• bir konunun uzmanlık alanları farklı olan kişiler tarafından ele alınarak
    o konunun tüm yönleriyle tartışılmasıdır...
  • belli bir konuda düzenlenen oturum ya da seminer.
    birçok yazar tarafından ele alınan bir konuyla ilgili yayın.
  • sadece teorilerle degil pratiklede olan konuyla ilgili kisilerin biraraya gelmesi ile olusan egitim amacli etkinlik
    mesela su an bizim okulda var: hacettepe universitesi tas heykel sempozyumu
  • sempozyum aslinda antik grek uygarliginda insanların aksamlari bir araya gelip sohbet ederek sarap içtikleri toplantilara verilen isimmiş. bu gelenek bozulmasaymış eksik kalır mıydım hiç bir sempozyumdan?
  • yurtdışında düzenlenenleri genellikle en high seasonda en uçuk fiyatlar hüküm sürerken başlar. harcırahınız yeterli değilse küfredersiniz.
    eğer sempozyum parallel session şeklinde düzenlenmemişse ilginizi çekmeyen konular tartışılırken turistik gezi yapabilirsiniz. aksi halde salonlar arasında koşuşturmaktan bulunduğunuz şehir hakkında en ufak bir bilgi sahibi olmadan günleriniz geçebilir.
    yeterince yüksek bir registation fee ödemişseniz öğle yemeği dışında kahve kurabiye molaları da alırsınız. akşamüstleri muhakkak şarap bulunur, ama bu arada en saygı duyduğunuz bilim adamının içince tam bir hıyara dönüştüğünü de birinci elden görmüş olursunuz.
  • sıkıcıdır.

    kimse itiraf etmez, herkes dinliyormuş gibi görünüyor. çıkışta sorsan `peki bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak` diye kimse ağzını bile açamaz. çünkü herkesin içine, bildiriler boyunca şuursuzca açılan ağızlarından görünmez sempozyum ruhu girmiştir. başkalaşım geçiren sempozyum katılımcısı, boynundaki katılımcı kartı ile damgalı eşeğe benzediğinin bile farkında olmadan, elindeki plastik bardaklardan çay veya kahve süsü verilmiş kanserojen sıvı alımına devam eder. görünmez sempozyum ruhunun en az 3 gün boyunca etkisini koruyabilmesi için o sıvı alımına ihtiyacı vardır çünkü.

    ömrü hayatımda ortalama türk gencinin katıldığı kadar sempozyuma katıldım. gâhi mecburiyetten, gâhi belâ arama derdinden. daha hiç dinleyicisini avcunun içine alıp bildiri konusunu kafasına çakan bir konuşmacı ile tanışma şerefine nail olamadım. en afili üniversitelerin en fiyakalı hocaları bile ya önündeki kağıtlardan okudular ya da arkalarındaki perdeden. tüm "bu dinlemeye geldiğim son sempozyum" kararlarıma rağmen kendimi hep bir sonraki sempozyum ahalisinin içinde, boynumdaki kartla, karşımdakinin kartındaki ismini okumaya çalışırken ve evet elimde yarısı içilmiş plastik bardakla ağzım açıkken buldum.

    en sevdiğim kitap türüne "sempozyum bildirileri kitabı" nı ilk sıradan ekleyerek, bütün sözlüğün huzurunda son ve kat'i bir şekilde söz veriyorum; bir daha sempozyum dinlemeye giden ne olsun! o ruh içinden çıkmasın ve ömür boyu boynunda bir kartla ağzı açık yaşamaya mahkum bırakılsın!

    ed: sinirden karışmış virgüller, noktalar.
  • "bir çok uzmanın bir araya gelip içki içtiği sohbetli toplantı" imiş. demek ki rakı masalarının her biri birer sempozyumdur. evet.
hesabın var mı? giriş yap