• zirve noktalarını tanpınar, güntekin, uşaklıgil, orhan kemal, kemal tahir, oğuz atay ve bilge karasu'da yakalamış olan, dünya dillerine daha fazla çevrilmeyi hak ettiğine inandığımız edebiyat geleneği.
  • hepimizin gayet iyi bildigi edebi turlerden biri olan roman turune turk irkina mensup bir veya birden cok insan tarafindan eklenmi$ her bir parca.
  • jale parla'nın tespitlerine göre yetim metinlerdir. ilk osmanlı-türk romancıları yetimsizlik, acemilik gibi şeylerle baş etmek için acele büyümek durumunda kalmışlardı. ilk romancılar epistemolojik temellerinin batıya yenik düşmemesi için vesayet üstlenmişler, sürüklendikleri aczi ahlaki otorite ile kapatmaya çalışmışlar, bunu da, ilk romanlardaki otoriter ses tonu, katı ahlakçı bir tutum ile yargılayıcı bakış açısına sahip olmakla belli etmişlerdi.
    romancıların içinde bulundukları bu aczi de kendi yarattığı roman kahramanları olarak züppelere, efemine erkeklere, bovarist kapılmaya açık kadın ve erkeklere yansıtmışlar, tam da bu noktadan sonra kendi erilliklerini, kendi yarattıkları kahramanlarla alay ederek, yargılayarak kurmaya çalışmışlardı. bu noktadan sonra hemen hepsi toplumsal doğrulara işaret ederek didaktik bir tutuma yaslanmışlar, bireysel olanın karmaşıklığı ve idealizasyonu yerine toplumun eğitilmesi, ya da daha kapsayıcı bir kavramla söylemek gerekirse politik alegoriye düşmüşlerdi. ahmet mithat'ın "ben toplumu aydınlatmak için yazıyorum... edebiyatı, hamit'lere ekrem'lere bıraktım" sözünün altında bu yatar. ilk yetkin romancımız olan halit ziya'nın farkı da burada ortaya çıkar. kendi hayatı da kırık olan bir kişi olarak " hayatın içindeki kırık kahramanları" yazmıştır ziya, amacı edebiyattır onun, bir dava adamı, özgürlük şavaşcısı değil bizzat konusu insan olan romanlar yazmıştır. yani romanın olmazsa olmazı olarak insan'ı yazan ilk romancımız olarak halit ziya, türk romanını başlatan kişidir denilebilir.
  • nobel'le ödüllendirilmiştir.
  • - annem babam roman. ben de romanım. türk romanıyız biz; türk romanı.

    hüsnü şenlendirici *
  • “60’lardaki, 70’lerdeki roman yazılmıyor artık türkiye’de. bir orhan kemal, bir yaşar kemal yok. dünyanın her yerinde olduğu gibi türkiye’de de başka türlü bir roman anlayışı empoze ediliyor ve moda kılınmaya çalışılıyor. onun üzerinde düşünüyorum, niye böyle oldu bu? romanımızı dönüştüren nedir yani toplumsal konulardan uzaklaşma durumu. türk romanının 80’den sonra vicdanı azaldı hatta kayboldu. şimdinin romancıları başka şeylerle uğraşıyor. bütün dünyada izlenen bir olgu bu.."

    (bkz: ahmet oktay)
  • şimdiki romancıları da gayet başarılıdır kanımca. zira orhan pamuk, hasan ali toptaş, selim ileri, ihsan oktay anar vb daha bir çok isim eminim ki yüzyıllar sonra da okunacak kalitede romanlar yazıyor.

    toplumsal konulardan uzaklaşma dünya edebiyatı genelinde olan bir eğilim.sayın ahmet oktay hala toplumsal edebiyatta kalmış. sovyetler çökünce toplumsal edebiyat da çöktü, bunu anlaması lazım artık. şimdiki romanlar, filmler daha bir bireyi anlatma çabasında..
hesabın var mı? giriş yap