tadına bakmak *
-
yiyecek ya da icecek maddelerinin nasil bir lezzet icerdigini anlayabilmek icin bu maddelerden alinan bir parcanin tatma organina yaklastirilmasi, degdirilmesi.
zamanla anlami genisleyerek, herhengi bir eylemi ilk kez denemek manasında da kullanilir olmustur. -
iştahsız arkadaşların bu işlem sırasında doyduğu görülmüştür.
-
phorkyas:
"unuttun mu yoksa senin deiphobos'unu,
savaşırken ölen paris'in kardeşini, duyulmamış türde
sakatladığını, senin gibi direngen bir dulu
zorla kaçırıp odalık aldığını, tadına baktığını?
kulaklarını, burnunu kestiğini, korkunçtu bu."
helena:
"ona bunu yaptı, benim yüzümdendi bu yaptığı."
phorkyas:
"ona yaptığını sana da yapacak, onun yüzünden.
güzellik bölünmez; kimde güzellik varsa
kaçınır ortalıktan, ürküp uzaklaşır, tiksinir." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)
"bana geleni tadına baktıktan sonra, ben size devrediyorum, size geleni siz bana kavanço ediyorsunuz. gün yüzü görmemiş, utangaç gelinler, on beşinde kız oğlan kızlar... sudan ucuz... ama allah bana, namusluyu baştan çıkarmanın suçunu soramaz." kemal tahir - esir şehrin mahpusu -
-
çok iyi ya, bakmak böyle durup... tadı olan bir şey varmış, sen de böyle gözlerini dikip, tadı neresindeyse orasına orasına bakıyormuşsun...
halbuki hiç de onu anlatmıyor, çok da temiz taşıyor iletiyi; ne diyor lan bu dedirtmiyor akış içinde.
ulan ne kadar acayip şeyler bunlar ya. kim uydurdu oğlum bu lisan denen şeyi kim?! -
erkekler olarak, en büyük zaaflarımızdan biridir bu.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap