• özellikle unfaithful'dan sonra daha popüler olmus bir ali farka tourealbumu.
  • (bkz: timbuktu)
  • 1994 tarihli rykodisc etiketli ali farka toure albumu. toure albumu california'da ry cooder ile birlikte kaydetmistir. en sevdigim afrika muzigi albumu sanirim hala. nijer deltasi blues'unun mississipi deltasi blues'u ile bir araya gelmesi ve ortaya cikan nefis sarkilar.. ozellikle soukora ve diaraby adli sarkilar, nefistir. sakin ve serin oldugu halde insanin icine bu kadar isleyen fazla sarki yoktur..
    ciktigi yil, world music grammy odulunu de almis bir albumdur..
  • ne kadar bütün ritimleri birbirinin çok benzeri* bile olsa, saatlerce kendini dinleten bir albümdür.
  • 2007 yılında tanıştığım, dinleme sıklığım değişse de onca yılda benim için muhteşemliğinden zerre kaybetmemiş albüm. ali farka toure'nin afrika yöresel müziği tavrı ile ry cooder gitarı içerir. torrent indirmeyi bilmeyen kızdım, e-mule kullanırdım o zamanlar. kimse dinlemiyor adamı... bulmam, indirmem bir seneden fazla sürmüştü.

    sevişirken dinlenecek şarkılar dünyasına vazgeçilebilemez "ai du" yu hediye etmiş olan bu albüm, bütün olarak iyi bir çalışma eşliğidir. melodilere çok daldığım için yazmak/okumak dışında hemen her şeye beni motive edebilen bir şey. bir kadeh şarabınız tezgahın ucunda, yemek yaparken de iyi gider deadline ile kapıya dayanan bir işe çalışırken de...

    edit: http://www.youtube.com/watch?v=jkssn4dfj2e
  • dinlerken garip bir şekilde albüm kapağında gördüğümüz stüdyoda bu müthiş müzisyenlerle oturuyormuşum da, onlar kayıtları alırken ben de keyfime bakıyormuşum hissiyatı veren albüm. ali farka toure'yi yalnızca mali'yle kısıtlı kalmayıp, dünya çapında bilinirliğe kavuşturan albümdür. rahmetli 11 dil biliyormuş, bu albümdeyse 4 farklı afrika dili kullanmış.

    cümbüşünden kalimbasına, mandolininden tamburuna pek çok farklı enstrüman kullanılan büyüleyici, egzotik bir deneyim.
  • ali farke toure ve ry cooder 1992'de londra'da ikisi de avrupa turnesindeyken tanışıyorlar. ali daha sonra ry’a yaptığı ilk enstrümanı, djerkal adını verdiği tek telli bir ud veriyor. 'birlikte bir şeyler yapalım' diyorlar. bu bir şey, 1993'te los angeles'ta sadece üç günde kaydedilen grammy ödülü alan talking timbuktu oluyor.

    ry sadece bir iki şarkıda eşlik edecekken, bakıyorlar aralarında bir elektrik var, her şarkıda yer alıyor.
  • arash ve timbuktu'yu hatırlatan başlıktır. baskon ile gönlümüzde ciddi yer edinmiştir.
hesabın var mı? giriş yap