aynı isimde "the man in the high castle" başlığı da var
  • diziden ilk kareler ve görüntüler yayınlanmış. yaratılan atmosfer gayet başarılı duruyor. kurgu kitapla pek paralel görünmese de yine de ilginç olacağa benziyor.
  • pilot bölümü ile göz dolduran ve production value hedesine bayağı iyi iş çıkarılmış pkd uyarlaması. hikaye gayet heyecanlı ilerleyeceğe benziyor ki romanın sonundaki mind fuck olayları düşünecek olursak bu durum dizide de gayet olası. roman demişken dizi ile arasında bir takım farklar var tabii. mesela the man in the high castle'ın romanda bir bir roman değil de* film makaraları şeklinde yer alması bunlardan biri ki dizi için gayet efektif olmuş bu.

    rufus sewell, alexa davalos, rupert evans ve cary-hiroyuki tagawa dizide göze çarpan isimlerden fakat özellikle belirtmek gerek ki rufus sewell'a pislik yakışıyor. haha. bunun yanında cary hiroyuki tagawa amcamız da nobusuke tagomi rolüne cuk oturmuş*.

    hikayeye, atmosfere ve sanat yönetmenliğine çok girmeden* değerlendirecek olursak son derece sağlam bir pilot ortaya konmuş. ilerleyen bölümlerde pkd romanındaki o bulanık, karanlık, mind fuck ve entrikalarla dolu çekici havayı iyiden iyiye yakalar umarım. devam ederse tabii. bir de o var evet.

    hah ayrıca sunrise diner içinde yer alan unicorn'lu blade runner göndermesi.
  • pkd eserlerinden uyarlanan filmleri (bkz: minority report) seven biri olarak bu dizinin ilk 20 dakikasına kadar dayanabildim. nedeni de:

    --- spoiler ---

    kızkardeşi öldürülen esas kızın, eve gelip kız kardeşinin ölmeden az evvel kendisine verdiği filmleri izleyip sevgilisine kardeşinin ölümünden önce "bak ne buldum" diye filmleri anlatması.

    --- spoiler ---

    pilot bölümü böyle saçma ise sonrasinda ne olur?

    izlemem, izleyene engel olmam.
  • (bkz: buralar değerlenir)

    kitabını okumadım ama dizinin atmosferi senaryosu harika.
  • phillip k. dick'in yarmış bir zekâya sahip olduğunu bir kez daha gösteren eser.

    ne yalan söyleyim amazon studiolarından çıkma pilot bölümü sayesinde haberdar oldum the man in the high castle'dan. dizinin gidişatını beklemeden kitabı en yakın zamanda okumayı planlıyorum.

    phillip k. dick hayranı bir arkadaşımın söylediği kadarıyla roman ile dizinin kurgusunun farklı gidişi biraz da kitapta kimi bölümlerin oldukça karakterlerin haleti ruhiyeleri üzerinden yürüyen ve hatta bu bölümlerin de oldukça felsefi oluşu. sanırım pilot bölümdeki gibi ordan uçalım buraya girelim, silahlar patlasın kadar dinamik değil roman.

    phillip k. dick nazilerı üzerine oldukça derin araştırmalar gerçekleştirip kitabı yazmış. kitabın ikincisini de yazmak aklında geçmiş ancak işin altından kalkamayacağını düşünüp vazgeçmiş. ikinci kitap için yapması gereken araştırma geniş olduğu kadar, içeriğin de sert olmasından kaynaklı bir vazgeçiş var anladığım kadarıyla.

    barnes and nobel'ın sitesindek editörün yorumunda kitaba ilişkin şöyle bir bilgi var;

    the novel's "man in the high castle" is the author of an underground bestseller about an alternate world where america won the war. "ı did seven years of research for the man in the high castle," dick said in an interview for the missouri review. "ı had prime-source material at the berkeley-cal library right from the gestapo's mouth--stuff that had been seized after world war ıı.... that's ... why ı've never written a sequel to it: it's too horrible, too awful. ı started several times to write a sequel, but ı [would have] had to go back and read about nazis again, so ı couldn't do it." dick used the ı ching, an ancient chinese divining system, to plot the man in the high castle. at each critical juncture in the narrative, dick consulted the ı ching to determine the proper course of the plot.

