• bir yazinin konusmanin veya olayın kisilere bagli olmasi, kisinin duygu ve dusuncesini taraflı olarak icermesi.
  • (bkz: subjektif)
  • (bkz: nesnel)
  • genel sıklıkla, ben ve ben olmayan ayırımıyla birlikte, özne-nesne ikiliğinin bir sonucu olarak, öznenin dışındaki şeyler ve durumlarla değil de, özneyle ilgili olan şey, öznenin kendisine, kendi zihin hallerine ilişkin dolayımsız deneyimi için kullanılan sıfat efendi.
  • ortak paydasız.
  • gecenin bir yarısında öznel-nesnel ayrımlarına dislektik bir arkadaşıma 'ocağına düştüm*, panoramik mi panaromik mi doğrusu?' diye danıştım, şansım var mıydı?

    "o zaman, yazan kişiyle ilgili bir soru doğar; bir yazarla mı karşı karşıyayız, geleceğin yazarıyla mı, yoksa tamamen konu dışı biriyle mi? basılmaya aday bir metnin iyiliği, kötülüğü pek öyle ölçülemez, hep çok öznel kalırsınız..." marguerite duras - les yeux verts [yayıncı raymond queneau'dan]

    "aslında, tüm özel sorunlar, şöyle ya da böyle, çağın sorunlarıyla ilintilidir; bu da, her öznel sıkıntının, insanlığa özgü genel duruma bağlı olduğunu açıklar." carl gustav jung - insan ruhuna yöneliş

    "bir başka insanı, kendimizi anladığımız ya da anlamaya çalıştığımız gibi anlarız*. kendimizde anlamadığımız şeyi başkasında da anlamayız. bu nedenle onun imgesi çoğunlukla öznel olacaktır. bildiğimiz gibi, çok yakın bir arkadaşlık bile nesnel bilgiyi garanti etmez." carl gustav jung - rüyalar

    " bir yönetmen, 'şiirsel', 'entelektüel' ya da 'belgesel' üslup üzerinde değil, yalnız ve yalnız kendi düşüncesini tutarlı bir şekilde sonuna kadar götürmek üzerinde kafa yormalıdır. bu amaç uğruna nasıl bir kamera kullandığı yalnızca onu ilgilendirir. çünkü sanatta belgesel bir otantiklik ve nesnellik olmaz. nesnellik her zaman için yönetmen nesnelliğidir, yani özneldir. bu, yönetmenin belgesel bir malzemeyi birleştirdiği durumlarda bile böyledir." andrey tarkovski - die versiegelte zeit

    "sanat yapıtı bir erek gütmez; bu konuda kant'la aynı kanıdayız. ama bu, sanat yapıtının kendisinin bir erek oluşundan ileri gelmektedir. kant'ın sözü her resmin, her yontunun, her kitabın içinde çınlayan çağrıyı hiç hesaba katmamaktadır. kant yapıtın önce bir olgu gibi, ancak daha sonra bir görü gibi var olduğunu sanıyor. oysa yapıt ancak kendisine bakıldığı* zaman vardır ve öncelikle de katkısız bir var olma gerektirimidir. (...) şu kitabı masaya bırakıvermek bütünüyle elinizdedir. ama açtığınız an, sorumluluğunu yüklenmişsiniz demektir. çünkü özgürlük, öznelliğin özgür işleyişinden alınan tatda değil, bir buyruğun gerektirdiği yaratıcı edimde ortaya çıkar." jean-paul sartre - qu'est-ce que la litterature*
  • özneye ilişkin olan,öznede oluşan,nesnelerin gerçeğine değil,bireyin düşünce ve duygularına dayanan,enfüsi,subjektif,nesnel karşıtı.
  • insan gereğince başına önce, elbet sonra mı bilmem ne ki bir vakit peşine, kim bilir menzilde âleme buyruk olabilir haliyle. (bkz: kuljhu)
  • öznelin karşılığı olarak özneyle ilgili olan diyebiliriz. tıpkı formel yani formlarla ilgili olanda olduğu gibi. nesnel de aynı şekilde nesneyle iligili olandır diyebiliriz.
    örneğin bir pet şişeyi ele alalım bir kişi ya da bir özne veya bir suje bunun hakkında iki yargıda bulunsun:
    - bu pet şişedir
    - bu güzeldir
    burda hangisinin öznel hangisinin nesnel olduğu aşikar. ama yukarıdaki tanıma ters düşüyor gibi gözüküyor çünkü öznel olan özneyle ilgili olmalı nesnel olan nesneyle ilgili olmalı. ama iki yargı da nesne yani objeyle ilgili burda hangisininin nesnel hangisinin öznel olduğunu fark edemeyiz. bunun için bilimin yaptığı gibi kontrollü deney yapabiliriz. örneğin ilk önce objeyi sabit tutup sujeyi değiştirirsek ki burda suje bağımsız değişken olur obje ise kontrol grubu yani sabit tutulan olur. sujeyi değiştirdiğimiz halde 1. yargı değişmeyecektir ama 2. yargı değişecektir. burda 2. yargı da bağımlı değişken olur yani bağımsız değişkene(sujeye) bağlı olarak değişen ona bağlı olan öznel olan. tam tersini de yapabiliriz nesneyi değiştirirsek bu sefer 1. yargı değişir ama 2. yargı da değişebilir bir silgi onun için çirkin olabilir. burdan da şöyle bir sonuç çıkar nesnel yargılar tamamiyle nesneye bağlıdır ama öznel yargılar hem nesneye hem de özneye bağlıdır yani o da içerisinde bir nesnellik barındırır.
    burda muhtemelen bir fikir üretmiş sayılmayız ama deneysel bir şekilde nesneli kanıtlamış olduk . öznel ise daha karmaşık onu polemiğe girmemek için uzatmadım.
hesabın var mı? giriş yap