• sosyalizm ve toplumsal mucadeleler ansiklopedisi.
    birikim tayfasinin katkisi ile ortaya cikan onlarca yazar, akademisyen ve ilim adaminin yazdigi 8 ciltlik oldukca guzel bi eser.
  • bir dönemin fasikül fasikül evlere giren resimli efsanesi.
    marxı, lenini, ilk kez sınıflar savaşının ne olduğunu masal gibi okuduğum (mitolojik kahramanların efsanevi savaşları gibi gelir tabi ilkokul çocuğuna) mükemmel kaynak.
  • dünya devrim tarihinden tutunda özellikle turk sol hareketi ile ilgili detaylı ve güvenilir bir bilgi kaynağı...
    iletişim yayınlarından çıkmıştır aşmış bir fiyata satıyorlar 480 ytl'idi iki yıl önce sorduğumda...
  • iletişim yayınları tarafından çıkarılmış, psikolojisine göre her cildinde sizi farklı atmosferlere götüren sınıflar savaşı , 20. yüzyıl ve öncesi devrimler tarihi üzerine türkçede yazılmış en kapsamlı eser. 7. cilt , türkiye'de ki devrimci hareketleri tanımak ,yakın tarih ve 12 eylül öncesini kapsamlı şekilde anlamak için temel referans kaynaklardan biridir.
  • ansiklopedik dille açıklanan maddelerin büyük bir bölümünü derinlemesine irdeleyebilmek için ilgili kişilererce yazılmış subjektif görüşleri içeren makalelere yer vererek ve her dönemdeki sol hareketlerin oluşturduğu iletişim dilinin izleklerini sunan görsel materyalleri bu yazıların arasına serpiştirerek eşsiz bir kaynak sunan eser.
  • ansiklopediden ziyade, oturup hepsini sayfa sayfa okuma istegi duyuran basarili bir calisma. dönem dönem ele alinan olaylarla insani heyecanlandiran bir eser. çerçeveler seklinde verilen yorumlar, biyografiler ve resimler, fotograflarla tam bir kaynak.
  • ben gerçekten sosyalistim diyenlerin okuması / kütüphanesinde bulundurması gereken, kapitalizmin bir oyunu olarak yüksekçe fiyatindan dolayi genellikle alinamayan ansiklopedidir.

    deli gibi arayan birileri varsa yardimci da olunabilir gayet tabii ki.
  • iletişimin daha efendi olduğu zamanlardan kalma bir ertuğrul kürkçü çilginliği enstantanesidir bu ansiklopedi. zaten gençler aşağida linklerini vermiş ki çok insan dua eder bu linke. hem çok tuhaf oldu artik bu internet şeyi, lenin'in collected works'lari falan da çikacak yakinda rapidshire'den en çok ondan korkuyorum.
    bir de şu kediler falan çikiyor sonunda. hayat vapurlu vapursuz hala çok tuhaf hep diyorum...

    http://istanbul.indymedia.org/…s/2007/12/227420.php

    paylaşim için tesekkürler yoldaş! (töbe töbe)
  • iletişim yayınları'nın tanzimat'tan cumhuriyet'e türkiye, cumhuriyet dönemi türkiye ansiklopedileri ile birlikte çıkarmış olduğu olmazsa olmaz kabilinden üç ansiklopediden biridir. 1988 tarihlidir. yazar kadrosunda dönemin yerli, yabancı önemli isimlerinin yanısıra sonradan ünlenecek yazarları da barındırır.
    meydan larousse okur gibi yatmadan önce yarım saat modunda okunursa uykunuzu kaçırabilir. o yüzden diri bir bilinçle okumak gerekir.

    ankara sakarya'da türk-iş'in karşısında köşk iskendercisi'nin altındaki birleşik kitabevi'nde satılıyor halen, 400 milyon civarı bir fiyatı var, hiç fena bir rakam değil. kafadan 350 ye kapatılır. taksitle de satışı var üstelik.
    aramaya inanan ben, 120 miiyona almıştım vakti zamanında. param çıkışmamıştı da başka bir yerden aldığım elimdeki kitapları çıkışmayan paraya karşılık takasa sokmuştum.
    yani sosyalizm ve toplumsal mücadeleler ansiklopedisi'ni tam da olması gerektiği gibi kullanım değeri üzerinden aldım, değişim değeri üzerinden pazara girmiş diğer kitapları da çıkışmayan paraya karşılık takas malzemesi olarak kullandım.

