• sigortalama işlemi ile uğraşan kesimin mesleği (bkz: sigortacı)
  • $ik gorunmek, iyi giyinmek, laf kalabaligi, siradan ve hatta du$uk getirileri allayip pullama ve cogunlukla aslinda erkeklerin abazaliklari uzerinde donen sektor. oyle bir erkek var midir ki, police satin alip da, %90 ihtimalle kadin olan muhattabinin, bacaklari ya da sesi beni hic etkilemedi desin. ya da en azindan "- hayir deyip ba$imdan atamadim..." olayinin etkisi olmasin.
  • sıcak satışın babasıdır. elinizde müşteriye sunacak gözle görülür hiç birşey yoktur. tencere tava dersin, 5 lira dersin alır ya da almaz. ama:
    - bana para ver, ben senin başına bişey gelirse masrafını karşılayacağım.
    - ee..ya başıma bişey gelmezse. sana boşu boşuna para ödemiş olucam.
    - evet ama ya gelirse?
    - peki ya gelmezse?
    - ama ya gelirse
    (bkz: daha gider bu)
  • degisik zamanlarda gazetelere degisik sekillerde manset olan bir meslektir bu.. hic bir iktisadi tesebbus bu kadar yannis bilinmemis, bu kadar hoyrat lanse edilmemistir saniyorum ki.. ayda bir gazete bir haber "mariah carrey memişlerini sigorta ettirdir" ne bileyim efendim "j lo poposunu sigorta ettirmisti ama primleri odeyemedi haciz geldi" gibi haberler..

    ulan bilen bilmeyen var, peder falan okuyor bu gazeteyi.. sanirsin tüm gün masa basinda oturmus baldir bacak sigortaliyoruz.. sigortaciyim dedigin an kizin gözünde inandiriciligin azaliyor

    -mükemmel gozlerin var feride
    +amaaan kamuran sen ne gozler sigortalamissindir..

    yok arkadasim oyle bişi. tüm gün sikko sikko şeyler sigortalaniyor.. bir gün yüzü görmedim ki gülben ergen gelsin basenlerini sigortalatmak istesin, ne bileyim artik seray sever gelsin tirtirlarini sigortalatsin.. hayir memlekette sigortaci acigi falan var heralde ki gazetelere boyle yazilar yazarak genc hevesli arkadaslari bu işe yonlendiriyorlar.. na buradan sesleniyorum "gelmeyin cocuklar.. am got falan sigortalamiyoruz gelmeyin..."
  • ciddi bir ayakkabı sarfiyatına sebep olan meslektir. devamlı sokaklarda gezmekten ayakkabının ne topuğu kalır kırılmadık, ne bağcığı kalır kopmadık...yedi ay çalıştım on tane ayakkabı eskittim. verdikleri asgari ücret karşılamadı yeminlen...
  • şimdiye kadar kadar kendime ait ne bir arabam, ne bir evim ne de bir fabrikam oldu. allah'a şükür ameliyat, yoğun ilaç kullanımı vs gerektirecek çok ciddi bir hastalığım da olmadı belki de bu yüzden sigorta gereksinimini iliklerimde hissetmiş biri değilim. bu şartlar altında düşündüğümde bu kadar bedava para kazanılan bu kadar uyduruk başka bir meslek daha olamaz diye düşünmekten kendimi alamıyorum. insan en değerli varlığı olan sıhhatini korur ama bir yandan da sigortaya para öder, ya olursa diye. tüm birikimi ile gider ev alır, araba alır ama ona gözü gibi bakar bir zarar gelmesin diye. yeri gelir kötü yola girmez arabası ile. ama sigortasını öder tıpış tıpış. ufak tefek hasarları da sigortadan almaz ki sigorta delinmesin! bir de sigorta şirketi tarafı var ki işin en trajikomik kısmı orası. çok küçük olasılıklarla gerçekleşme ihtimali olan durumlar karşısında doğabiliecek muhtemel zararları karşılamak gibi ulvi bir amaçla kurulan bu şirketler, risk gerçekleştiğinde asıl amaçlarının tam tersi şekilde hareket edip nasıl ederiz de biz bu parayı ödemeyiz diye dört dönemktedirler. tabi ki her şirket kar etmek amacı ile kurulmaktadır, kimse kimsenin zararını babasının hayrına karşılamaz. dünyanın en büyük portföy değerlerine sahip şirketlerinin sigorta şirketleri olması (bkz: parayla bes tas oynamak) ve en büyük davaların genelde sigorta davaları olması tesadüf değildir diye düşünüyorum. meslek mensuplarının kazançları ve çalışma koşulları gibi konulara hiç girmiyorum.
    tanım: kolay yoldan para kazanma tekniklerini kitap haline getiren meslek veya sektör
  • okudukları bölümle alakalı iş bulamayan yurdum gençliğinin bir müddet çalıştığı sektör. maden mühendisliği, ziraat mühendisliği, tarih, coğrafya, arkeoloji gibi bölümlerden mezun insanlar ise genel müdürlüğe kadar yükseliyor bu sektörde. zira kendi bölümleriyle alakalı iş imkanı kısıtlı. koyunun olmadığı yerde de keçi abdurrahman çelebi napsınlar.
  • ülkemizde hala gelişmeye en açık sektördür. hiç bir zaman hakettiği yere konmamıştır hala. olmayan bir şeyi, kagıt parçasını satmak her zaman en zorudur. sizin başınıza şu gelebilir de o zaman size söyle fayda sağlarız demek boş muhabbeten öteye gitmez türkiyede.

