• eski dilde; özetlemek... teferruatlı olarak yazılmış bir şeyin mühim olan yerlerini alıp, özet halinde ifade etmek...
  • vezir-i azamların her istedikleri anda padişahın huzuruna çıkamamalarından dolayı her gün yapılan, görüşülen işlere dair hazırladıkları ve padişaha gönderdikleri yazılı bir rapora verilen addır aynı zamanda..
  • özet anlamına gelen hülasa kelimesinden türeyen belge türü. herhangi bir olayı bildiren takrirleri sadrazam, padişaha özetlerdi. padişah da bu telhisi okuduktan sonra bazen doğrudan ilgili belgenin üzerine (telhis üzerine hatt-ı hümayun) bazen ise doğrudan ayrı bir belgeye (beyaz üzerine hatt-ı hümayun) ilgili emrini yazardı.
  • osmanlı'da sahte para basarken yakalanların katli için bir telhis örneği,

    sadrazam derviş paşa’nın kalpazanlık hakkındaki telhîsi
    arz-ı bende-i bî-mikdâr budur ki, benüm izzetlü pâdişâhum, ilm-i hümâyûnlarına hafî değildür ki, devlet-i aliyyenin fir’atı ve pâdişâhlığun dahî alâmeti âlemde biri hutbe ve biri dahî sikke ile iken el-ân teka olunmamağla nefs-i islâmbol ve memâlik-i mahrûsede dahî kaili peyda olup ve sikke dahî düzülüp gümüş yerine bakırdan züyûf ve kızul akça kesdirüp tüccar ve bâzirgâna bezl eylemeleriyle âlem memlû olup, sikke ahvâli ihtilâle düşmekle herkes du’âsın bir dürlü dahî edüp bunun tashîhi mühimmât-ı dîn ü devletden olduğun kulunuz bilmekle bir kaç gündür ki, mukayyed olunup devletlü pâdişâhımun hüsn-i himmetleriyle mel’unlardan altı yedi dâne benâm kallâb ele getirülüp hıfz olunmuşdur. haklarından gelinmek murâd olundukda şehâdet eder bulunmamakla şer’ile iktizâ eylemeyüb; lakin benüm izzetlü pâdişâhum, bunlara şâhid hemân ol yeter ki, her birinün evinde ve elinde sikke ve âlet dutulup ve hem kendüleri dahî ikrâr edüp haklarından gelinürse rikâb-ı hümâyûnlarında ihtimâldir ki, kimi uuzn ve kimi kısa söyler; gelinmezse bunlara icazet verilmiş olur. benüm pâdişâhum, ya ortalık nice tashîh olur, emr-i şerîfinüzündür. şer’iat varsa kânun dahi vardur. bu devlet siyâset ve mahallinde dahî siyânet ile olur. ibret-i âlem içün dünyâdan bunlar yok olmak gerekdür ve illâ ferman devletlü pâdişâhımundur. mel’ûnlar devlet ve saltanat hâinleridür; hâliyâ alanları ve işledükleri akça ve sikkeleri aynıyla rikâb-i hümâyûnlerına irsal olundu. nazâr-ı ferhunde eserleri müte’allik olduktan sonra emr ü ferman mürüvvetlü pâdişâhımundur.
  • telhis (ç. telhîsât), hulâsa etme (özetleme) mânâsına müncer ve rapor (re-port) kelimesine muadil bir kelimedir.
  • sadrazamın padişahın emrini almak istediği konuyu kısaca özetlediği yazısı.
  • rapor veya özetleme anlamına gelen, osmanlı imparatorluğunda sadrazamların padişahı bilgilendirmek amacıyla sunduğu metinler. 17-18 yy.daki örneklerinin pek çoğu topkapı sarayı arşivinde bulunmaktadır.

    dönemin padişahına sunulan bu metinlerin istisna olarak oğullarının veya torunlarının küçük yaşta padişah olmasından kaynaklı olarak mahpeyker kösem sultan ve hatice turhan sultana da sunulduğu bilinmektedir.
  • telhis, osmanlı bürokrasisinde, sadrazamın padişaha arz edeceği herhangi bir konuyu ana hatlarıyla özetleyerek sunması neticesinde ortaya çıkan belge türü olarak tanımlanmaktadır. memlükler başta olmak üzere daha önceki türk-islam devletlerinde de telhislere tesadüf edilmektedir.

    osmanlı bürokrasisinde telhisin ortaya çıkış ve gelişimi, 16. yüzyıldadır. padişah ile sadrazam arasındaki ilişkiler profesyonelleşip aralarındaki iletişim yazılı olarak kurulmaya başlamış ve telhis adı verilen belge türü ortaya çıkmıştır. böylelikle devlet işlerinin daha da hızlandırılarak bürokratik süreçlerin etkin biçimde sonuçlandırılması hedeflemiş olmalıdır.

    telhislerin üst kısmında bırakılan boşluğa padişahların konuyla ilgili görüşlerini hatt-ı hümayun ile belirttiği görülmektedir. telhislerin üzerinde, "manzurum olmuştur" veya "mucebince amel oluna" şeklinde kısa hatt-ı hümayunların yanında konunun önemi doğrultusunda padişahın daha uzun biçimde görüşlerini bildirdiği örnekler arşivde bolca bulunmaktadır.

    telhisler, modern tarih araştırmalarının ilgi çekici konuları arasındadır. bildiğim kadarıyla telhisleri ilim alemine diplomatik özellikleri ile birlikte etraflı biçimde ilk kez tanıtan tarihçi, prof. dr. cengiz orhonlu'dur. erken yitirdiğimiz bir değer olan cengiz orhonlu' nun "osmanlı tarihine âid belgeler, telhîsler: 1597-1607, istanbul 1970" isimli çalışması, aynı zamanda osmanlıca bilgisini ilerletmek isteyenler için de çok kullanışlı örnekler içermektedir.

    örnek bir telhis okumasına erişebileceğiniz link için tıklayınız
  • devlet-i aliyye'nin ikinci cildinin ekinde güzel örnekleri mevcut. meraklısı okuyabilir.
hesabın var mı? giriş yap