*

  • macoto tezka'nın yönetmenliğini üstlendiği 1985 yapımı müzikal bilim kurgu-komedi filmi. bu filmi haruo chikada'nın aynı isimli şarkısından esinlenerek yapmış.

    iç edit: mubi türkiye'de "stardust kardeşler efsanesi" olarak geçiyormuş ve türkçe altyazılı olarak 18 mart 2021'de gösterime girdi.
    https://mubi.com/…e-legend-of-the-stardust-brothers
    haziran 2021 edit'i: gösterimden kalkmış. :(

    iç edit 2: yakında amazon prime video'ya da türkçe altyazılı olarak gelecekmiş galiba, mubi gösterimden kaldırınca oraya yöneliriz artık.*
    https://www.primevideo.com/…?language=tr_tr&ie=utf8

    filmin vizyona girişinin 30. yılına özel remake versiyonu da mevcut.
    (bkz: the brand new legend of the stardust brothers)
  • açılın, film eleştirisi yapmaya geldim!*

    6 yıldır izlemeyi istediğim bir filmdi ve az önce izleyip geldim (teşekkürler mubi*, yanaklarından öpüyo'm seni.*). dürüst olmak gerekirse her şeyden önce beklentilerimin kat kat üstünde bir filmdi, güle oynaya, ağlaya ağlaya izledim. öyle bir filmmiş ki hakkında teoriler bile ürettim.

    hakkında gördüğüm her şeyi anlatmadan önce buradan sevgili yönetmenimiz macoto tezka'ya seslenmek istiyorum:
    "eğer tesadüfen ekşi sözlük'teki bu başlığa gelip sayfayı japoncaya çevirerek okuyorsanız size buradan kocaman sevgilerimi sunmak istiyorum, kaldı ki ben sizin kaç yıllık hayranınızım. hatta bugünden itibaren müstakbel türk hayran kitlenizle tanışmayı düşünün bence."*

    ----------------------------------------------------------------------------

    tamam, şimdi ciddi olalım ve analiz kasmaya klişe sayılabilecek bir yorumla başlayalım:
    buna müzikal-bilim kurgu-komedi filmi deyip geçmemek lazım. gerek müzik sektörünün acımasız yönlerine gerekse bununla iç içe getirilen politik meselelere yaptığı göndermelerle resmen zamanının ötesinde bir senaryoya sahip: macoto tezka bu filmi ile izleyicisini synth pop şarkılarıyla raks eyletip* gülmekten yararken bir yandan da hükümetle kol kola olan medya organlarının müziğin gücünü kullanarak halkı nasıl manipüle edebileceğini ilginç bir bakış açısıyla ortaya koymayı başarmış. "beklentilerimin kat kat üstünde" dememin sebebi de buydu zaten, özellikle de o politik göndermeleri 40 yıl düşünsem aklıma getiremezdim. haruo chikada'nın bir şarkısı nelere kadirmiş, bunu da gördük böylece, resmen ağzım açık bir şekilde entry giriyorum şu an.

    az sonra okuyacağınız yorumlar ağır spoil içerir, o nedenle filmi izlemediyseniz bu entry'nin devamını pas geçin.

    --- spoiler ---

    tüm olaylar "shingo"* ve "kan"* isminde iki şarkıcının bir gazinoda çalışmaya başlamadan iki yıl önceki anılarından ibaret aslında. ama çok çalkantılı bir dönem geçirmiş oldukları bariz.

    şöyle ki: başta bu iki genç farklı müzik gruplarının solistleri olarak birbirlerine rakiplerdi. ta ki koca bir prodüksiyon şirketinin sahibi olan "minami" ismindeki bir adam onları keşfedene kadar. tabi shingo başta inat etti ama şirketten gelen sözleşmenin gelir miktarını duyunca "başlarım grubuna ya, yıldız olcam ben!" diyerek teklifi kabul etti. (bkz: para para para) tabi kan da aynı teklifi almış ve minami'nin amacı ikisini de aynı safa getirip bir hafta içinde müzik camiasının yıldızı yapmaktı, hal böyle olunca birbirlerine kin besleyen ikili kavgaya falan tutuştu ama şirket binasında tanıştıkları gizli yetenekli narin kızımız marimo* onları barıştırınca "yıldız olduktan sonra yollarımızı ayıracağız, o zamana kadar ayıya dayı diyeceğiz.*" dendi (mubi ciddi ciddi böyle altyazı geçti bu arada.).

    asıl olay bu andan sonra başlıyor.

    minami onlara aslında kardeş olduklarını ve babalarından gelen doğal müzik yetenekleri olduğunu söylüyor.

