• sömürünün en yoğun yaşandığı bu çalışma biçiminde, kanunlar aracılığıyla, müşteri olan erkek ve asında erkek cinsiyeti üzerine kurgulanmış sistem yüceltilirken, kadın bedeniyle birlikte emek anlamında sömürülüyor. aracılara, çetelere ve polisin şiddetine maruz kalıyor. seks işçilerinin haklarının insan hakları olduğunu, onların sömürülmesinin kapitalist emek tacirlerinin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramadığını görmeli ve tüm kadınların, aktivistlerin, siyasi parti temsilcilerinin seks işçilerinin taleplerine ses vermeleri gerektiğini daha gür bir sesle dillendirmeli. seks işçilerinin güvenlikleri, ücretleri ve sağlıkları için örgütlenmelerine destek olmanın yanında, erkek egemen yapının ve kapitalist erkek dünyanın dayattıklarına karşı duruş sergilemek için de sendikalılaşma faaliyetlerine bu anlamda da destek olmalı.

    bunun yanında hala sol birçok kuruluş, parti ve kimi feminist örgütün seks işçiliğini bir işçilik biçimi olarak görmedikleri, seks işçiliğini terminolojik anlamda dahi kabul ettikleri zaman, kadın bedeninin sömürüsünün legalize edileceğinden bahisle seks işçiliği kavramına karşı çıktıkları da gözlemlenmekte. ancak çok iyi bilmeliler ki; kabul etmemek ve reddetmek, sadece seks işçilerinin üzerindeki baskıyı daha da arttıran, sömürüyü çoğaltan ve böylece kapitalist sistemin ve dolayısıyla da erkek egemen yapının kadın ve bedeni üzerindeki söz hakkının devam etmesini sağlayan, sistemin diliyle aynı paralelde ve gerçekte sol düşünce perspektifinin dışında, olumsuz anlamda eylemsellik barındıran söylemlerdir.

    yine bilmeliler ki, sıkça dillendirdikleri seks işçiliğinin olmadığı bir dünya söyleminin gerçekleşmesi yine mevcut seks işçilerinin hakları için savaşmaktan geçmektedir. sol ezilenin yanında olacaksa, devlet ve çeteler aracılığıyla sömürülen seks işçilerinin de arkasında olmalıdır, sendikalılaşma faaliyetlerine destek olmalıdır. "insanların seks satmadan var olmaları" düşünce perspektifi açısından - derinlerdeki ahlakçılık boyunu görmezden gelirsek - elbette iyiniyetli bir görüdür. ancak sol partilerin ve feminist kimi aktivistin unutmaması gereken bir konu da şudur: seks işçiliğini zorla değil isteğiyle yapan seks işçileri de vardır ve olacaktır. bu sebeple seks işçiliğinin olmadığı bir dünya söyleminden önce seks işçilerinin sömürüsünün olmadığı bir dünya tezi daha uygun ve yerinde bir söylemdir.

    yine kimi sol örgütler ve kimi feminist aktivistler unutmamalılar ki, seks işçilerinin sendikalılaşma, sağlık, sosyal güvenlik ve eşitlik taleplerinin karşılanmasıyla birlikte, seks işçiliği genel ahlak ve kamu düzeni adı altında, onları ezen baskılayan ve sömüren dinamiklerin "sözde" anlamlarından sıyrılmış bir şekilde aracılar patronlar düzeninden; özgür, güvenli ve sömürüsüz bir düzende var olacaktır. bu noktada da zaten isteği ile çalışmayanlar patron ve sömürü zulmünden kurtulacakları için, seks işçiliği ile kadın bedeninin sömürülmesi gerçeği kendiliğinden yavaş yavaş ortadan kalkacak, kadın bedeniyle birlikte, kişinin istekleri ve talepleri noktasında özgürleşecektir...

