*

  • “ileride daha çok edecek” diye sakladı kendine ne kalmışsa nesi varsa.
    gerçekten dediği doğru çıktı. malları daha çok etti.
    saatine baktı, beş geçiyordu.
    kendine baktı, beş vardı.
    ya da saati beş vardı, kendi beş geçiyordu.
    düşüncelerinde başarılı ve kazançlı oldu
    ama yaşamdaki o on dakikalık açığı kapatamadı bir türlü.

    özdemir asaf
    yuvarlağın köşeleri
  • (bkz: taşaklı)
  • çocuğu zengin olur, kendisi için yaşlanmış bir yarış atı.
  • ömrü boyunca hiç çalışma zorunluluğu olmayan kişidir. varlıkları vardır ve onlar zaten kendisi için para üretmektedir, kendisi de hayatını yaşamaktadır. bu insanlara varlıklı denir. valıklı zengin'den farklıdır. zengin bir alt kategoridir. işi, biraz varlığı olan, çalışmasa uzun bir süre idare edebilecek şekilde iyi bir birikimi bulunan kişiye zengin denir. fakat zengin kişi varlıklı kişiden farklı olarak çalışmadan sonsuza kadar yaşayamaz. (mış)
  • "liberalizmde, bizim zamanımıza gelinceye kadar, varlıklı kesimlerden evli erkekler, kapalı bir ortamda yetişmiş mazbut eşlerinden alamadıkları doyumu, şarkıcı kızlarda, bohem kadınlarda, viyanalı süsse mädel'de ["tatlı dilberler"] ve cocotte'larda ["hafifmeşrep kadınlar"] arama alışkanlığındaydılar. (...) bugün hesapsız aşkı andıran bir şeylere hala istek duyan kadınlar, tatlı kaçamaklar uğruna kocaları tarafından ihmal edilmiş olan o hanımefendilerin arasından çıkıyor sadece." theodor w. adorno- minima moralia

    (bkz: varlık/@ibisile), varsıl
hesabın var mı? giriş yap