• jp. güçsüzleşmiş, eskimiş, içi geçmiş
  • hüsnüzan eksikliğinde boşluğu dolduran, lakin "böyle dolacaksa boşluklar ,dolmasın.." kabilinden istekler uyandıran, kişinin diğer kişi hakkında önyargıdan da öte olumsuz, kötü, artniyetli düşünceler beslemesi, davranışlarını bu düşünceler rehberliğinde değerlendirmesi, kötüye yorması sonra kendini ve sevdiklerini yormasıdır.

    kötü manasını taşıyan "sû" kelimesinin artık bildiğimiz "zan" kelimesine tamlayan olarak tayin edilmesi ile sû-i zan şeklinde ortaya çıkan tanımlamadır.

    bir nevi düşüncede iftiradır. sözcüklere döküldüğünde aleni iftira olandır.
  • maruz kalınıp susulduğunda insana kendisini übermensch gibi hissettiren şey.
  • kötüye yormak. karşıt anlamlısı iyiye yormaktır*. islamî bir terimdir. islam'da suizan etmek günahtır. derler ki, kötüye yoran, sonunda haklı da çıksa günah işlemiş olur. öte yandan husnuzan edense, sonunda haksız çıksa bile büyük sevaba girer.
    bu düstur, kişisel tercih babında islam dinini seçmem ve kendi içimde yüceltmemde büyük rol oynamıştır. zira, mesela hz. ali'nin karşılığını merak etmeden iyilik yapmaktaki ısrarı, hz. ebu bekir'in yüreğinin genişliği ve büyük fedakarlık duygusu bu düstur altında daha anlamlı gözükmüştür bana. ötekini kötü düşünmekten alı koyup iyiliğe zorlamanın daha güzel bir yöntemi olamaz sanırım. ya da, bütün bunlar bir yana, insanlara güvenmenin varoluşsal bir ihtiyaç olduğuna inandığım için bu düstura bel bağlarım.
  • "su-i zan"dır doğru imlası. hatta "sû-i zann" olsa daha iyi olur, harputlu ishak efendi'ye selam ederim.
  • bir kişi hakkında kötü düşünmek, kişiyi kötü sanmak, yaptığı her harekette, söylediği her sözde kötü niyet aramaktır, ki insanlar arasındaki düşmanlığın yaygınlaşmasına sebep olur.
  • bu terimin zıddı olan hüsn ü zann pek kullanılan bir ifade değildir. su-i zann edip diyorum ki galiba herkes birbirine su-i zann ediyor da o yüzden yaygınlaşmamış.
  • saf insanlarin anlayabilecegi sey degildir.
  • kötü niyetli önyargı eylemi.
hesabın var mı? giriş yap