*

  • turkce'ye "ta$tan hukum" olarak cevrilen ruth rendell kitabi.
  • sevgili claude chabrol hanekevari bir edayla cektigi bir burjuva elestirisi olarak ozetlenen la ceremonie uyarlandigi ruth rendell kitabidir. her ne kadar bire bir cekilmis olsa da, filmi uyarlandigi kitaptan daha guzel olan filmler kategorisine girer. remzi yayinevi basmistir.
  • hizmetçi ve katil eunice'in ruth rendell tarafından yazılan romanı. aynı zamanda claude chabrol tarafından da la ceremonie ismiyle filme çekilmiştir.
    rendell'in soğuk anlatımının da şok edici etkisiyle, daha ilk paragrafta katilin hizmetçi olduğunu ve yanında çalıştığı aileyi katletmesinin nedenini öğrenirsiniz. eunice okuma yazma bilmemektedir, ve aile bunu farkettiğinde, hepsini öldürmüştür. kitap böyle başladığına göre, okuyucuya sorduracağı sorular en başta cevabı verilenlerden daha can alıcı olmalıdır, ve de öyle olur.

    rendell, sizin karakterle empati kurmanız için uğraşmaz, gerek de yoktur, çünkü ana karakterin temel sorunu da budur. karl polanyi okuyana kadar, bunu tam olarak anlayamamıştım. ve anladığımda tüylerim diken diken olmuştu. nedenine gelince, mesela jean genet'nin hizmetçiler'inde de benzer bir hikaye vardır ama insan oradaki hikayeyi çok daha kolay anlayabilir. ortada sınıfsal bir nefret vardır, hatta tam da bu nedenle hizmetçiler yaptıklarından zevk alırlar. ama taştan hüküm'de eunice yaptıklarından dolayı zevk almaz, hatta hiç bir şey hissetmez. sınıfsal olarak nefret de duymuyordur zaten, onun sorunu yanında çalıştığı aileye, daha genel olarak alınırsa içinde bulunduğu toplumdaki burjuva sınıfına karşı en ufak bir empati geliştiremeyecek kadar hissizleşmiş, veya yabancılaşmış olmasıdır. işte, hikayenin okudukça korkutucu hale gelmesinin sebebi, toplumsal sınıfların veya katmanların birbirine karşı bu kadar duyarsızlaşmış olmasını okuma yazma metaforu üzerinden oldukça soğuk bir şekilde anlatabilmesidir.

    karl polanyi meselesine gelirsek, kendisi on dokuzuncu yüzyılda yaratılmaya çalışılan ingiliz toplumunu ve bunun toplumda yarattığı arızaları öyle güzel açıklar ki, taştan hüküm'ü okuduğunuzda "bunu ancak bir ingiliz yazabilirdi" diye söylenirsiniz. çünkü, katı ve görünür şekildeki bir çok sınıfsal ayrım tarihsel süreç içinde ayıklanmış, ancak daha da ileri gidilerek sınıfsal kodlar hiç çıkmayacak şekilde insanların gündelik hayatlarına işlenmiştir. eunice okuma yazma bilmez, ve hayatı boyunca gizlemeye çalışır. ortaya çıktığında onu asıl delirten ve cinayetlere sürükleyen bunun çok utanılacak bir şey olması değil, ailenin sergilediği "anlayışlı" tavırdır. eunice kendisine anlayış falan gösterilmesini değil, rahat bırakılmayı istemektedir. küçük hayatının değişmemesini, gündelik alışkanlıklarının aynen devam etmesini istemekte, televizyondaki programının cinayet soruşturması yüzünden kesintiye uğramamasını istememektedir.

    o dönemi ve toplumsal ikiyüzlülüğü anlatan oldukça sert bir örneği için (bkz: jude the obscure)
hesabın var mı? giriş yap