• wilkie collins'in akıcı bir dille yazdığı, oldukça beklenmedik şekilde ilerleyen ve merak uyandıran romanı. klasikler arasında yer almasına rağmen ülkemizde pek bilinmiyor. şimdiye kadar "lanet", "perili otel" ve "lanetli otel" adlarıyla farklı yayınevleri tarafından yayımlanmış durumda.
  • wilkie collins’in 1878 tarihli gizem romanı: lanetli hotel.

    olay 1860’da geçer. lord montbarry, uzaktan akrabası agnes lockwood ile olan nişanını atar ve avrupa’da hakkındaki ahlak dışı dedikoduları aklanmamış, ürpertici kontes narona ile evlenir. kontesin, nişan konusunda bilgisi yoktur ve agnes’e karşı paranoid bir suçluluk duygusu hissetmeye başlar. agnes onun intikam meleğidir.

    diğer yandan, her ne kadar ihanete uğrasa da olayı olgunlukla karşılayan agnes, fakir bir arkadaşının rehber kocası ferrari için referans mektubu yazar.

    lord ve kontes balayı için venedik’e gider. rehber ferrari yanlarındadır. ikamet ettikleri geniş ama kullanım dışı konağa, kontesin simya ile uğraşan kötü ünlü abisi baron rivar da katılır. gizemli olaylar neticesinde rehber ferrari kayıplara karışır, lord montbarry pnömoniden ölür. lordun sigorta şirketinin doktorları olayı araştırır fakat bu ölümde anormal bir durum göremezler; kontes narona yüklü bir sigorta parası alır.

    lord montbarry’nin erkek kardeşi henry westwick, abisinin ölümünden şüphelenir ve durumu gizli bir aşk duyduğu agnes lockwood‘la konuşur. agnes hala yastadır ve merhum lord hakkında kötü söz duymak istemez.

    bu arada lord montbarry‘nin venedik’te kaldığı konak modern bir otele dönüştürülür (palas hotel). lordun öldüğü oda 14 no’lu otel odasına dönüştürülmüştür. ilginç bir şekilde otele ortak olan henry westwick, westwick ailesinde yeni evlenen genç bir çift için bir avrupa gezisi düzenler. westwick ailesi ve agnes palas hotel’de kalacaktır. fakat 14 numaralı odada kalan kişiler garip bir rahatsızlık duyarlar; agnes halüsinasyon görür.

    suçluluk duygusuyla hafiften kafayı yiyen kontes narona da hotele gelince işler kızışır.

    daha önce the moonstone romanından bahsettiğim wilkie collins’in bu romanı da yine su gibi akıyor. gizem ve heyecan düzeyi hiç düşmediği için, bir kere elinize alınca bitirmeden bırakamayacağınız bir kitap bu.

    yine canlı karakterler ve yine mantıkla alınan kararlar. yazarın kontes narona karakterine yaklaşımı oldukça dramatik. kontes gotik edebiyatı güzel kılan ikonik karakterlere iyi bir örnek.
hesabın var mı? giriş yap