• şalteri madagascar ve constantinople arasında gidip gelen film..
  • dekor ve kullandığı ışık açısından da kayda değer film. hiç bitmesin denilen woody allen filmlerinden biri daha. helen hunt ve charlize theron da ekstra piyango zaten. yağ gibi kayıp giden, usta bir yönetmenin ne demek olduğunu bir kez daha gözümüze sokan film.
  • az önce trt2'de yayımlanmaya başlanan, ülkemizde gösterilmemiş woody allen filmi, akrebin laneti.
  • bugün saat 20:55' te trt2' de yayımlanacak olan film.
  • ana fikrini özetlediği, en güzel repiği şu olan woody allen filmi:
    "her zaman bunu yapıyorsun, kararları burada -kafasını göstererek- veriyorsun, burada değil -kalbini göstererek-. burada(beyinde) alınan kararlar, burada(kalpte) alınanlar kadar güvenli değildir. çünkü bunlar gri hücreler, bu da kan. ve kan tüm vücudu dolaşır. bu nedenle ne olup bittiğinden haberdardır. gri hücreler ise sadece yatar ve düşünür."
  • woody allen'in sarisin kadin oyuncu takintisini bu kez helen hunt ile giderdigi 2001 yapimi filmi.

    http://www.imdb.com/title/tt0256524/

    woody allen'in kendi oynadigi filmlerindeki o ayri tadi almanin hazzi ile izleten, aki(l)ci senaryosu ile oldukca guzel bir woody allen filmi.

    ayrica
    (bkz: istanbul not constantinople)

    turkiyede gosterilmeme nedeni de bu olabilir *
  • yavaş yavaş, usulca derinleşen olay kurgusu, ince esprileriyle tipik bir woody allen zekası örneği. woody allen'ın kendi oynadığı, biraz da kendi karakterini rolüne yansıttığı komedilerinden biri.
    ayrıca 2. dünya savaşı başlamasına rağmen, henüz savaşta olmayan amerikalıların bunu "ekonomik kriz" olarak görmeleri, paris'e tatile gitmeye çalışmaları, küçük bıyıklı alman şansölyesinden hoşlanmamaları gibi ince ayarlar içermektedir.
  • wilbur de paris yorumuyla in a persian market eseri filmin müziklerindendir.
    özellikle şarkının başlangıcı tüm filmde döner..
    dinlemek isteyenleri buradan alalım..
  • helen hunt'tan nefret etmeme rağmen, çok sevdiğim bir diğer woody allen filmi.

    hepsini sevdiğim için belirtmeye bile gerek yok belki ama çok yalın, eğlencelik, ince esprilerin aralara saklandığı filmler yapıyor woody allen. yorucu olmamasını seviyorum.

    bu film de yorucu diil. neşeli ve keyifli.
    klasik eski filmler havası, arabalar, charlize theron karakteri falan.. seyirlik işte. kesinlikle izlendiğine değiyor.

    bir şeye zaman ayırdıktan sonra mutlu olmak isteyen ben gibiler için ideal.
  • "kalkan" kullanamayan ve ruhsuz davranmayı pek beceremeyen biri olarak, bunu nasıl açıklayacağımı bana gösteren film.

    aklımda kaldığı gibi yazıyorum:

    "kalbin verdiği kararlar, beynin verdiği kararlardan daha isabetlidir. çünkü kalpte kan vardır ve kan tüm vücudu dolaşır, neler olup bittiğini bilir. beyinde ise gri hücreler vardır, sadece yatar ve düşünür."

    ah woody allen, ne güzel bir insansın :)

    *
    edit: bir de, bu filmdeki öpüşme sahnesini masaüstüm yapıyorum şu an. daha "görseli", daha güzeli zor bulunur.
hesabın var mı? giriş yap