    cumhuriyet dönemi türkiye ansiklopedisi'ni ise, 1-3 milyon aralığında aldığım; amentüleri sert yapmak, sert durmak ile sert ve aşırı dayanıklı vatanseverlik meselleriyle yüklü mütekait paşaların 'bu vatan nasıl kurtulur' kitaplarıyla, emekli olunca tarihe sardıran mühendislerin kimsenin bilmediği bir sır peşinde kalan ömürlerini heder ederek yazdığı kitaplar ve de envai çeşit komplo kitaplarından oluşan 30'a yakın kitabın üstüne bir miktar para vererek aldığımı, tanıl bora duysa sanırım bir kahkaha patlatırdı.
  • gençliğin ve öğrenciliğin devrimci potansiyeli (sosyalizm ve toplumsal mücadeleler ansiklopedisi fasikül 45 sf 3)

    kapitalizmin bir “refah ve tüketim toplumu” olma veçhesiyle en kapsamlı ve radikal bir şekilde hesaplaşmaya giren kesimi, bu veçhenin ayrı bir toplumsal kategori haline getirmiş olduğu gençlikti. kapitalizm ii dünya savaşı sonrasında gerçekleştirdiği büyüme ve arttırdığı refah ile özellikle metropollerde bebek ölümlerinin azalmasıyla nüfus içinde payı artan genç insanların bir ekonomik pratiğe bağlanmadan, sınıfsal-toplumsal bakımdan ara kategori olarak geçirdikleri zaman diliminin genişlemesine imkan verdi. ekonomik-toplumsal işleyişin karmaşıklaşması ve üretici güçlerdeki gelişme çerçevesinde emek gücünün kazanması gereken niteliklere bağlı olarak (yüksek) eğitimi yaygınlaştı/kitleselleşti. 1950-1964 arasında üniversiteli öğrenci sayısı abd’de ve almanya’da iki kat, fransa’da üç kat ingiltere ve italya’da yaklaşık yüzde elli arttı. ekonomik olarak da “salt tüketici” konumunda olan gençliğin oluşturduğu piyasanın vaat ettiği potansiyel çok büyüktü.

    müzik, giyim, eğlence vb. her alanı kapsayan, özel olarak gençliğe dönük (bir ticari-kültürel alan, bir “gençlik kültürü”) oluştu; kapitalizmi üretici faaliyete geçme yaşamını kitlesel olarak yükselttiği gençlerin bu konumunu yeni bit kâr potansiyeline dönüştürdü. ancak, savaş sonrası gençlik, bu konumla barışıklığını çok fazla sürdüremedi. ilkin, dünya savaşının acılarını, yoksunluklarını yaşamış ve gözlerini refaha açmış olan bu yeni kuşak; hatırlayıp kıyas ederek bu güne şükretmesini, mevcutla yetinmesini sağlayacak bir bunalım dönemi deneyimine sahip değildi: bu özelliği, kültürel, toplumsal, giderek siyasal taleplerini ortaya koyarken kendi kendisini kısıtlayıcı, yetinmeci bir tutuma kapılmamasını, radikal, maksimalist (azamici) bir eğilime yönelmesini getirecekti. ikincisi; american way of life’ın insani mutluluğu, tatmini ve erdemleri, tüketim imkânlarına, tüketim normlarına indirgeyen ahlakı-ideolojisi; bu ideolojinin gizle(yeme)diği birörnekleşmiş, otomatikleşmiş hayat, vazettiğinin aksine, yaratıcı, bireysel-insani inisiyatifleri engelleyen yapısıyla, gençlik için köklü bir bunalım kaynağı olmaya başladı. radikal gençlik grupları, kendilerine sunulan burjuva tarzının tekdüzeliğiyle alay etmeye, bu hayattan koparak marjinal alt-kültürlere yönelmeye başladılar. abd’de beatnik-hippi çizgisiyle yaygınlaşan bu kültürel anti-kapitalist protesto; 1967/68’de bütün metropollerde sosyalist öğrenci hareketi tarafından da devralınarak siyasallaşacaktı.

