki göndermeler dönemini ele verir cinsten. müzikal açıdan ise bakınıııız: addicted to that rush!!! özeti; "rush!"

    stranger in my life: ortalığın, -kusura bakmayın- amına koyan şarkısı bu albümün. benzersiz bir ballad... öncesinde sadece derdini anlatan sözler nakaratta isyan olurken, gitarlar harmoni marmoni dinlemez arkada. solosu dağıtır. outro'ya doğru herkes haykırır enstrümanlarıyla.

    nobody left to blame: bol chorus'lu girişi, sadece "strum"dan oluşan mükemmel bir riff, arkada susmayan ağır distortion'la yakalanmış karanlık havası, yüksek perdelerde takılan bas gitar/ları... anlaşıldığı üzere tarifi zor. yalnız süper!

    still ain't enough for me: heavy blues? var mı böyle bir tamlama? yoksa da artık var. şarkı tamamen bas gitar kontrolünde. solosunda direksonu devralan paul gilbert, soloyu imzasıyla bitiriyor. bunu duyan billy sheehan durur mu? yapıştırıyor cevaben bir solo. vokaller acayip efektli.

    as far as i can see: kasıtlı olarak lean into it sound'u yakalanmaya çalışılmış sanki bunda. geneli melodik bir yapı, vurucu bir nakarat... şarkının o karakteristik bend'i her zaman her yerde kendini belli eder, 1 saniyesi yeterli.

    once upon a time: değme metal camiası buyurabilir buraya... başta dediğim gibi, mr. big'in oldukça farklı noktalara kayabilmesi ve fakat bu kaymalarda tarzından ödün vermediğini göstermesi adına güzel bir şarkı. pür metal bir riff ve oldukça iyi... drop d, unutmadan...

    all the way up: sade ve klasik bir mr. big balladı. bu tür sakin mr. big parçalarında paul gilbert'ın arkada deli akorlarla oynamasına bayılıyorum açıkçası. [benzeri için; (bkz: lean into it)'ten (bkz: just take my heart)] anlaşıldığı kadarıyla 12 telli bir elektro gitar kullanılmış ve gerekli "akustik" atmosfer bu şekilde kusursuz sağlanmış. albümde öne çıkan bir şarkı olmayacağı tahminindeydim, taa ki klibini görene kadar.

    i won't get in my way: elde çok basit bir ritim var ve bunun üzerine, aynı basitlik ve -fakat- aynı güzellikte akorlar, sözler döşenmiş. harmoni vesairesiyle süslenmiş... vokaller kusursuz... bir gitaristin eliyle bend yaptığını hayal edermişcesine, eric martin'in sesindeki inanılmaz bükülmeler görülebilir.

    around the world: huhuu... nakaratı bekleyeceksin bunda. çığlıklar atacaksın. yıllardır bu şarkı için çalışılmış da buradaki uyum ve birlik sağlanmak istenmiş gibi geliyor insana. neredeyse herkes aynı ve aynı güzel şeyi çalıyor. unison olaraktan gitar ve bas'ın beraber takıldığı solo müthiş.

    i get the feeling: çoğu paul gilbert imzası... bestenin tamamına yakını ona ait. solo albümüne düşündüğü fakat kullanmadığı bir riff'i modifiye etmiş(miş) bu şarkı için. albüm için kalburüstü derim. ilk üçe koydum şahsen. şarkıyı tag'lesem; "1989 mr. big", "blues rock" gibi etiketleri eksik etmem. [çağrıştırdığı şarkı için de; (bkz: baba o'riley)]

    kill me with a kiss: albüm kapanışlarında billy sheehan'ın çılgın atma geleneğinden geliyor bu son şarkı da. [yine (bkz: bump ahead)'ten (bkz: mr. big)] harika sertlikte bir blues havası var şarkının. sonlara kadar hasta eden bir bas groove'u, yer yer klavye atıştırmaları, vokalin her sözüne cevap veren paul gilbert ve sonda tribal blues... billy sheehan solosu... kendisi yükseklerde. öyle kapatıyor albümü.

    *** undertow: http://www.youtube.com/watch?v=mhgv5fcs2j8
    *** all the way up: http://www.youtube.com/watch?v=n_cyg4wxhdg

    what if... adının da çağrıştırdığı üzere, 2009'da birleşme kararı alıp sonrasında onlarca konser veren bu grup için, dinleyicilerden alınan reaksiyonların kaçınılmaz sonucu olmuş "yeni bir başlangıç" ya da "temiz bir sayfa" nevinde bir albüm. grup sonuç olarak hala sert, hala melodik, hala "harmonik"... üstelik herkes daha "profesyonel". hey man albümü sonrası çıkan ego çatışmalarının geride bırakıldığı, her elemanın amacının sadece "beraber çalmak" olduğu, her anlamda daha olgunlaşılmış bir dönem ve bu dönemin ürünü: what if...
  • sözlükten hakkettiği reaksiyonu alamamış bir albüm daha ...

    kimse mr big'i bilmek vs sevmek zorunda değil tabi ama özellikle rock metal tayfasına sesleniyorum :

    yok metallica şöyle yok iron maiden döver,serkan is my girl hayatımın ballad'ı vs geyiklerine ayrılan entyleri , şu albümü ve grubu tanıtmaya harcamak , sözlüğün amacını arada sırada da olsa yerine getirmek açısından iyi olmaz mıydı ?
  • mayıs 2011 tarihli earlyrise albümü. track list:

    01. become mad
    02. leave me alone
    03. what if
    04. memories
    05. old friend
    06. face me
    07. china
    08. shell
    09. wasteland
    10. goodbye
    11. over
    12. junkie
    13. falling to the ground

    alternatif rock adına ümit vaadeden bir albüm olmuş.
  • misyonerliğin dibine vurulmuş olmasına rağmen izlenebilitesi olan duygusal bir film.
hesabın var mı? giriş yap