su terazisi
-
genelde yapi i$leri, in$aat ve marangozluk i$leri icin kullanilan, ve yuzeyin yerle paralel olup olmadigini anlamaya yarayan eski, bir o kadar da i$e yarayan bir alet. bir sivinin icerisinde bir habbecik (ya da baloncuk) (bkz: habbe) vardir, habbecik tam paralellik saglaninca ortada iki cizginin arasinda kalmak suretiyle paralelligi gosterir.
yeni nesil bir takim su terazileri de yine cekul yerine yuzey dikligini anlamak icin kullanilir. prosedur yukardakiyle ayni. -
(bkz: hassas denge)
-
havuzlarda ve denizlerde bulununan, suyun kaldırma kuvvetinden yararlanarak kadınlara kendilerini iyi hissettiren teraziye
-
"birlesik kaplardaki su seviyesinin ayni olmasi" prensibinden faydalanilarak yapilmis bir alet. insaat islerinde kot tasimak icin kullanilir.
-
-
tripodlarda bulunan,dengelemesi insanın ömründen ömür götüren cinsten bir terazidir.amaç,hava baloncuğunu ortalamaktır.o dev yarasa tripodun ayakları üçün her tür kombinasyonuyla uzatılır,kısaltılır.ertesi güne ise tutulmuş kollar yadigar kalır.
-
insaat ve mobilya islerinde kullanılan tipinde genelde 3 bölüm bulunur. orta kısımda yatay ölcüm icin bir bölüm, bir kenarda düsey ölcüm icin, diger kenarda 45 derece icin bir bölüm. genelde 40 cm ile 100 cm arası uzunlukta satılır piyasada. mobilya isleri ve kücük alanlarda ne kadar faydalı ise büyük uzunluklarda o kadar yanıltıcı olabilir.
-
m. salih atlı'nın siirlerinden biridir..
" uyudum
yedi asırdır sırtımda soguk demir
boynumda deli gomlegi
yabancı gozlere
tanıdık yaralarımı gostermedim
goren gozlerde
erteledigim cagrı, paylastıgım cesaret
dirildigim an
uyustugum zaman
kendimi bulmaya kaybettigim sozcukler !
dizelerden gecen ruhuma odunc verdim kendimi
icinden gectigim zaman
su terazisi
izin vermez her yokuşa
her yokuşa omur de yetmez
deliydim doluydum
kendimi bulmaya kaybetmiştim
tam yedi asır uyumuştum
sırtımda soguk zaman
uyandıgımdaysa
çoktan ölmüştüm
beni tanıyamadınız bile
tanıyamadınız bile beni. " -
eski su yapılarında borulardaki suyun basıncını kontrol edip suyu kente dağıtmak için kullanılan yapı.
-
bi vakitler hoplayan zıplayan bir toç'umuz * vardı.banyo zemini de eğri büğrü. ne zaman çamaşır yıkamaya kalksak, önce makineyi tıka basa doldurmamız gerekirdi ki, konu komşudan kirli çamaşır dilendiğimiz çok olmuştur makine dolsun diye. (sevap da kazanırdık o ayrı). makineyi çalıştırmadan önce su terazisi ile bi de zeminle uyumunu sağlamaya çalışırdık. aşka gelip de hoplayıp zıplamasın alet. zira çok fingirdek makine çeşidiydi bu.
konu ile ilgili olarak afili bi bakınız bile verebilirim. buyrun: (bkz: ev aletlerinin garip huyları/@karviskali)
dağılmadan tanım verelim şimdi: su terazisi çamaşır yıkamazdan önce banyoda kullandığımız alettir. evet çok teknik çamaşır yıkarız efendim, çoook...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap