• wilco'nun 15 mayis'ta cikardigi yeni albumu.
  • wilco' nun 2007 yılında çıkardığı albümdür. bu albümün en önemli özelliklerinden birisi nels cline' in ilk olarak bu albümde boy göstermesidir. şarkılara baktığımız zaman either way, you are my face, impossible germany, on and on and on, side with the seeds, gibi şarkılarda nels cline rüzgarını hissederiz.

    şarkıların isimleri şunlardır;
    either way
    you are my face
    impossible germany
    sky blue sky
    side with the seeds
    shake it off
    please be patient with me
    hate it here
    leave me like you found me
    walken
    what light
    on and on and on

    bence albümün en iyisi please be patient with me şarkısır. hayatınızda belli dönemler vardır ya, nerede olduğunuzu bilemezsiniz. herhangi bir şey başınıza gelebilir, herhangi bir yerde olabilirsiniz. ve bir zaman sonra umutla uyandığınız zaman kalbinizin yanında sizin için kalbi çarpan birisini hissedersiniz, işte şarkı tam da bunu özetler.

    either way' de albümün başarılı şarkılarından birisidir, belki bir gün kara bulutlar üstünüzden kalkacaktır, belki bugün güneşli bir gün olacaktır, belki eskisi kadar üzülmeyecek, acı çekmeyeceksinizdir. şarkı bunu anlatır.

    impossible germany benim için yeri ayrı olan şarkılar arasında yer alır. bu parça dünya turundaki müzisyenin dindar karısı için yaptığı bir parçadır. belli ülkelere imkansız, şansız gibi sıfatlar takılır, ardından bu yolda ilerleyerek müzik-lirik kalitesi çağımızın çok üstünde olan bir parça oluşturulur. hepimizin hayatında imkansız olarak gördüğümüz noktalar vardır ve bu noktaların aydınlatılması gerekir ki hayatımızın rotasını bu puslu bir dünyada isticalle belirleyelim. benim imkansız olarak gördüğüm olaylar çoğu insana basit gelebilecek problemlerdir. asıl problemlerin göğüslenmesi gerekir ki ama karşımızda bizi dinleyecek bir insan var mıdır acaba?

    on and on and on ölümün acıklı şarkısıdır.
    ölüm bizi her ne kadar ayırsa da inanan insanlar için ölüm yeniden buluşma için verilmiş bir yeminden ibarettir. tekrardan ve tekrardan buluşacağız ve birlikte olacağız. ve bunu bize sağlayan ise ölüm olacaktır. hani şöyle zamanlar olur ya, muhtemel ölümünüz hiçbir kimsenin umruda değildir, ha ölmüşsünüzdür ha yaşıyorsunuzdur. yaşamak sizin için ölmekten daha beter bir durum haline gelmiştir. ölümden değil, çok fazla yaşamaktan korkuyorsunuz. sadece beraber iken kurabildiğiniz hayallerinizi tekrardan inşa edebiliyorsanız, kalplerinizin tekrardan birbirini sarmalaması için ne gerekmektedir?

    hayatınıza hiç beklenmeyen bir anda bir misafir girer, nereden geldiği belirsiz, nereye gideceği meçhuldür. onunla meçhule doğru bir yolculuğa çıkarsınız, sizi ona çeken onun da kendisini sizin hissettiğiniz gibi yalnız hissetmesi, ruhunuzun eksik olan kısmının onda bulunmasıdır. yani onun benliği ile kendinizi özdeş tutmak, onu "o" yapan hataları kabullenmek ve sevmektir. ve bir gün o misafir hayatınızdan çeker gider arkasından söylenebilecek tek söz varsa bu leave like you found me' dir.

    gökyüzüne baktığımız zaman dünyanın ne kadar da mavi olduğunu görürüz, bu mavilik ile gözlerimizi tehlikeli alaşımıyla oluşturulmuş bir bando takımının marşı kaplar. sky blue sky albümün en mülayim şarkısıdır. hayatınızın penceleri kırık, dökük bir haldeyken hayal etmek ne kadar da zordur değil mi? eğer geçmişinizde sizin beklenemediğiniz bir olay örgüsünden yola çıkarak yalnız bırakan bir takım güçler bulunmuşsa, eğer ölmediyseniz bundan memnun olabilir misiniz? en azından hayatta kalmışsınızdır. bu kadarı bile yeter bence.
  • http://www.youtube.com/watch?v=75pzxg_scx4

    sözleri ise:

    oh, the band marched on in formation
    the brass was phasing tunes i couldn't place
    windows open and raining in
    maroon, yellow, blue, gold and gray

    the drunks were ricocheting
    the old buildings downtown
    empty so long ago
    windows broken and dreaming
    so happy to leave what was my home

    with a sky blue sky
    this rotten time
    wouldn't seem so bad to me now
    oh, i didn't die
    i should be satisfied
    i survived
    that's good enough for now

    with a sky blue sky
    this rotten time
    wouldn't seem so bad to me now
    oh, if ı didn't die
    i should be satisfied
    i survived
    that's good enough for now
  • 2000 yıllarda yapılmış en iyi 10 albüm listesinin demirbaşlarından olan wilco şaheseri albüm.

    bu tarzda daha iyi bir iş umarım çıkar ama çok zor. açık ve net.
  • yıkılmadım ayaktayım mesajlı dinlence şarkısı.
    berbat bir dönemin ardından sabahın köründe eve uykusuz yorgun yürürken, yahut daha iyisi (pek tabi yine uykusuz yorgun) akdeniz yollarında pencereden bakarken göğün maviliğinde insanı avundurur.

    "with a sky blue sky, this rotten time wouldn't seem so bad to me now"
  • kulağıma kulağıma fısıldıyor. sonra devamı kendime övgü, sövgü...
hesabın var mı? giriş yap