    size bir selpak versem git sat gel desem hemen satarsınız ama bir kağıt parçasını kaç kişi satabilir bilinmez. o yüzden en zor mesleklerden de biridir. güven satar sigortacılar.

    arabasını alıp koşa koşa kasko yaptırmaya giderler ama aldığı evin deprem sigortasını yaptırmaya acizdir milletimiz. neden çünkü allahın takdiri benim evimi su basmaz, deprem olmaz moddunda gezerler.

    sağlığımız arabamızdan da evimizden de önemlidir ama bir sağlık sigortası yaptırmayız çünkü bize bir şey olmaz.

    herşeyi geçtim çakalıda vardır. kazalı arabasını sigortalatıcam diye kırk takla atarlar. yada kasko teklifi pahalı gelir indirim ister teminatları azaltır kaza olunca niye ödemediniz yalancılar diye ortada dolaşırlar. sen 100 bin verdiğin arabanın kaskosunu bile yaptırmaya aciz ol sonra şirketleri şuçla.
  • yasal dolandırıcılık. "primleri topla, ama zarar oluştuğunda tazmin etmemek için kırk takla at" mantığıyla yürüyen sektör.
  • liseden ilk mezun olduğumda ilk bulduğum iş sigortacılıktı. bir bankaya bağlı sigorta acentelerinden birisinde başladım, ufak bir eğitim verildi, guruplara ayrıldık ve altımızda bir araba ile il merkezi (gaziantep) dışında, çevre ilçeleri, köyleri dolaşmaya başladık. yaklaşık bir hafta 10 gün sonra ilk poliçemi imzalattım. köy kahvesi gibi bir yerde gariban bir adamı ikna ettim 10 yıl boyunca düzenli olarak primlerini öderse ne kadar çok para sahibi olacağına. ofise döndüm yapacaksın sen bu işi diye gazlayıp tebrik etmeler. o akşam uyuyamadım. o gariban adam eminim birkaç ay belki zorlayacak primleri ödemeye ama bir yerlerde tekleyecek, çıkmak istediğinde yatırdığı para kuşa dönecek, çıkmayıp devam etse dahi 10 yıl sonra eline geçen paranın bir değeri kalmayacaktı. hala aklıma geldikçe üzülür ve suçlu hissederim kendimi. birkaç gün sonra bana göre bir iş değil bu deyip bıraktım.
hesabın var mı? giriş yap