• cagimizin ticaret karsiti muhtesem anti-kahramani abbie hoffman'in calismadan nasil hayatta kalinabilecegine dair inanilmaz kitabinin ismi.
  • duvarlarinda bir suru kitabi sadece dekor olarak kullanan kafelere gidildiginde, seytanin kulaga fisildamasindan rahatsiz olunmasi durumunda 'cumlenin ingilizcesi nasil, karizmatik mi?' diye dusunurken icten tekrarlanan cumle.
  • anarchists cookbook kadar siddet icerikli degil, daha ziyade belese hayatini idame ettirme uzerine bir kitap. fakat bu derece prensipsizligin hatta bazen dupeduz hayvanligin elle tutulacak bir yani yok. boyle otoriteye karsi olmak iyi guzel eyvallah ama kitabin yarisi "sistemi" somurmekten ziyade baska birini duduklemenin yollarini anlatiyor. yani onerilen yontemler, toplumsal hiyerarside senin dengin insanlarin zarar gormesine neden olacak cinsten, yoksa oyle anti-corporation aktivizmi filan degil. buna da anarsizm degil, anarsi denir.

    bazi bolumlerde iyice cosmus yazar; ornegin butun polisler domuz masallah. silahlardan bahsettigi bolumlerde sanki sapanla kus avlarmis gibi "bununla domuzun gozunu cikarirsiniz, sununla domuzun cukunu koparirsiniz". sistemin butun agentlarini seytanlastirmak ya da kisisellikten uzaklastirmak kadar buyuk bir tembellik olamaz. her aile uyesi, her sirket calisani, her asker, her ogrenci de bu domuzlar kadar isin icinde o zaman, bir sen varsin mina kodumun hippisi.

    daha teknik bir elestiri icinse, kitabin shoplifting tavsiyeleri beni muthis hayalkirikligina ugratti. neredeyse hic spesifik bilgi yok. kitaplar hakkinda da kutuphaneden yurutun filan diyordu sanirim bir yerde. valla halk kutuphanesinden kitap yurutup kendine anarsist diyenin oracikta kafasini kirmak lazim.

    ogrenip uyguladigim ilk taktik ise herhalde en masum olani: ayni sehir icinde mektup gonderecekseniz, gidecek adresi gonderen kismina, sizin adresinizi de gidecek adresi kismina yazip, pulsuz yollayin. posta sirketi pul olmadigi icin zarfi gonderen kisminda yazan adrese "geri yollayacak".

    ha bir de ben bu kitabi hakkaten caldim. * neredeyse bir duzine kitap yuruttum bu steal this booku aldigim gun. bir iki gun sonra da adamlari arayip durumu anlattimi; "hakkimda islem yapmayacaksaniz, ben bunlari okuyup geri getiririm; yoksa kutuphaneye bagislarim hepsini" dedim, iyi bitirince getir bari dediler. yapacaksaniz boyle seyler yapin, ne o oyle bicakla domuzlarin derisini yuzmek falan.

    cok sakincali not: guvenlik sistemi kullanan buyuk kitapcilarda eylem yapmak isteyenlere, kitabin yapmadigi hizmeti yapayim ayakustu (kucuk kitapcilardan arak yapmayin, yaparsaniz da okuyup geri getirin mutlaka): genelde ya sayfalarin arasinda rf vericisi sokusturuyorlar (ince, kare seklinde, uzerinde donen teller bulunan bir kagit) ya da arka sayfaya ozel bir miknatis koyuyorlar (uzun ince bir teldir, genelde beyaz kagitla kaplanip sayfaya yapistirilir). kitabi incelermis gibi yaparken bunlari bulup cikartin ve saga sola firlatin. iki sistem de ayni anda kullanilmaz, cunku de kapidaki o barlar sadece bir cesittir, o yuzden birini bulduktan sonra rahat olun. yanliz rf sistemleri icin, bazen yalanci barkod da koyuyorlar -fiyat etiketi susu verilmis mesela- o da ikinci bir rf etiketi oluyor. yani ne olur ne olmaz, etiketi de alin. (cebinize koymayin yanlislikla, dukkanin icinde kalsin). eger amerikadaysaniz ve birsekilde kapidan cikarken alarm calarsa, umursamadan hizli hizli cikip gidin. kasiyerler neredeyse hic ilgilenmiyorlar, sisko guvenlik gorevlisi de cogu zaman sikintidan volta atiyor. videoteyplere baksalar bile bunu butun calisanlara gosterip, suratinizi ezberletip, bir sonraki sefer dukkana almamazlik edecek degiller. ama esseklik etmeyin, o kitaplari paylasin; bu isin de bir karma puani vardir.
  • abbie hoffman'ın çok meşhur steal this book kitabı, yalan pandemi kapanmaları sırasında 50. yıl özel baskısı yaptı, yarım asır geçmiş, dile kolay.
hesabın var mı? giriş yap