    gençliğin, 1950’lerde ve 1960’larda kapitalizmin metropollerindeki konumunun, sistemin bütününün ve emeğin yeniden üretimi bakımından önemli nesnel ve sınıfsal çelişkileri besleyen niteliği, aslen eğitim alanında ortaya çıktı. bunun kökeninde, eğitimin ve bilimin/bilginin üretim ve yeniden üretim süreçlerinin, kapitalizm bütün olarak geçirdiği dönüşüme koşut olarak aldığı yeni biçimler vardır. üretimin rasyonelleşmesi ve iş bölümünün yetkinleşmesi, emek gücünün giderek daha vasıflı olmasını koşulluyordu. sanayideki seri üretimde vasıfsız işçilerin yerini, bir takım teknik becerilere sahip vasıflı işçiler alırken, mimarlık, mühendislik vb. zanaatkârca yönleri de olan, yaratıcılığı içeren ve göreli ekonomik-toplumsal “serbestliğe” imkân veren meslekler giderek kendi içinde bölünüp uzmanlaşarak sanayinin seri üretim ritmine bağlanıyor; bilimsel araştırmalar vs. faaliyetler ekonomik verimlilik gereklerine giderek daha doğrudan bağımlı hale geliyordu. bu doğrultuda bilimsel üniversite eğitimi de yeniden örgütlendi. 1960’ların ikinci yarısında fransız eğitim bakanı olan fouchet, kendi adıyla anılan üniversite reformlarının amacını “üniversitenin sanayileşmesi” olarak tanımlamıştı. bu tanımlama, kapitalizme özgü işbölümünün üretim denetimi ve rasyonelleştirmenin bilginin üretilme/edinilme sürecine de hakim kılındığını ortaya koyar.

    öğrenciler, üniversitenin sunduğu bilimsel-mesleki bilginin bütünü üzerindeki denetimlerini, p anlamda bilgiye sahipliklerini yitirmekte; yani kendi özgül alanlarında “proleterleşmekteydiler”. öğrencilerin/aydınların toplumdaki nesnel konumlarını ve itibarlarını da, buna koşut olarak, aşağı doğru sınıf atlama yönünde değişmekteydi. abd gibi gelişmiş metropollerde üniversite gençliği henüz deklase edici yönleri açığa çıkmayan bu “proleterleşme”nin bilgiyle donanan özne olarak kendilerini ve bilgiyi/bilimi (kapitalist) sanayi enirinde araçsallaştıran, fragmanlaştıran, atomize eden etkilerine tepki duydular. üniversitelerde geleneksel akademik otoritenin hiyerarşik ilişkilerin hâkim olduğu kıta avrupası’nda, alttan alta gelişen “üniversitelerin sanayileşmesi” sürecinin yol açtığı tepkiler; bilginin/bilimin içerdiği ve vazettiği özgürleştirici potansiyelle çelişen bu otoriteryanizme ve oradan çıkarak kapitalist siyasal-toplumsal egemenliğin otoriteryanizmine karşı tepkiyle bütünleşti.

    ekonomik üretim sürecinin, daha gelişkin metropollere göre daha geç rasyonelleştiği ülkelerde, (italya ve fransa gibi), sanayideki işçiler de öğrencilerinkine benzer bir dönüşümün sancısını yaşadılar: hem teknik olarak daha donanımlı, daha vasıflı (daha hızlı vs.) olmaları gerekiyordu, hem de bunun karşılığında imtiyazları, ücretleri, hakları azalıyor, yerleri kolayca doldurulabilir hale geliyorlardı. işçi sınıfı ile öğrenci hareketi arasındaki en yoğun ilişkinin, bu dönüşümün çok hızlı yaşandığı italya’da kurulmuş olması tesadüf değildir.
hesabın var mı? giriş yap