    "kimitachi wa stardust brothers! (siz stardust kardeşlersiniz!)"

    sonra ne mi oluyor?
    marimo'nun liderliğindeki fan club'ı ile daha da büyük bir hayran kitlesine ulaşarak bir numaralı yıldız oluyor stardust kardeşler.

    fakat her şey bununla bitmiyor.

    kan çapkın kişiliği ile başta kızlar olmak üzere tüm hayranlarının ilgisini çekerken başından beri narsist fakat bir yandan da acıların çocuğu olan shingo geri planda kalıyor ve yaşadığı kederle stardust kardeşlerin bütün itibarını yerle yeksan ediyor.

    tabi burada tek suçlu shingo değil, sırf onun üzerine yürümemek lazım. neden mi?

    shingo önemli bir konser öncesi içip sızmışken bir yandan minami'nin adamları shingo'yu ararken kan, marimo'yu onların yerine zorla sahneye sokup "shingo'yu bulacağım." diyerek kulisten ayrılıyor. tam o sırada kan ilginç bir diyaloğa kapı dinlemek suretiyle kulak misafiri oluyor. diyaloğun özneleri de minami ve onun yeni ortağı olacak adamın vekili. bu ortağın "kaoru" denen bir oğlu var ve kaoru'nun hayali şarkıcı olmak, minami'ye de bu yüzden danışılıyor (kaoru'yu issay canlandırıyor bu arada, kendisine saygım sonsuz ama keşke kaoru gibi şerefsizin önde gideni bir karakteri canlandırmasaymış.). ama diyaloğun minami'ye yönelik söylenen ilginç kısmı da şu: "halk hükümetimizden şüphe duyuyor ama başbakanımız sizden çok memnun kaldı, halkın aşk ve huzuru öğrenmesi gerek." misali cümleler kuruldu. sonra kaoru tanıtıldı falan.
    bu arada minami'nin adamları shingo'yu bulmuş, sahneye götürürken kan'ın bunları görüp shingo'ya "nerdesin lan sen?" deyip shingo'nun "sahneye çıkmadın mı sen?" diye sormasıyla kan marimo'yu sahnede unuttuğunu fark ediyor. bir de ne görsünler? marimo bülbül gibi şakıyor sahnede! ama filmin başlarında öyle değildi, resmen kulak tırmalıyordu.
    sonra ne mi oldu? marimo çok ünlü bir şarkıcı oldu fakat sırf kız olduğu için resmi sözleşmesi yokmuş (nasıl ya? bir türlü anlamadım, bilen biri mesajınız var yeşilimi yaksın, yalvarıyorum.).

    stardust kardeşler de geldikleri vaziyet hakkında düşünürken birbirlerinin kalplerinin doğuştan sağ tarafta olduğunu öğrenip kardeş olduklarının farkına iyice varmaya başlıyorlar. tabi sonra aralarına katılan marimo ile gelecek planları üzerine konuşurlarken kaoru da onları gözetliyordu.

    elbette kaoru şöhretine kavuşmuş, hatta şöhretinin çöküş dönemine başlamışken marimo'ya gönlünü kaptırmış olacak ki ona kavuşmak için yapmadığı şerefsizlik kalmadı.
    kaoru'nun şu tespiti cuk oturuyor toplum açısından, resmen mala anlatır gibi söylemiş: "halk skandalları sever, entrikaları, dedikoduları sever."
    marimo'yu kendine çekmek için menajeri aracılığıyla "röportaj yapılacak" diye kandırıyor kaoru, sırf dedikodu çıksın diye bir otel odasında baş başa kalıyorlar ama en sonunda marimo kaçmayı başarıyor, tabi stardust kardeşler bu olaydan haberdar olup arabalarıyla marimo'yu kurtarıyorlar ama bu sefer de nefes kesen bir kovalamaca başlıyor. bu kovalamaca -ışınlanabilen araba sağolsun- kaoru'nun babasının ofisine kadar sürüyor.

