• (bkz: michael gira)
    (bkz: jarboe)
  • grey's anatomy 3x17 some kind of miracle bölümünde karşımıza çıkan unkle bob parçası. hastasıyız. sözleri ise şu şekilde olmalı:

    by my side, you’ll never be.
    by my side, you’ll never be.

    cos i’m fake at the seams,
    i’m lost in my dreams, and
    and i want you to know,
    that i can’t let you go.

    and you’re never coming home again,
    and you’re never coming home again.

    by my side, you’ll never be.
    by my side, you’ll never be.

    i wanted to tell you i changed.
    i wanted to tell you that things would be different this time.

    i see you, you see me,
    differently.
    i see you, you see me,
    differently.

    you tell me that you love me but you never want to see me again.
  • sarkinin bulundugu albumun adi sugar&spite.
  • my dying bride grubunun vokalisti aaron stainthorpe'un en beğendiği grup.
  • post-punk, ambient, industrial sularda gezinen ilham verici gruplardandır. 13 yıllık bir aranın sonunda tekrar bir albüm yapacakları haberini aldıktan sonra, soundtracks for the blind'ın hipnotik sounduna bir kez daha kendini teslim etmenin zamanıdır.
  • müzik aleminin yetenekli, karizmatik (ve değeri bilinmeyen) müzisyenlerinden michael gira'nın grubu, 13 yıllık aradan sonra yayımladıkları my father will guide me up a rope to the sky ile hiç eskimeyen ve halen ne kadar etkili bir grup olduğunu bir kez daha kanıtladı.

    2010 yılının en iyi albümleri serisi vol.5
  • dünyaya gelmiş en uçuk ve deneysel gruplardan birisidir swans. napalm death'den nirvana'ya kadar birçok grup ve müzisyeni etkilemiştir. ilk dönemi 1982-1997 arasında vuku bulmuş, geçtiğimiz sene on üç senelik sessizliğin ardından tekrar aktifleşmiştir. grubun beyni, işlemcisi, belleği michael gira adlı deneysel abimizdir. new york çıkışlı bir no wave grubu olan swans'ın türler dışı müziği, art rock, post punk, experimental rock, proto-grindcore, noise rock, post rock, minimalism, industrial rock gibi farklı türlerle anılmalarına sebep olmuştur. zaten her zaman farklı ve değişken bir çizgiye sahip bir grup olmuşlardır.

    ilk albümlerinde oldukça brutal, statik ve "drone" diyebileceğimiz bir yapı ile dinleyicilerinin karşısına çıkan grup, o yıllarda oldukça yüksek sesli canlı performanslar verdiğinden polis tarafından gözetleniyordu. michael gira'nın sansasyonel şarkı sözleri, joy division kökenli post-punk etkileri üzerine, tekrarlarla çalınan statik gitar riffleri, ritmi destekleyen motifsel davullar ile desteklenen müzikleri o yıllar için kesinlikle farklı ve rahatsız bir denemeydi.

    '86 yılından sonra gruba ikinci vokalist olarak jarboe ablanın girmesi, swans'ı brutal çizgisinden net şekilde uzaklaştırdı ve grup, akustik ağırlık, daha kolay dinlenir bir müzikal yapıya yöneldi. children of god albümüyle birlikte etkileşim alanına pop, folk, blues, electronica gibi tarzları katan ve yine farklı müzik icra etmeye devam eden grup, bu kadro ile '97 yıluna kadar aktif kaldı. grup dağıldıktan sonra jarboe solo takılırken, michael gira angels of light projesiyle ilgilendi. geçtiğimiz sene ise swans'ın yeniden kurulacağı iddiaları, gira'nın gruba tekrar can vermesiyle sonuçlandı. şu an olan kadroda jarboe bulunmuyor. geçtiğimiz aylarda çıkan my father will guide me up a rope to the sky adlı yeni albümleri, grubun akustik çizgisini devam ettiriyor.

    şu an pek bilinmeyen bir grup olsa da oldukça farklı ve değişik müzikleriyle dikkat çeken bir grup olmuştur swans. albümden albüme değişen çeşitlilikleri ve denemeleri, ne kadar cesaretli müzisyenler olduklarını gösteriyor. özellikle michael gira'nın...

    swans -* (1982)
    cop - (1984)
    young god -* (1984)
    greed - (1986)
    holy money - (1986)
    time is money - bastard -* (1986)
    a screw -* (1986)
    children of god - (1987)
    new mind -* (1987)
    love will tear us apart (red) -* (1988)
    love will tear us apart (black) -* (1988)
    the burning world - (1989)
    can't find my way home -* (1989)
    saved -* (1989)
    white light from the mouth of infinity - (1991)
    love of life - (1992)
    love of life/amnesia -* (1992)
    the great annihilator - (1995)
    celebrity lifestyle -* (1994)
    die tur ist zu - (1996)
    failure/animus -* (1996)
    soundtracks for the blind - (1996)
    my father will guide me up a rope to the sky - (2010)
  • bir camera obscura şarkısı olup ''maybe you should travel with me'' teklifini kabul ediyorum. büyüyünce ne olmak istediğimizi söylediğimizde ''oh, fantastic idea'' diyecek insanlarla alaska'ya gitmek de en bir büyük hayalimdir zaten. hı hı.

    o mavi şeyden çalmama da izin versinler ama.
  • 24 temmuz'da atp'nin i'll be your mirror ayağında londra alexandra palace'ı sallayan babalar, gelişkin mağara adamları...

    birkaç yıl önce, müzikleriyle ilk tanıştığım anda da çok sevmiş, dakkasında etkilenmiş biri olarak, bu festivalde o icra edilen şey nasıl hayvansı bir müzik ve vahşi bir performanstır, onlar ne biçim adanmış adamlardır, o ham ve ilkel ritimlerle oluşan şey nasıl öyle ihtişamlıdır, hala anlamış değilim.. her bir eleman sanki birer caveman ve michael gira da sanki bir kızılderili ayinini yöneten adam.. kutsal ve had safhada çatlak adam.. ikide bir sahnede kendini tokatlayan adam.. büyük şef.. dünyayı umursamadan yapılan özgür mü özgür bir müzik.. alabildiğine pervasız çığlıklar.. çifte davulun "o ha!" (demişim o anda böyle yüksek sesle) dedirten düzeylere çıkan gümgümlerinin, o dümdüz ve bitmek bilmeyen ritimlerin çiğ çarpıcılığı (öte yandan hatırı sayılır sayıda insan için, epey etkili bir işkence yöntemi de olabilir tabii bu müzik).. sanki insanın en temel dürtülerini, törpülenmemiş, hayvani taraflarını gözler önüne seriyor bu adamlar sahnede, anlayabildiğim tek şey bu.. "ama adab-ı muaşeret?" desek "hönk?" diyeceklermiş gibi.. şöyle bir şeyler işte kısaca: http://www.youtube.com/…80lejdyqns8&feature=related

    hani pek takıkız ya sınıflandırmacalara; artık bu adamların tarzına kendimce ad bile verdim izlerken: "endüstriyel-kızılderili".. yok lan, hiç havalı olmuyomuş böyle yazınca bu.. hadi bari "industrial-indian" diyelim, batman çeksin.. ya da" industrial-stone ager" mesela.. o kadar gacırtılı ki, metalik seslerle öyle bütünleşik ki, endüstriyel olmazsa olmaz yani.. bana da aferin..

    sarhoş neyin de değilim emme, hadi hayırlısı...
hesabın var mı? giriş yap