• son zamanlarda cok sik duydugum zaman belirteci. bazilari iki cumlede bir kullaniyor. *
  • şansa bak, eve geldiğimin haftası olmadan, babasının son zamanlarında kullanılan hasta yatağını ablasının oğlu odasından atmak istemiş, o yatak geldi, bana "hasta orta yaşlı adam"a yatak oldu. anmış mıydım, evden atıldığımda kendim ve özel eşyalarım bir binek arabayı ful doldurmamıştık. o da pek hoşuma gitti. varlığım mal varlığı değil, daha çok yaşayış ve işlev varlığıymış. (bkz: evden atılmak/@ibisile)

    (bkz: son zamanlarda)
  • #155078373 #155078059

    yukarıdaki iki entry'de aslında başıma gelecekleri anlamıştım. artık hayatın gidişatı hakkında önceden bazı şeyleri anlayabiliyorum. bu yüzden kendime olayların ortasında bu mesajı yazdım. çünkü biliyordum ki nasipsizlik pik noktası daha gelmemişti, gelecekti ve geldi.

    son iki ayımı anlatayım. 28 mayıs seçimleri bittikten sonra bist'in yükseleceğini yatırımla azıcık ilgilenen herkes biliyordu. çünkü öncesinde deprem ve hemen sonrasında girdiğimiz seçim ikliminden dolayı fazlasıyla düşüş ve yataylık gördük. mehmet şimşek'in de maliye bakanı olmasıyla seçim sonrası atmosfer daha da olumlu bir şekilde üstüne koyarak gitti. neredeyse 28 mayıs'tan günümüze bist 100, 2x yaptı.

    anlatmak istediğimse farklı bir konu. başından alacağım her şeyi. 28 mayıs'tan takriben 1 hafta önce ortağım olan arkadaşım bir iş getirdi önüme. bunu yapalım iyi iş dedi. ben de olur dedim fakat işin sorumluluğunu bu sefer tamamen sana ve işi yapacağın arkadaşa bırakacağım, bu işin altından sen kalkacaksın diye başta ahitnameyi verdim. sermayeyi piyasadan çıkardım ve kendisine verdim. hatta gönlü olsun diye seçim bittikten hemen sonra 30 mayıs günü parayı çektim. şimdi bu konu burada kalsın, bağlayacağım yazının ilerisinde.

    aradan 2 hafta geçmişti ki monster laptopum bozuldu. monster diye özellikle belirtiyorum almayın, aldırtmayın. garantisi bittikten 20 gün sonra hurdaya çıktı kendisi. bozulduğu gecenin sabahında swap borsasında yaptığım işlem 23 bin lira kâr etmişti ki aplikasyonu olmadığından borsanın çekemedim. kripto bilenler iyi anlar ki swap borsalarında küçük marketcapli coinler bulunur. hareketleri çok ani ve kısa sürelidir. çok güzel bir zamanlamayla(!) aylardır beklediğim hareket geldi ve ben ancak izleyebildim…

    hemen sonrasında yeni, idareten bir bilgisayar aldım. yıllardır alışveriş yaptığım, dükkan komşumuz, esnaf bir arkadaşımız bu idareten aldığım bilgisayarı bana bozuk satmış. kendisiyle yaptığımız uzun tartışma ve kavgalara rağmen iade edemedim. kavganın ilerisinde ilk entrylerde yazdığım kendime yakışmayan şeyler yapmam gerekeceğinden durdum. bilgisayarı aldığım para kadar daha tamirine masraf ettim. üstüne işim hep bilgisayarla olduğundan birçok işlem kaçırdım. total maliyeti bana 50 bin lira kadar oldu bu işin de…

    bu işle uğraşırken ay temmuz ortası olmuştu. yukarıda yazdığım iş meselesi ne oldu diye arkadaşımı ara ara yokluyordum fakat başıma gelen meselelerden bir ara kendi haline bıraktım. en son ulaştığımda üstünden 1 buçuk ay geçmesine rağmen bir bok yapmadığını görünce delirdim fakat sert-yumuşak bir konuşma yapıp işi bitirdiğimi, rafa kaldırdığımızı söyledim. bu işin maliyeti bana son kertede 100 bin lira…

    akademik kariyerimi tamamlamak istediğimden ve okuyacak şeyler aradığımdan yüklü kitap siparişi verdim. ptt kargo kitaplarımı bir güzel kaybetti amk. yaklaşık 1 aydır kitaplarımdan haber yok. bu işlerle uğraşırken üniversite ilanlarını takip etmeye çalıştım 2 yakın arkadaşımla. başvurduğum ilanların hepsine kabul edilsem de hiçbirine gidemedim…

    yatırım işinde de bir nevi ortak iş yaptığım arkadaşım ara ara kendini kaybediyor. onu toparlamaya çalışmakla uğraştım…

    sonuç olarak; bulunduğum konuma göre insanların basit hataları yüzünden yoluna koymak için çabaladığım her şey bok yoluna gidiyordu. yine insanlıktan çıkmadım, yine mücadele ederek kaybederim en azından diyerek doğruldum. stresten yine bir ton rahatsızlığım baş gösterdi ama ne demiştik: istediğimiz gibi yaşayamazsak istediğimiz gibi ölürüz. evet bunu diyerek yaşıyorum, yaşamak için elimden geleni yapıyorum.

    sakın ola kimse bana kibirlisin demesin. ben kibrimi birkaç yıl önce gömdüm de geldim. ben bana karşı yapılan hataları affedip o hataları düzeltmek için o hataları da düzeltirken insanlıktan çıkmamak için daha aydınlık gelecek için hep mücadele ettim. vallahi şu an hak vuku bulup ölsem gururla toprağa sarılır, ben ömrümün hakkını vermek için elimden geleni yaptım derim. son zamanlar iyi zamanlar değildi. lakin kimse bana yarınlar iyi zamanlar vaadinde bulunmadı, dedim ya nasipsizlik benim öğretmenim diye. ben bu öğretmenle haşr oldum ve yoluma hep bakmayı bildim.

    demagoji yapmayı ben de bilirdim. ağlamayı, sızlamayı, sürekli dert yanan biri olmayı... itin götüne sokulmakla sonuçlandı yapmadığım halde. ben verdiğim değeri karşımdakine hissettiririm. iliklerine kadar hisseder o değeri. ben yine bu konuda nasipsizdim. yine bir söz söyledim kendime burada: ben bana yakışanı yapacağım, herkes kendine yakışanı yapsın. meclisimde bulunacak birisi yukarıdakileri uymuyorsa çıkar ve verdiğim değeri bir daha benden alamaz.

    son söz olarak, dünya bir gaile demişler. bu gailedeki en önemli mefhum mücadele. onu takip edense istikrar ve disiplin. ben benim başıma gelenlerin yaradan'dan olduğunu bildiğimden ona saygı duyuyorum. çünkü biliyorum ki bugüne kadar beni güçlendirecek ve olgunlaştıracak şeyleri başıma gönderdi. bundan gayrısında tek arzum artık şerler ile değil hayırlarla bir şeyleri bana anlatması.
hesabın var mı? giriş yap