    ayrıca (bkz: kadın bedeni/@mimiko)
  • (bkz: sik-iş)
  • an itibariyle ankara ünversitesi tıp fakültesinde 'pembe hayat' topluluğundan sinem kuzucanın 'bedensiz ruhlar' isimli konferansa katılımıyla saklı hayatları ve yaşadıkları zorlukların tartışılacağı meslek.
  • genel kadinlar ve genelevlerin tabi olacakları hükümler ve fuhuş yüzünden bulaşan zührevi hastalıklarla mücadele tüzüğü http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/5189.html

    bu tüzük seks işçilerine yapılan ayrımcılığın ve devletin aslında tüm kadınlar üzerindeki ayrımcı baskıcı ve otoriter yanının da vesikasıdır.
    madde 20 şöyle diyor:

    --- spoiler ---
    üçüncü kisim : genel kadinlarin tesbit, tescil, muayene ve tedavileri

    tesbit:

    madde 20 - mükerreren ve bir çok erkeklerle münasebette bulunması dolayısiyle bir kadının fuhşu sanat edindiğinden şüphe edilir ve hakkında gizli ve etraflıca yapılan inceleme ile elde edilen müspet delillerle kendisinin 15 inci maddede yazılı genel kadınlar vasıflarını haiz olduğu meydana çıkarılırsa, evvela bu kadını fuhşa sürükleyen sebepler komisyonca araştırılır ve kendisinin tekrar namuslu bir hayata dönmesini sağlıyacak tedbirler düşünülür. bu tedbirlerin faide vermediği hallerde bu kadın hakkında 21 inci maddedeki şartlar varsa genel kadınlar hakkındaki hükümler, bu şartlar yoksa 23 üncü maddede yazılı sağlık tedbirlerine dair hükümler uygulanır.

    bir kadın hakkında bu hükümlerin uygulanması komisyon kararına bağlıdır.
    --- spoiler ---

    görüldüğü üzere bu maddede bir kadının birçok erkekle ilişkiye girmesi onun devlet nezdinde genel kadın olma şüphelisi yaparken birçok ilişkiden kast edilenin ne olduğu sayısının kaç olduğu bilinmiyor, sayı neye göre tespit ediliyor? bunlar bilinmiyor. devlet şüphe duyduğu kadınları takip etme hakkını bu tüzükle kendinde buluyor. iktidar kendine bir meşruiyet alanı yaratıyor. toplumu fuhuştan korumak adı altında kadınlar üzerinde sistematik bir baskı ve denetim mekanizması inşa ediyor.
    türkiye sınırları içerisinde yaşayan tüm kadınların cinsel yaşamlarını denetleme ve hatta fazla ilişkiye girme fark ederse onları genel kadın şüphelisi sayarak inceleme takip etme hakkını kendinde bulabiliyor. iktidar kadın üzerindeki toplum baskısını bu tarz erkek egemen iktidar tezleriyle dinamik kılıyor.

    --- spoiler ---
    fuhuşla mücadele komisyonunun vazifeleri başlığının 13. maddesinin 1. fıkrasının c bendine göre: namuslu kimseleri fuhşa ve ahlaksızlığa tahrik ve teşvik edenleri tespit etmek gibi bir misyon da yüklenmiş komisyon.
    --- spoiler ---

    burada bu tüzük namuslu kadın ve namussuz kadın ayrımı yaparak yukarıdaki 20. maddeden de hareketle birçok kişiyle ilişkiye girmiş kadını hukuk nezdinde ve dolayısıyla toplum nezdinde namussuz olarak yaftalıyor. devlet otoritesi kadınları namuslu ve namussuz olarak ayırabilme cüretini kendinde bulabiliyor. iktidar kendince yarattığı alanlar içerisinde ve ataerkiden aldığı güçle kadını biçimlendirmeye ve kontrol altında tutmaya çalışıyor. kendi çizdiği sınırlar içerisinde o sınırları ihlal eden veya farklı bir hayat yaşayan kadınları da namussuz olarak adlandırıp genel kadın olabilir diyerek denetlemeye hatta özel hayatına müdahale edebilecek şekilde inceleme altına alabilecek bir yapısal mekanizma inşa ederek, bu sayede kadının yaşadığı cinselliği denetleme hatta yeri gelirse fişleme devlet otoritesinin kendine biçtiği bir görev haine alıyor.

    alıntıladığım sadece bu iki madde bile ataerkinin ne olduğunun, erkek egemen iktidarın kadın üzerinde inşa ettiği ve kurumsallaştırdığı tahakkümünün boyutlarının en yalın haliyle tanımlayan örneklendiren maddelerdir.
  • legal olmasa da bu işi yapan erkekler de bulunmaktadır. bu işi yapan kadınlarla kıyaslandıklarında - genelleme yaparsak - erkekler her iki cinsiyet tarafından da kullanılmaktadırlar. bir çoğunun da ceza evinde yattığı ve uyuşturucu bağımlısı oldukları gözlemlenmektedir.

    bir tanesi bana parasını biriktirip araba alacağını söylemişti. ona bırak arabayı önce ev al dedim. sanırım hiç bir zaman ev alacak kadar para biriktiremeyecek ama umutla haklısın abi dedi. ne iş yaparsak yapalım hepimizin hayalleri aynı...
  • fügen yıldırım'ın fahişeliğin öbür yüzü adlı kitabındaki bilgilere göre seks işçilerinin çocuklarının polis olma ve askeriyede çalışma hakları yokmuş. vesika almış bir kadın devletçe fişleniyor ve hakkında bir dosya oluşturuluyormuş. bu dosyanın gizli kalma zorunluluğu varken, çocuklarının da sayılan bu görevlere alınmamaları ile onların da fişlenmesiyle sonlanan bir süreç yaşanmaktaymış.

    özellikle askerlik ve polislik irdelenmesi gereken bir durum.
    ülkenin bekasını içte ve dışta koruma görevini üstlenen asker ve dolayısıyla askeri teşkilat; içteki düzeni korumakla görevli polis ve polislik mesleği annelerinin işi sebebiyle bu çocukların sahip olamayacağı meslekler demek.
    devletin bu çocukların annelerini yayınlanmış bir tüzük aracılığı ile "namussuz" diye fişlemesi çocukların da aynen böyle algılanmasını mı doğuruyor yoksa? devlet namussuz gördüğü kadınları toplum dışına iterken onu eşit vatandaş saymazken demek çocuklarını da böyle değerlendiriyor ve onlara güvenmiyor. dolayısı ile eşitlik ilkesini de gözardı ediyor. anneleri ile birlikte bu çocukları da dışlıyor öteki kılıyor.

    düzen diye yutturulan iğrençlik her geçen gün midemi daha çok bulandırıyor.
  • türkiye solunun ve sosyalistlerinin ahlakçılığı ve hatta olumsuz anlamda muhafazakarlığı bariz olmakla birlikte seks işçiliği kavramına temkinli yaklaşımları tutuculuğa indirgemek toplumsal cinsiyet kurgusu ve sömürüsü ile mücadelede sizi bir adım ileri taşımaz. ilkesel düzeyde kabul edilmiş olanın karşılığı reel dünyada anında yankı bulmaz; onları yaratmanız gerekir.

    seks işçliği söz konusu olduğunda kavramın yanına bir şerh düşmeden bu alanda çalışanların 'sektörel' problemleri üzerine düşünmek, bu çalışma biçimini bir kalemde diğerleri ile eşitlemek, uzun vadede, seks işçlierinin meşruiyeti kabul ettirilmiş bir kafese kapatılmalarından başka bir sonuç doğurmaz. bir seks işçisinin konuşulması gereken en temel ve öncelikli probleminin sendikalaşma hakkı, ücret ya da diğer çalışma koşulları olduğunu düşünmeyi meşru kılacak yegane unsur, seks işçilerinin baskın bir oranda kendi istekleri ile bu alanda çalıştığı önkabulü ile hareket etmektir. kendi isteği ile bu alanda çalışanların varlığı dünyanın dört bir yanında bedenini bu iş için rehin vermek durumunda kalanların varlığını gölgelemez. üstelik 'kendiği isteği' tanımı her zaman başına silah doğrultulmadan alınan karar anlamına da gelmez; türkiye'de başka herhangi bir alanda çalışmalarına olanak verilmeyen transseksüellerin önemli bir bölümünün seks işçiliğine yönelmesi 'kendi isteği ile seks satan seks işçisi' tanımına temkinli yaklaşmak için yeter sebetir. kendi isteği vurgusu ancak ve ancak doğrudan şiddettin yanında sosyal ve ekonomik kıskaçların da devreden çıkarıldığı ideal ortamda geçerli bir argümandır. bu, hiç kimse kendi isteği ile seks işçisi olmaz gibi bir iddia değildir; günün sonunda gladyatörlerin çoğu şan şöhret için değil hayatta kalmak için arenaya çıkar.

