subjective

• bati felsefesinde anlami 18-19.yy'da tamamen tersine donmus kavram.
  
  18.yy oncesinde anlami dunya bilgisini tecrube etmek, onu oznel tahayyulune katmak uzerinden dogru bilgiye ulasmadaki en yakin ideal olarak gorulurmus. mesela leibniz'den heidegger'e uzanan gelenek, bizim bugun nesnel dogru bilgi olarak algiladigimiz bilme halini ancak bilgiyi oznel olarak tecrube etmek ile mumkun gorur.
  
  kavramimizin karsit kardesi objective icin de durum ayni. objective bilgi bir amaca yonelik bilgi uretimini, yani nesnel olmayan oznel bilgiyi ifade etmek icin kullanilirmis.
  
  ozetle:
  
  objective: to have an objective (tamamen oznel amac uzerinden tanimlanir)
  subjective: subject's experience in/of the world (dunyayi tecrubeyle bilme hali, bizim bugun nesnel dedigimiz bilgiye ulasim bicimi)
  
  bu karsit genclerin anlamlari henuz sebebini tam anlayamadigim bir sekilde aydinlanma caginda ters-yuz edilmis. herseye kadir oznenin kendine tamamen dissallastirdigi nesnelerin bilgi dunyasini bir iktidar kurarak kodlamasi baska turlu mumkun olamazmis gibi gorunuyor.
• temelinde kisisel duygu, tat veya dusuncelerin etkili oldugu durumlara “subjective” denir.
  
  (bkz: subjektif), (bkz: öznel),…