    bu arada kaoru'cuğum, seni zerre kadar sevmem ama benim hatrım için ne olur içki içme, her içtiğinde nöbet geçiriyorsun çünkü.*

    kaoru'nun babasının ofisindeki nazi bayrağı dikkatimi çekmedi değil şahsen. zaten adam yüzünü de gösteriyor en sonunda. bir de ne görelim! adolf hitler'in ihtiyar japon versiyonu!
    tam da içimden "bunlar ne alaka lan?" diye düşünürken aklıma kim geldi, biliyor musunuz?
    joseph goebbels!
    peki filmde goebbels'in yerini tutan kim?
    tabii ki de minami!
    hani demiştim ya "film hükümetle kol kola olan medya organlarının müziğin gücünü kullanarak halkı nasıl manipüle edebileceğini ilginç bir bakış açısıyla ortaya koymayı başarmış." diye, aslında tam da bundan bahsediyordum. resmen ilginç bir bakış açısı yakalanmış bu propaganda işine. vallahi helal olsun, minami müzik sektöründe olmasa iyi propaganda bakanı olurmuş kendisinden.*

    en sonunda ofise gelip dans eden hayranlarının arasından gözüne shingo'yu kestiren kaoru tabancayı eline almış tetiği çekerken hiç beklenmedik bir şey oluyor: minami shingo için kendini feda ediyor, göğsünün sağ tarafından vuruluyor ve bu olay kaoru'nun tutuklanmasına sebep oluyor. minami ise "çocuklarım, ben aslında yıldız olmayı isterdim ama başaramadım, yine de hırsımdan vazgeçemedim, en sonunda başkalarını yıldız yapmak için çabaladım." diye şarkı söyleyerek ayrılıyor aramızdan.

    ve flashback burada son buluyor, yani malum gazinoya geri dönüyoruz.
    anıların canlanmasından sonra shingo kardeşi kan'a aşk hayatıyla alakalı bir soru soruyor. meğer kan ile marimo sevgili olmuş, marimo da "memleketim hokkaido'ya tatile gideceğim." deyince bir süre yollarını ayırmışlar.

    derken...

    bir silah sesi kopuyor. kan yerde yatıyor. shingo bunun sarhoşluktan olduğunu zannediyor ama en sonunda o da vuruluyor, hem de göğsünün sağından, kalbinin olduğu yerden. muhtemelen kan da sağ yanından vurulmuş. shingo da yere yığılmadan önce kan ile marimo'nun arabayla yıldızların arasında kaybolduğunu görüyor, ardından "abi biz cidden yıldız olduk ya la." diyerek kendisi de yere yığılıyor.

    fin...

    ----------------------------------------------------------------------------

    şimdi teorilerime geçelim:

    1 - stardust kardeşlerin şu büyük bir müzisyen olan babası minami olabilir, bunun en büyük kanıtı da filmin sonlarıydı. hatırlarsanız stardust kardeşlerin her ikisinin de kalbi doğuştan sağ taraflarındaydı, minami de sağ yanından vurulmuştu. hatta ölmeden önce söylediği şarkıda "çocuklarım" diyordu.

    2 - marimo da ölmüş olabilir. shingo'nun ölmeden önce kan ile marimo'yu arabayla giderken gördüğünü hatırlayın. büyük ihtimalle kaoru iki yıl hapis yattıktan sonra tahliye olup üçünü de öldürdü ya da marimo memleket gezisi bahanesiyle saklandı, ardından her ikisini de öldürüp intihar etti.

    3 - kaoru muhtemelen epilepsi hastası. alkol kullanımı sonrası nöbet geçirmesi de bu yüzdendi belki de. bunun yanı sıra şarkı söylerken de çok dingin halleri vardı.
    bununla alakalı kısa bir yazı: https://www.oguzerdinc.com/…ve-alkol-kullanimi.html

    --- spoiler ---

    entry'i sonlandırmadan önce söylemek istediğim bir şey var. bir günlüğe mahsus mubi çevirmenlerinin kafasını yaşamak istiyorum, abi o altyazılar neydi ya?*

    günün anlam ve önemine değinen efsane bir tweet ile entry'i sonlandıralım.
  • geçmişten günümüze uzanan bir el gibi film.

    bahsedilen zaman makinası filmi 2021'e ışınlamış da bu günün hikayesini anlatıyor gibi.

    toplumlar üzerindeki manipülasyon çalışmaları zamansız. bu sebeple bir 20 yıl sonra daha aynı keyifle izleyecek yeni kuşaklar bulacaktır kendine.
  • çok iyi bir kötü film ya da çok kötü bir iyi film. yarısına kadar kapatmaya direndikten sonra daha keyifli hale gelen deli bi film. kaoru'nun david bowie benzerliği tesadüf herhalde???
    özellikle gelinlik ve damatlikla koşuşturulan klişe sahnede çok eğlendim.
hesabın var mı? giriş yap