    elbette bunlar seks işçisi olarak tanımlanan insanların bahsedilen problemlerinin gözardı edilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. seks işçiliği kavramı üzerine tartışmak uzun vadeli bir perspektif gerektirirken güvenlik ve ücret gibi aciliyeti olan konularda mutlaka içinde bulunduğumuz zaman diliminde somut adımlar atılması gerekiyor. her ne kadar yanına bir şerh koyuyor olsak da en nihayetinde bu yalnızca bir kavram ve diğer taraftan insanların hayatları geçiyor; onlardan kavramsal tartışmanın nihayetlenmesini beklemek sosyalistelerin her şeyi devrim sonrasına erteleme hastalığına yakalanmakla eşdeğer olacaktır. öte yandan seks işçliğini bir önkabul olarak diğer çalışma biçimleriyle eşitlemek de insanları seks işçisi olmaya iten sebepleri ıskalamak gibi bir sonuç doğurmaya teşne görünüyor.

    seks işçiliğine temkinli yaklaşımın bir tür ahlaki tutuculuğa indirgenmesinin ardında öyle sanıyorumki toplumsal cinsiyet kurgusuna karşı verilen haklı mücadelenin bir noktasından itibaren birey düzeyindeki yönelimler ve seçimler ile sosyal dinamiklerce şekillenenler arasındaki farkı görememek yatmaktadır. seks işçiliğini normalleştirme girişiminin meşru addedilebilmesi için her şeyden önce seks satma eyleminin işçi olarak tanımlanan kişi için travmatik olmadığının ispatı gerekir. fabrika işçiliğinin bile birey üzerindeki yıkıcı etkileri üzerine neredeyse bir külliyat oluşturulmuşken seks işçliğinin daha yıkıcı sonuçlar oluşturmayacağı neye dayanarak söylenebilir. cinselliğin anlamdan arındırılıp mekanik bir eyleme dönüştürülebileceği ve tüm çalışma koşulları uygun hale getirilse bile seks bittiği anda seks işçisinin üzerindeki etkisinin sıfırlanacağı neye dayanarak söylenebilir.

    başlığın ilk girisinde dile getirilen ' seks işçiliğinin olmadığı bir dünya söyleminin gerçekleşmesi yine mevcut seks işçilerinin hakları için savaşmaktan geçmektedir ' ifadesi, seks işçiliği kavramı hiç tartışılmadan kabul edildiğinde, fena halde gladyatörlerin sendika kurmasını savunmak ama neden ve nasıl arenaya çıktıkları üzerinde durmamaya benzemektedir. bu yöntem en fazla daha iyi beslenen gladyatörler doğurur, daha fazlasını değil. semiz gladyatörler size seyircinin ısrarla neden tribünleri doldurduğunun ya da kanun koyucun arenayı kendi iktidarına nasıl kalkan kıldığının cevabını vermez; sadece müşteri memnuniyetini arttırır.

    bir ahlaki tutumdan ve insan türünün diğer üretimlerinden bağımsız olarak organizmanın en temel güdülerinden birini sunileştirerek bir başka organizmanın emrine vermek bilinç sahibi bir varlık için ancak ve ancak manipüle edilmemiş bir rıza çatısı altında travmatik olmaktan korunabilir. insanlar özgür doğmuş olabilir ama özgür yaşamıyorlar ve bu şartlar altında seks işçiliği üzerine kavrama şerh düşmeden düşünmek, cinsel özgürlük ve işçi kavramlarının buluştuğu kavşakta doğru öncüllerden yanlış sonuçlar çıkarmaya sebep olur. ne cinsel özgürlük cinselliğin mekanize edilebilirliğine kapı açar ne de işçi kavramı yanına iliştirildiği her davranışı meşru kılar.

