• haikudur.

    "senfoni
    ölümlü
    bir şiirdir."
  • her zaman orkestra için olmayabilir. misal, györgy ligeti'nin farklı hızlara ayarlanmış 100 metronom için bir senfonik şiiri vardır.
  • (bkz: die moldau)
  • senfonik şiir, müzikte bir konu, olay ya da şiirsel içerikli metinden kaynaklanan ve bu temel üzerine yazılmış orkestral bir formudur.
    (bkz: beethoven'ın egmont)
  • 19. yy.'da "program müzik" gibi müzik dışı konulardan, şiirden, öyküden esinlenilerek genelde tek bölümlü ve belirli bir formu olmadan da bu konuyu müzikle anlatmak amacıyla genişletilmiş büyük orkestra için bestelenen senfonik müzik.

    mussorgski'nin piyano için bir resim sergisinden tablolar'ı, program müzik olarak da tanımlanan, berlioz'un dört bölümlü fantastik senfoni'si ve debussy'nin bir faunus'un öğleden sonrasına prelüd'ü, r. strauss'un her öyküyü ayrı melodik çizgilerle yansıttığı till eulenspiegel'i de senfonik şiir sayılır. yine de bu tarzın en büyük ustaları arasında liszt (14), dvorak (5), smetana (9), saint-saens (4), r. strauss (6), sibelius (16), respighi (3) sayılabilir.
  • bir bedrich smetana masalı. muhteşem.

    görsel

    dün akşam aassm'de orhun orhon'un orkestra şefliğini yaptığı izmir devlet senfoni orkestrası konserinin ikinci bölümünde yer alan bu eser; tıpkı maestronun da belirttiği gibi bohemya ormanlarının karanlık köşelerinden fışkıran ve biraz sonra birleşerek güneşte neşeli parıltılar saçmaya başlayan bir tema içermekte.

    öyle ki, dinlerken bir yandan da sesler gözünüzün önünde size izlemekten huzur duyduğunuz canlı bir tabloya dönüşüveriyor ve usul usul kulağınızdan kalbinize akan notalar nehir haline gelerek çağlayanları teşkil ediyor; ormanlardan düğün ve şenlik şarkılarının çınladığı ovalardan, köylerden geçiyor.

    daha sonra gece olunca, ay ışığı altında şatoların heybetli ve ürkütücü gölgeleri arasından sessizce akmaya başlıyor etrafta sanki periler dans ederken.

    daha sonra bu nehir, prag'a yaklaşıp; tarihi vişehrad şatosu önündeki kayalıklara çarparak baş döndürücü bir akışla geçip, uzaklaşıyor.

    smetana 1874'de moldau'yu (bestecinin ''vatanımdan''adı altında topladığı ve ülkesinin folklorünü, tarihini, efsanelerini ve doğa güzelliklerini dile getirdiği altı senfonik şiirinin ikincisi) 19 günde bitirmiş ve partisyonun sonuna '' tamamen sağırım, hiçbir ses duyamıyorum'' yazmış.

    londra'da büyük etki yaratan ve eseri göklere çıkartan ingiliz müzik eleştirmenleri bu besteyi bir senfoniden çok, bohemya köylerinin canlı renkleriyle dolu slav danslarından oluşan büyük birrapsodiye benzetmişler.

    öte yandan bu olağanüstü başarı simrock için güzel bir cevap olmuş ve sanatçının eserleri aynı adı taşıyan yayınevi tarafından kayıtsız şartsız basılmaya başlamıştır.

    kaynak: izdob program kitapçığı.

    görsel

    görsel

    görsel

    dinlemek isteyenler için: https://www.youtube.com/watch?v=3g4nkzmfc-q

    the river is born: 00:01
    the flow is constant: 01:08
    the river enters the forest hunt: 03:12
    the river passes through a farmer's wedding: 04:27
    the river enters the nymph gorge: 06:15
    the river keeps flowing: 08:51
    the river fall through st. john's rapids: 09:50 (the rapids don't exist anymore, there's a reservoir in their place now)
    the moldau flows wide: 11:09
    the river is in prague, the seat of the king: 11:39
    the river disappears ınto the distance: 12:32
hesabın var mı? giriş yap