    kaynak

    bence kitap üstünden hemen seriye bok atmak için erken. pilot bölümü bir çok insanı heyecanlandırdığı aşikar. pilot bölümde yaratılan nazi temalı times meydanı ve japon temalı san fransisco oldukça göz kamaştırıcıydı. haliyle insan daha fazlasını görmek istiyor.
  • ikinci bölümü ortalarda gözükmeyen dizi.
  • ikinci bölümünün imdb'de de yer almadığı dizi. halbuki baya bir saracak gibi duruyordu.
  • 2. bölüm nerede allahsız dedirten mükemmel dizi.
  • bir kitabi da dizisinden once okuyayim deyip, an itibariyle orjinalinini bitirdigim cok guzel kitap.

    kitabi okurken, "lan alternatif zaman simdi bilim kurgudan mi sayiliyor?" diye dusunuyordum ki, yazar kitabin icinde gecen alternatif tarih kitabi çekirge serilmiş yatıyor hakkinda "bak bu bilim kurgu kitabidir" diyerek adete benimle konusmustur.

    kitabin en harika kismi, çekirge serilmiş yatıyor kitabindaki alternatifin alternatifi dunyanin, gercek dunyadan daha iyi tasarlanmis olmasi. philip k. dick abd-rusya'nin kazandigi dunyanin nasil olmasi gerektigini soylerken aslinda gunumuze bir elestiride bulunuyor. (lan edebiyat cok fantastik bisiy. ben adimi zor yaziyom, adam ne sanatlar yapiyor kitabinda.)

    nazi'lerin ve japon'larin 2. dunya savasini kazandigi bir senaryoyu anlatan bu kitabi bir turk olarak tabii ki "abi, turkiye var mi simdi, ona bisey olmus mu, ne olmus?" sorusuyla okudum. cok onemsiz bir ulkeyiz lan, sadece cografi bir nedenle bi kere geciyor ulkemiz. zaten sanki turkiye 2. dunya savasi sirasinda dunyadan baska bir gezegene seyahata gitmis gibi. bizim tarih kitaplarimizda yarim sayfa anlatilir 2. dunya savasi. dunyadaki yerimizi anlamaya calisirken de bu savasi hic aklimiza getirmeyiz. oysa aradan 70 yil gecse de savasi yasayan ulkelerde (abd, almanya, ingiltere ozellikle) hala bir cok kitap yayinlanip duruyor savas hakkinda.

    neyse, kitaba donelim.

    --- spoiler ---

    ınsanda guce tapan bir yan var cidden. kitapta almanlar insanlari milyon milyon kesmis, ama mars'a koloni kurmaya calismalari bende "aslanlar be !" hissiyati uyandirdi. galiba bu buyuk idealler insanlari kendine cekiyor ve bu ugurda insanlar insanlik disi seyler yapmayi mesrulastiriyorlar. sikeyim mars'i, o kadar da onemli degl mars'a gitmek. hep beraber iki bira icip guzel muhabbet edelim her cins insan, degil mi aslinda? ayilinca gideriz hep beraber zaten, kacmiyo mars.

    mr. tagomi'yi oldukca sevdim. biraz irkcilik yapmasa on numara abimiz derim. ozellikle iki ajani oldurmenin acisini yasamasi ve mr. baynes'in "iki kisi oldurup milyon kisi kurtarmis olabilir, ama o bunu anlayabilecek bir durumda degil" demesi kitaptan sonra aklima kalacak seylerden biri.

    kitap aslinda bize dunya mr. baynes gibi iyiler yuzunden donmeye devam edecek demeye getiriyor. yin yang felsefesindeki, o her kotulugun icinde bir nokta bulunan iyilik var ya, iste alman'larin icindeki mr. baynes oluyor o.

    --- spoiler ---
  • dizi inanılmaz başladı.bölümün sonunda kitabını sipariş etmeme neden olacak kadar güzel bir başlangıçtı.
hesabın var mı? giriş yap