    türkiye sosyalistlerinin ahlaki tutuculuğu, seks işçiliğinin temellendirilmemiş bir kavram olduğu ve onu normalleştirme girişiminin kendi zeminini gerçekçi olmayan önkabuller üzerine kurduğu hakikatini gölgede bırakmamalı. seks işçiliğine ahlaki argümanlarla yaklaşanları silkelemenin kolaylığı seks işçiliğini aklamaz; ahlaki tutuculuğun solcu bile olsanız günün sonunda zihinsel kısırlık yaratmasının kaçınılmaz olduğuna işaret eder.
  • bu konudaki tartışmaların en eğlenceli noktaları her zaman ahlak ve rıza olmuştur.

    ahlak kısmı oldukça bütünlüklü bir konu; yolu zinaya ve kadın bedeninin mahkumiyetini kadar gidiyor.

    peki ya rıza? kimin yaptığı işe rızası var? benim yok, ama çok önemli bir farkım var; seks işçisi değilim. yoksa ben de bedenimi ve beynimi satıyorum. şu anda bu ofiste oturarak kendimi gönüllü olarak hapsediyorum. tabii kime göre neye göre gönüllü?

    -ha sizin dediğiniz geleneksel anlamda rızası yoksa, zaten tecavüze girer. seks işçiliği ile yakından uzaktan bir alakası yoktur-

    demek ki rızanın tartışılması seks işçiliğine özgü bir durum. çünkü seks işçiliği olağandışı bir durum olarak görülüyor. cinselliği çok farklı ve özel bir yere koyduğumuz için bu tartışmalar. o yüzden oturup düşünelim; şu üç kuruşluk satan ve satın alan dünyada cinselliği satmışım da ne olmuş? cinsellik sadece sevdiğim insanlara-kocama ya da sevgilime; muhafazakarlığınızın boyutuna bağlı- mı saklamam gerekiyordu?

    ya da sadece sarhoş olunan zamanların kavramı olan tek gecelik ilişkilere ne demeli? sabah ayılıp, pişman olan insanların ne kadar rızası var? seks yaptığını hatırlamayanların ne kadar rızası var?

    demek ki bu konu da oldukça çetrefilli. olay insanların kalplerinin en önemli bir köşesine koydukları, ne yaparlarsa yapsınlar seksin çok özel ve farklı olduğu önkabulüyle yaşarken, birilerinin gelip köşebaşlarında bu olayı ticarileştirmesi.

    oysaki cinsellik kutsal değildir. cinselliği kutsal yapan mantık, ahlaki tutuculuğun ikiyüzlülüğünden temellenir. zorlasan cinsellik hakkında söylenebilecek en genel geçer kavram "çoğunlukla eğlenceli olduğudur" :) temel güdü hiç değildir, böyle düşünmek dünyada azımsanmayacak kadar çok sayıda olan aseksüel bireyleri "hasta" tanımına sokar; düşünsene en temel güdüleri -puffff- yok olmuş

    not: işbu entry sabah sabah, düşünülen şeylerdir. yazar sonradan fikrini değiştirme ya da bu fikri temellendirme hakkını saklı tutar.

    neyse yeri gelmişken bir anımı da anlatayım, fıkrayla entry'e son koymuşum gibi olsun. yirmibesbininci, mezun olmuş iş aramaktadır. annesiyle muhabbet eder:

    -yani anne, eskort mu olsam ne yapsam, iyi para var diyola
    -tabi güzel kadın için çok iyi para vardır da sen hiç aynaya baktın mı? sen anca tarlabaşında köşeye çıkabilirsin de, zaten onun da mafyası vardır.
    -"mavi ekran*

    sonra aynı konu, birkaç gün sonra arkadaşlarla bira içerken aynı konuyu gündeme getiririm.

    arkadaş: yani burnunu yaptırsan, birkaç kilo versen, götüne silikon taktırsan....-on dakika boyunca devam eder- olabilir, yapabilirsin belki
    ben: (*mavi ekran*) yani ciddi değildim ama, bir gün kariyerimi o yönde değiştirirsem aklımda tutarım :/
  • (bkz: orospuluk)
    (bkz: orospu)
    (bkz: fahişelik)
    (bkz: fahişe)

    mesleğin adı buyken telaffuz etmek neden aşağılayıcı, ayıp vs. oluyor anlamış değilim. seks işçiliği ne ola...
hesabın var mı? giriş yap